GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:39
Tarih:16.12.2011

MENDERES TÜREL (Antalya) - Sayın Başkan, çok kıymetli milletvekilleri; Meclis olarak, geç saatlere kadar uzayan bir çalışmayla, eğitime 56 milyar, sağlığa 47 milyar, sosyal güvenliğe 69 milyar, esnafımıza ve KOBİ'lere 8 milyar, yatırımlara 32 milyar, ARGE faaliyetlerine 2,3 milyar, tarıma 11 milyar, muhtaç ve özürlü vatandaşlarımıza 7 milyar Türk lirası ayıran ve buna rağmen bütçe açığının yurt içi hasılaya oranını yüzde 1'lere çeken, faize geçmişte olduğu gibi vergi gelirlerinin yüzde 86'sını değil yüzde 16'sını harcayan, onurlu bir bütçeyi halkımıza sunmuş bulunuyoruz. Bu bütçenin hazırlanmasında ve böyle bir bütçenin imkân dâhiline gelmesinde katkıda bulunan Hükûmetimize, ekonomi yönetimine, Maliye Bakanlığımıza ve yüce Meclisimize teşekkür ediyorum.

Meclisimiz ve komisyonlarımız, gerçekten zahmetli ve yorucu bir çalışmayla bütçe görüşmelerini yerine getirmektedir. Gönül isterdi ki vatandaşlarımız vekillerinin gece geç saatlere kadar süren çalışmalarını görsün; vekillerinin sadece kavga ettiği değil, bardaklar kırdığı değil, aksine, gece yarılarına kadar çalıştığı bir vekil imajına sahip olsun. Yüce Meclisin gerçek mesaisini vatandaşımıza doğru aksettirmek hususunda hepimize bu anlamda görev düştüğünü bu kürsüden ifade etmek isterim.

Sayın Başkan, çok kıymetli milletvekilleri; Meclisimiz dünyada pek çok ülkenin gıptayla baktığı, dengeli bir bütçeyi kabul ederken, Türkiye ekonomisi yüzde 8,2 büyümeyle dünyada en hızlı büyüyen 2'nci ekonomi olmuştur. Dün de işsizlik oranları yüzde 8,8 olarak açıklanmış ve böylece işsizlik 2002 yılından beri en düşük seviyeye inmiştir. Bu yılın ilk on bir aylık bütçe sonuçları açıklanmış ve yirmi sekiz yılın en iyi bütçe performansı olduğu bu rakamlarda görülmüştür. Üstelik, bütün bunlar, içeride seçim varken, dışarıda Avrupa sarsılırken elde edilen bir performanstır. Bu memleketin insanları olarak, pek alışık olmadığımız bu tür başarılardan hepimizin gurur duyması gerekir.

Bu büyümeye, bu bütçe performansına rağmen, bazı arkadaşlarımız, ekonominin kötü gittiği, dış borçların arttığı, özelleştirmeyle her şeyin satılmasına rağmen bir şeylerin yapılmadığı, milletin borç içinde olduğu gibi iddialarla şaşırtıcı ve ilginç yorumlar yapmaktadırlar. Bu tür yorumlar bazen bir yorum olmanın ötesine gidip bir dezenformasyona da dönüşebiliyor maalesef. Elbette ki iktidar eleştirilecek, muhalefet bardağın boş tarafını gösterecek ancak hep birlikte bardağın hem boş tarafını hem de dolu tarafını göstererek ülke menfaatleri adına çok daha hızlı ve verimli sonuçları bu kutlu çatı altında sağlayabiliriz.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; kamu net borç stoku iç ve dış toplamı olarak 2004 yılında 274 milyar liradan bu yıl 299, hadi diyelim 300 milyar liraya yükselmiştir. Bu kadarcık artışın sebebi de esasen geçmişten gelen faiz yüküdür. AK PARTİ  hükûmetleri net olarak borçlanan değil, önceki dönemlerin borcunu ödeyen hükûmetler olmuşlardır. Lütfen bu gerçeği görelim.

Ayrıca, özel sektörümüzün yurt dışındaki düşük faizlerden faydalanmak üzere dışarıdan aldığı kredilerin devlet borcu gibi gösterilmesinden de artık vazgeçmemiz gerekir. Kaldı ki özel sektörümüzü de dâhil etsek bile Türkiye'nin net dış  borcunun millî hasılaya oranı yüzde 23 gibi son derece düşük bir seviyeye gelmiştir. Geçmişte "İktidarlar özelleştirme yapmıyor." diye eleştirilirken bugün "Her şey satılıyor." diye eleştiriliyoruz. Özelleştirmeyle her şey satıldı denilen mesele ise sekiz yılda 47 milyarlık özelleştirme olup eğitime bir yılda ayırdığımız bütçenin altındadır.

Öte yandan, milletin kredi borcunun konut ve otomobil alımıyla televizyon, ev eşyası gibi malzemelerle arttığı doğrudur ancak bunların da yurt içi hasılaya oranı yüzde 18 civarındadır.

Şurası bir hakikattir ki gerek Hükûmetimiz gerek muhalefetimizden gelecek her türlü bilgiyi memnuniyetle karşılayacağız.

Bütçenin memleketimiz için hayırlı olması hususunu sözlerimin sonunda bir daha dile getiriyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN -  Teşekkür ederim Sayın Türel.