| Konu: | MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 28.11.2012 |
MUHARREM VARLI (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; pamuk üreticilerinin sıkıntılarını araştırma önergesiyle alakalı Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Pamuk denilince aklımıza ülkemizin birçok bölgesi gelmektedir. İşte Ege Bölgesi'nde Aydın, İzmir, Manisa; Akdeniz Bölgesi'nde Antalya, Mersin, Adana; Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Şanlıurfa, Diyarbakır, Gaziantep'in bir kısmı; Doğu Anadolu Bölgesi'nde Iğdır yani pamuk, ülkemizin birçok bölgesinde yetiştirildiği gibi, çok da kaliteli ve istihdamı sağlayan, aynı zamanda iş imkânı sağlayan çok önemli bir endüstri bitkisi. Geçmiş yıllarda, pamuktan para kazanan, pamuk ekmeyi zevkle yapan çiftçilerimiz artık ne yazık ki pamuk ekmekten kaçar hâle geldiler. Bunun tabii çok önemli sebepleri var. Biz, burada bu önergeyi verirken gayet samimi bir şekilde AKP Grubunun da bu önergeyi ciddiye alarak kabul etmesi ve böyle bir araştırma grubunun kurularak bunun araştırılması, sebeplerinin ortaya çıkartılması ve bu manada da çözüm üretilmesini beklerdik ama bakıyoruz, bizim ortaya koyduğumuz teklife AKP Grubundan ne yazık ki böyle bir olumlu cevap gelmedi. Biz de burada hem çiftçilerimizle hem değerli milletvekili arkadaşlarımızla bu sıkıntıları, bu problemleri paylaşmak için bu kürsüye geldik. Pamuk üreticileri, aşırı derecede sıkıntı içerisinde, ektiklerinden para kazanamıyorlar onun için de pamuk ekmek istemiyorlar, pamuk ekmekten ne yazık ki vazgeçer hâle geldiler. Bunların başlıca sebepleri, işte, girdi maliyetlerinin çok yüksek olması.
Değerli milletvekilleri, eskiden "pamuk" denilince akla Çukurova'nın zengin pamuk üreticileri gelirdi. Türk filmlerine konu olan pamuk üreticileri, "beyaz altın" gelirdi, iş gelirdi, aş gelirdi ancak şu anda "pamuk" denilince akla sefalet geliyor, ne yazık ki eziyet geliyor, ne yazık ki zarar geliyor ve eğer bankayla çalışıyorsa bankaya ödediği faiz miktarları geliyor.
Değerli milletvekilleri, biz Adana'da yüklü miktarda pamuk ekerdik, şu anda pamuk ekmiyoruz. Neden? Bir kısım pamuk ekilecek alanlar narenciye bahçelerine döndü, çoğunlukla da mısır ekiliyor. Niye? Çünkü pamuk eken insanlarımız pamuk ekmekten mutlu değiller. Onların mutluluğunu kaçırdık, onların neşelerini kaçırdık, onların zevklerini kaçırdık. Hep buraya çıkan konuşmacılar desteklerden bahsediyorlar. Tarım Bakanı buraya çıktığı zaman tozpembe bir tablo çiziyor, sanki Türkiye'de tarımın bütün problemleri çözülmüş, çiftçilerimiz çok memnun, ektiklerinden para kazanır hâle gelmişler, isteyerek çiftçilik yapıyorlar ve para kazanıyorlar gibi bir tablo sergiliyor, ama baktığımız zaman, gerçekten sahaya indiğimiz zaman hiç de böyle olmadığını görüyoruz.
Bugün pamuğun çiftçiye kilogram başına maliyeti 1,6 TL, yani eski rakamla 1 milyon 600 bin lira. Pamuğun şu andaki serbest piyasadaki değeri 1,1 ile 1,2 arasında, yani eski parayla 1 milyon 100 bin lira ile 1 milyon 200 bin lira arasında. Vermiş olduğunuz toplam prim desteği -bunu en üst seviyede söylüyorum, sertifikalı tohumlar için söylüyorum- en üst seviyedeki prim desteği, mazot desteği, gübre desteğiyle beraber toplam 460 bin lira, her ikisini topladığınız zaman 1 milyon 660 bin yapıyor. Yani çiftçinin bir kilogram pamuğa harcamış olduğu para? Çiftçi sattığı pamuk, artı, desteklerle el elde baş başta kalıyor, eziyeti, çekmiş olduğu eziyeti, kullanmış olduğu ekipmanı, traktörü ve bankayla çalışıyorsa -ki çalışmayan çiftçi yok- ödemiş olduğu faizi de ne yazık ki cebine kâr olarak kalıyor.
Değerli arkadaşlarım, bu şartlarda siz olsanız pamuk eker misiniz? İşte, onun içindir ki Türkiye, pamuk ihtiyacı 4 milyon tonken ancak 1,5 milyon ton kütlü pamuk üretebiliyor. Neden? Çünkü çiftçi pamuk ekmiyor. Bu geriye kalan 2,5 milyon ton kütlü pamuk ihtiyacı nereden karşılanıyor? Başka ülkelerden ithal edilerek karşılanıyor. En büyük ithalatı nereden yapıyoruz? Yüzde 70 oranında ne yazık ki ABD'den yapıyoruz. Yani benim çiftçim bu pamuğu yetiştiremez mi? Benim çiftçim Amerikan pamuğu seviyesinde pamukçuluk yapamaz mı? Elbette ki yapar. Elbette ki seve seve yapar ve Amerikalı çiftçiden, Avrupalı çiftçiden çok çok daha iyi pamuk eker, pamuk yetiştirir ve bu ülkeye katkı sağlar. Ama biz ne yapıyoruz? 2,5 milyon ton kütlü pamuk karşılığında pamuk ithal ediyoruz, yüzde 70 oranında ABD'den yapıyoruz bunu da.
Değerli arkadaşlarım, yani siz, desteklerden bahsederken işte "2002 yılında şu kadardı, biz şu kadar destek verdik." diyorsunuz. Yahu, çiftçiden aldığınız paranın, verginin karşılığında, çiftçiden aldığınız mazot vergisi, gübre vergisinin karşılığında çiftçiye onda 1 oranında bile destek vermediniz bugüne kadar. Eğer Amerika Birleşik Devletleri'nin kendi çiftçisine vermiş olduğu desteği, Avrupa'nın kendi çiftçisine vermiş olduğu desteği biz çiftçimize vermiş olsaydık bugün çok daha iyi yerlerde olurdu çiftçimiz.
ABD'de tarımsal mazot 1,7 lira yani eski parayla 1 milyon 700 bin lira. Hep 2002 yılında "Ucuz mazot vereceğiz." diyerek iktidara geldiniz. Hep o ucuz mazotu bekliyoruz, bir türlü ucuz mazot veremediniz ama 1,2 liradan yani 1 milyon 200 bin liradan devraldığınız mazotu 4 kat artırarak bugün 4,2 liraya getirdiniz, 4 milyon 200 bin liraya getirdiniz. İşte, hep diyorsunuz ya: "Nereden nereye." Doğru, nereden nereye, 1,2 liradan 4,2 liraya! Ama pamuk kaç lira? Pamuk 2002'de 1,1 lira ile 1,2 lira arasındayken yani eski parayla 1 milyon 100 bin lirayla 1 milyon 200 bin lira arasındayken yine aynı yerinde sayıyor.
Buğday, geçen seneki fiyatın altında, mısır, geçen seneki fiyatın altında, karpuz zaten elde kaldı. Dolayısıyla, Orta Doğu'daki yaşanan sıkıntılardan, izlenen yanlış dış siyasetten dolayı patates, soğan üreticisi de zarar etti, onlar da elimizde kaldı ama mazot 4,2 lira. 2002'de 20-20 taban gübresi ne kadar biliyor musunuz değerli arkadaşlarım? 250 bin lira civarında yani bugünkü parayla 25 kuruş. Şu anda ne kadar, 2012 yılında? 1,1 lira yani eski parayla 1 milyon 100 bin lira. Yani bunu da 4 kat artırmışsınız, vallahi helal olsun size. Çiftçinin en ağır girdileri olan mazotu ve gübreyi 4 kat artırırken, çiftçinin ürünü yerinde saymaya devam etmiş, çiftçinin ürünü para etmez hâle gelmiş. Ondan sonra da çıkıp burada, sanki her şey düzelmiş, en iyisini yapmışsınız, en güzelini yapmışsınız gibi, böyle böbürlene böbürlene, övüne övüne de anlatıyorsunuz bunu. İnsan biraz utanır, sıkılır ya. Yani, siz çiftçiyi ne hâlde devraldınız, ne hâle getirdiniz?
İşte, Tarım Bakanı çıktığı zaman Ziraat Bankasının verdiği kredilerden bahsediyor. Doğru, Ziraat Bankasının kredileri çok arttı. Bu, iyiye gidiş mi acaba? Yani bunu övünerek anlatan bir insanın aklından şüphe ederim ben ya. Eğer çiftçinin durumu iyi olsa niye gidip bankadan faizli kredi alsın kardeşim ya, neden alsın yani? Denizbank'tan alıyor, Finansbank'tan alıyor, Ziraat Bankasından alıyor. Türkiye'deki bütün tarımsal kredi veren bankalara bakın, hepsinden en fazla krediyi çiftçi alıyor. Çiftçinin durumu iyiyse, ekonomi iyiyse neden bu kadar krediyi alıyor çiftçi?
Bu kredilerin birçoğunu da çiftçi ödeyemez durumda arkadaşlar şu anda. O zaman, işte 2002'den bahsederken diyorsunuz ki: "Faiz oranları yüzde 40'larda, yüzde 50'lerdeydi." O zaman çiftçi rahatlıkla borcunu ödeyebiliyordu ama şu anda sizin o "Çok aşağıya çektik." dediğiniz faiz oranlarıyla çiftçi borcunu ödeyemiyor. Ben gidiyorum Ahmet'ten borç para alıyorum, kapatıyorum; ondan sonra kredimi çektiğim zaman Ahmet'e geri ödüyorum parayı.
Ne yazık ki çiftçinin geldiği durum bu arkadaşlar şu anda. Ama çıktığınız zaman buraya, övünerek, böbürlenerek işte "Biz şu kadar yardım ettik, biz şu kadar prim desteği verdik, biz bu kadar destek sağladık." diyorsunuz.
Bakın, geçen yıl burada söylemiştim; Sulama Birlikleri Yasası değiştirilirken sulama birlikleriyle alakalı konuda "Yapmayın, etmeyin, bu yetkiyi sulama birliklerinden almayın. DSİ'nin bürokratları çiftçinin durumunu bilmez." dedim, dinlemediniz. Şu anda 17 milyon lira olan dönüm başına pamuk ücretini 31 milyon lira yaptı DSİ'nin bürokratları.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHARREM VARLI (Devamla) - Allah'tan reva mıdır? Siz çiftçiye ne verdiniz ki 31 milyon lirayı yüzde 100 artırdınız birdenbire.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Varlı.
MUHARREM VARLI (Devamla) - Önergemizin kabulünü diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)