GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YERALTI SULARI HAKKINDA KANUN İLE KAMULAŞTIRMA KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:66
Tarih:14.02.2013

CHP GRUBU ADINA İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 410 sıra sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun ile Kamulaştırma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesinde CHP Grubu adına görüşlerimi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum. Gecenin ilerleyen bu saatinde hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Su zengini değiliz. Yılda kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 10 bin metreküpten fazla olanlar su zengini, bin metreküpten az olan ülkeler ise su fakiri kabul edilmektedir. Ülkemizde kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1.500 metreküp civarında olup ülkemiz su kısıtı bulunan ülkeler arasında yer almaktadır. Bu bilgileri, yer altı sularının denetim altına alınmasında, suyun iyi yönetilmesinde hemfikir olduğumuzu ifade etmek için verdim ancak tabii ki sizin yaptığınız gibi değil, arkadaşlarım maddeler üzerindeki görüşlerini ifade ettiler. Ben bu konulara değinmek istemiyorum, bir başka pencereden bakmak istiyorum.

Türkiye'de toplam su tüketimimiz 46 milyar metreküp olup, bunun 34 milyar metreküpü tarımda yani yüzde 74'ü tarımda kullanılmaktadır. Bu yasa ile öncelikle etkilenen kısım tarımcılar olacaktır, çiftçiler olacaktır. Köylüyü zaten bırakmadınız. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "Köylü, milletin efendisidir." sözünü "Köylü mahallelidir, köylü şehirlidir." şekline tarımı, çiftçiyi, köylüyü bitirerek getirdiniz.

Yasa çıkarmak, kanun yapmak önemlidir ancak önemli olan bir konu ise yasaların uygulanmasıdır. Siz yasaları uygulamazsanız yasanın ne önemi kalır. Uygulanmayan yasanın ilgili bakanlığının tozlu raflarında beklemekten başka olanağı yoktur. Uygulanmayan yasaların etkilediği sektör veya kurum, kuruluşlar beklentilerini umutla sürdürürler.

Çiftçilerimiz, köylülerimiz de 2006 yılından itibaren bir beklenti içindeler. Yaralarına merhem olmasa da bu beklenti, hak ettikleri bir yardımın yapılması. Üretim maliyetlerinin yüksek olduğu, verilen desteklerin yetersiz olduğu, ürünlerin dalında veya depolarda kaldığı; üretimden uzaklaşmanın, tarlayı boş bırakmanın daha kârlı olduğu AKP döneminde, Hükûmet, 2006 yılında, sözüm ona, çiftçi sorunlarına çözüm bulmak amacıyla bir Tarım Kanunu çıkardı. Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesi "Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'inden az olamaz." hükmü gereği, çiftçilerimize 2007 yılından itibaren, 2012 dâhil, ödenmeyen para 29 milyon 478 bin TL'dir değerli milletvekilleri. Bu konuyla ilgili bir yasa teklifini verdiğimizi de ifade etmek istiyorum.

Çiftçiler perişan; Bursa çiftçisi, Karacabey, Mustafakemalpaşa, ova köylüleri, köy meydanına, camiye çıkamıyor; sarı taksilerden kaçıyor, icra tutuklamaları başladı, çiftçiler çilelerini hapishanede tamamlıyor. Nevşehir'de 35 kuruşa mal ettikleri patatesi 10 kuruşa satamıyor. "Tarlada 78 dönüm patatesim var." diyen çiftçi, 5 kuruşa satmak için hazır olduğunu ifade ediyor. Afyon aynı, Niğde aynı; patatesçilerin durumu hep aynı. Zeytin üreticileri, zeytinyağı üreticileri sıkıntıda; 1 litre zeytinyağının 1 litre mazottan ucuz olduğunu ifade etmek istiyorum. Narenciye dalında kaldı. Buğday, mısır, mercimek dâhil ithal ederek maalesef günü kurtaracak politikalarla tarım yönlendiriliyor. Çay ve fındık üreticisi zor durumda.

Değerli milletvekilleri, saman ithal ederek kaba yem için çözüm arayan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, tarımı, çiftçiyi, köylüyü bitirdiği gibi, artık hayvancılığı da bitirdiğini ilan etmektedir. Saman ithaline izin veriyor ve 639 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 2011 yılında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yeniden yapılandırılması sonucunda       -altını çizerek söylüyorum- kooperatifçiliği teşvik etme görevleri arasından çıkarılıyor değerli milletvekilleri. Ancak, bu Bakanlık, kooperatifçiliği teşvik etmeyi görevleri arasından çıkarırken saman dağıtımını, tarım kredi kooperatifleri aracılığı ile törenlerle yaptırıyor. Hasat zamanı ahududu ithal ederseniz, mısır hasadında Bandırma Limanı'na mısır yüklü gemiler gelirse çiftçinin yüzünde nasıl gülücükler oluştuğunu siz tahmin edin.

Bursa Karacabey Ziraat Odası, Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarıyla verilecek desteklerle, ilçelerinin kaybının 3.7 milyon TL olduğunu, bunun sadece buğday ve mısırda olduğunu haykırıyorlar. Sayın Bakan, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda TÜİK rakamlarının yanı sıra yerel rakamları da dikkate alacağını ifade etmesine rağmen, maalesef, TÜİK rakamlarıyla çalışmaların yapıldığını, borçlarla mücadele eden üreticilerimize bir darbe de TÜİK rakamlarıyla vurulduğunu belirtmek isterim.

Derin kuyulara takılacak saatlerin tarımcıların, çiftçilerin sonu olduğunu duyurmak isteyen ziraat odaları var. Çiftçilerimiz yer altı suyu kullanımı için sayaç takmaya zorlanırken aynı su kaynağının özellikle sanayi tesisleri tarafından izinsiz ve aşırı kullanımına göz yumulmakta, aynı sanayi tesisleri su kaynaklarını kirletmekte, bu suların tarımsal sulama amacıyla kullanılmasına izin verilmemektedir.

Bölgemizde kurulan arıtma tesislerinin sadece biyolojik arıtma yaptığı, kimyasal arıtma işlemini yapmadığı için, örneğin Yeşil Çevre Arıtma Tesisinden çıkan günlük ortalama 81 metreküp deşarj suyu hiçbir şekilde kullanılmamakta ve kirli olarak Nilüfer Çayı'nın kirlenmesine katkı koymaktadır.

Bursa ili sınırları içerisinde yer alan ve ovalarda tespit edilen yıllık yer altı suları işletme rezerv toplamı 429,4 milyon metreküptür. Buna karşılık tahsis edilen miktar 473,213 milyon metreküptür yani fazla tahsis yapılmıştır.

Bursa ili sınırları içerisinde kayıtlı bulunan toplam 7.386 derin sondaj kuyusu vardır değerli milletvekilleri. Ruhsatsız ve kaçak kuyular için düzenli bir bilgi mevcut değildir ancak bu rakamların çok daha yüksek olduğunu ifade etmek isterim. Ürün desen planı olmayan bu bölgelerde ruhsat çıkartılırken dikkate alınan şahısların daha sonra komşularıyla ortaklaşa kullandıkları bu kuyularda sıkıntıların olacağı aşikârdır.

Devlet Su İşlerinin teknik eleman yetersizliği nedeniyle yeterli kontrol yapamadığını biliyorum. Ancak, bu, Sayın Bakan için bir mazeret değildir. Elindeki kuyuları zapturapta alırken kaçak ve deşarjlarıyla ovaları kirleten diğer kuyular için neler yapılacağını çok merak ettiğimi ifade etmek istiyorum.

Ayrı bir merak ettiğim konu da değerli milletvekilleri: Günde 3 bin-6 bin ton arasında su kullanan Cargill Nişasta Bazlı Şeker Fabrikasına saat takılıp takılmayacağını, kontrol arasına alınıp alınmayacağını ve faydalı hacim miktarının ne kadar olduğunu da öğrenmek istiyorum.

Ayrıca öğrenmek istediğim bir konu da "faydalı ihtiyaç" adı altında Bursa'mızda ne kadar yer altı suyu kullanıldığını, hangi tesislere, hangi sanayi tesislerine bu tahsislerin yapıldığını da bilmemizin hepimizin hakkı olduğunu ifade ediyor ve gecenin ilerleyen bu saatinde hepinize saygı ve sevgilerimi sunarak sözlerime son veriyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İLHAN DEMİRÖZ (Devamla) - ?yasa için de hayırlı uğurlu olsun diyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Demiröz.