| Konu: | YERALTI SULARI HAKKINDA KANUN İLE KAMULAŞTIRMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 14.02.2013 |
ALİ HALAMAN (Adana) - Sağ olun Başkanım.
Sayın milletvekilleri, 410 sıra sayılı "yeraltı sularını satma kanunu" hakkında söz almış bulunuyorum, daha çok bunun 2'nci maddesiyle ilgili.
Ama bu kanunun içeriğini konuşmadan önce? 1983'ten sonra Anavatan Partisi iktidar olmuştu. Anavatan Partisi bu iktidarın hevesine kapılıp kara yolları üzerinde taşımacılık yapan 10-15 tonluk BMC kamyonlarına, Ford kamyonlarına, Fatih kamyonlarına Avrupa menşeli -onlara para kazandırmak için- böyle bir takograf takma mecburiyeti getirdi. Türkiye'deki bu kamyoncuların intizarı Anavatan Partisini iflah etmedi.
Şimdi, ben bu kanunla ilgili söylerken? Bu kanun daha çok Tarım Bakanlığını, Enerji Bakanlığını ve Orman ve Su İşleri Bakanlığını ilgilendiren bir kanun. Şimdi, istenen kanun, 2011 yılından bu tarafa, su az diyerek, Türkiye'de su kıtlığı var diyerek, önce bir ölçüm cihazı, ölçüm sistemi koyup sonra da işte "Sayaç koyalım, saat koyalım, bunlardan bir para toplayalım:" deme kanunu. Bu 2011'den bu tarafa devam ediyor. Üç ay önce, bir köyden bir kâğıt göndermişler, bu kağıttan dolayı da ben Orman Bakanımıza şöyle söyledim: "Ya bu çok âdil bir şey değil, çok merhametli, merhameti bırak mantıklı değil." diyerek ufak da bir uyarı yapmıştım.
Yer altı suları, uzun yıllar tarımda, sanayide, içme suyu olarak insanların, vatandaşların kendi imkânlarıyla yeryüzüne çıkarttığı, kullandığı su demek. Bu suyu kullanan vatandaşlarımız, çiftçiler, sanayiciler, içme ve temizlikte kullandıkları suyun karşılığını Hükûmete, devlete KDV olarak, stopaj olarak, gerçek usulde vergi vererek, kurumlar vergisine tabi olarak zaten ödüyorlar.
Su hayat demek, abı demek, insan için vazgeçilmez. Bu suyu satmak kolay. Şimdi, yolun kenarlarında lahana satan, pırasa satan, turp satan, patates satan, soğan satan, elma yetiştiren, narenciye yetiştiren? Yer altından suyu çekerek bu Ulukışlalı, bu Adanalı elma yetiştirdiği için, portakal yetiştirdiği için bu Allah'ın verdiği suya "Ben bunu parayla satacağım, buna sayaç ve saat vuracağım." demek? Ya bu komünist ülkelerinde yok ya, Küba'da yok Küba'da. Sen bu memlekette yani yer altından çıkan, nokta kadar emek vermediğin, nokta kadar gayret göstermediğin bir suyu emrivaki "Ben yer altındaki suyu sana satacağım." demek doğru mu? Yeryüzündeki suları fahiş fiyatla zaten satıyorsun. "Baraj yaptım." diyorsun satıyorsun, "Sulama birliği kurdum." diyorsun satıyorsun, "Şişeledim." diyorsun satıyorsun. Zaten bunları sata sata, tarımla uğraşan, sanayiyle uğraşan insanları iflah etmez, etmeme hâline getirdiniz zaten. Bundan dolayı biz bu kanunun? Ben bu kanunun şahsen alayına karşıyım. Yani "Alayına karşıyım." derken? böyle bir şey yok ya! Yani bir memlekette pamuk eken adamın 60, 70,
Şimdi, Orman ve Su İşleri Bakanlığı "Bu ormanları kontrol etmek için şimdi ormancıyı mormancıyı istihdam ediyoruz." diyor, altlarına pikapları veriyor, orada işte "Yangın çıkmasın, işte kaçak odunu kaçırtmasınlar, hartlak odunu kesmesinler, ormanı kesmesinler." diyerek servis yapıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ HALAMAN (Devamla) - Şimdi, bu Orman Bakanlığı yeni bir ekip kurup yani bu suları mı kontrol edecek?
Şimdi, bundan dolayı ben bu kanuna menfi baktığımı, karşı olduğumu söylüyorum, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Halaman, teşekkür ediyorum.