GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:109
Tarih:23.05.2013

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin ikinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Konyalıların bir sevincini sizlerle paylaşmak istiyorum, sözlerime böyle başlamak istiyorum: Torku Konyaspor bu gece oynanan PTT Birinci Lig Play-off yarı final maçını kazanarak finale yükselmiştir. Ben, buradan Konyaspor'un futbolcularını, teknik kadrosunu, yönetimini ve fedakâr taraftarlarını tebrik ediyorum. Torku Konyaspor, inşallah, pazar akşamı oynanacak final maçını da kazanarak Süper Lig'e yükselecektir, buna yürekten inanıyorum.

Değerli milletvekilleri...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ben katılmıyorum bu kanaate Manisalı olarak.

MUSTAFA KALAYCI (Devamla) - Manisa'ya bir takım yeter Özgürcüğüm, iki tane... (Gülüşmeler)

MUSA ÇAM (İzmir) - Dostluk kazansın.

MUSTAFA KALAYCI (Devamla) - Evet.

Değerli milletvekilleri, ivedi olarak yürürlüğe konulmak istendiği anlaşılan 36 maddelik bu kanun teklifinde 18 kanun ve kanun hükmünde kararnamede değişiklik öngörülmektedir.

Son günlerde kamuoyunda tartışılan ya da tartıştırılan ve yapılan görüşmelerde de üzerinde en fazla konuşulan maddeleri alkollü içkilerin üretimi, tüketimi, pazarlanması, satışı, reklam ve tanıtımı ile ilgili getirilen yasak ve cezalardır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak alkollü içkilerin, her ne yolla olursa olsun, özendirilmesine kesinlikle karşıyız. İnancımız gereği karşıyız, toplum sağlığı yönüyle karşıyız.

AKP iktidarları döneminde ülkemizdeki alkol tüketimindeki artış dikkat çekmektedir. Maliye Bakanının bir soru önergesine verdiği cevaba göre, 2012 yılında üretimden ve ithalattan iç piyasaya arz edilen alkollü içki miktarı 2004 yılına göre sekiz yılda yüzde 26 oranında artarak 1 milyar 127 milyon litreyi aşmıştır. Aynı dönemde bira miktarı yüzde 15, şarap miktarı yüzde 110, rakı, votka, viski, likör, cin ve diğer distile içkilerin miktarı yüzde 32 oranında artmıştır. Bunlar resmî rakamlar olup bu alanda kaçakçılık ve kayıt dışılığın fazla olduğu dikkate alınırsa rakamların çok daha yüksek olduğu aşikârdır.

AKP zihniyetinin, alkollü içkilere getirilen yasaklar ve cezalarla bir propaganda malzemesi elde etme çabasında olduğu görülmektedir. Her fırsatta yaptığı gibi yine milletimizin dinî hassasiyetlerini sonuna kadar istismar etmeyi amaçladığı açıktır. Aslında, AKP zihniyetinin toplum ve gençliğin alkol düşkünlüğüne girmesini önlemek konusunda bugüne kadar bir derdi, bir kaygısının olmadığı da anlaşılmaktadır. İşte, bu teklifle böyle bir kaygıdan dolayı alkollü içkilerle ilgili yasaklar ve cezalar getiriliyor diyenlere sormak lazım: Madem öyle on buçuk yıldır nerelerdeydiniz? Sözde muhafazakâr olduklarını söyleyenlerin, güya dindar gençlik yetiştirmekten bahsedenlerin on buçuk yıllık iktidarları döneminde ülkemizdeki alkol tüketimi artmış, alkole başlama yaşı 11'e kadar düşmüş, çocuklarımız ve gençlerimiz arasında alkol tüketimi kaygı verici bir noktaya ulaşmıştır. Alkol, uyuşturucu, esrar gibi kötü alışkanlıklar ile satanizm maalesef okullarda kol gezmektedir.

Anayasa'mızda da görev olarak verilmesine rağmen AKP iktidarının gerekli tedbirleri alarak toplumu ve gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, kötü alışkanlıklardan koruyamadığını resmî veriler ve araştırmalar göstermektedir. Bu konuda çocuklarımıza ve gençlerimize gerekli eğitim verilmeden, insanımız bilinçlendirilmeden sadece yasaklar ve cezalarla sonuç alınamayacağı da bir gerçektir.

AKP iktidarı başına 5'inci bakanını getirdiği eğitim alanını millî ve manevi içerikten yoksun, bilimsellikten uzak anlayışla ve deneme yanılma yöntemi ile yaptığı uygulamalarla yazboz tahtasına döndürmüştür. Yapılan her değişiklik, malzemesi insan olan eğitim sisteminde nesillerin heba olmasına neden olmuştur.

AKP döneminde millî ve manevi değerlerimizi özümsemiş, düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, yeni gelişmelere açık, sorumluluk duygusu ve toplumsal duyarlılığı yüksek, bilim ve teknoloji üretimine yatkın, girişimci, demokrat, kültürlü ve inançlı nesillerin yetiştirilmesini sağlayacak eğitim politikaları uygulanmamıştır. Bu yönüyle bir reform da gerçekleştirilmemiştir. Kur'an-ı Kerim'in ve Peygamberimizin hayatının ders olarak konulması da Milliyetçi Hareket Partisinin öncülüğü sayesinde gerçekleşmiştir.

Değerli milletvekilleri, AKP'nin on buçuk yıllık iktidarında millî ve manevi değerlerimiz büyük yara almış, yozlaşma ve değerler erozyonu kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Bundan dolayı ben bu düzenlemeyle ilgili olarak AKP zihniyetinin yaşam tarzını dayattığı, dinî gerekçelerle alkole yasaklar getirdiği eleştirilerine katılamıyorum. Düşünün, hiç zinayı ve domuzu serbest bırakan bir zihniyet alkole dinî gerekçelerle yasak getirir mi?

Yine bir istismarla karşı karşıya olunduğu açıktır. Ama AKP zihniyeti boşuna heveslenmesin, artık istismar siyasetinden nema elde edemeyeceklerdir. "Alkollü içkilere yasaklar ve ağır cezalar getirdik." propagandası kendilerine siyasi bir çıkar sağlayamayacaktır.

Millet size nasıl inansın ki? Domuz eti üretim ve satışını serbest bırakan, domuz çiftliklerine destek veren AKP Hükûmeti değil mi? Müslüman'a domuz eti satılmasını sağlayan siz değil misiniz? Sadece bunun vebali size yeter. Müslüman Türk milleti size bu konuda hakkını asla helal etmeyecektir.

AKP Hükümeti tarafından çıkartılan yönetmelik ve tebliğlerle marketlerde domuz satışı, üretimi ve kesimi serbest bırakılmış, domuz eti Türk Gıda Kodeksi'ne dâhil edilmiş, diğer eti helal hayvanlarla birlikte zikredilerek kasaplık hayvanlar arasına alınmış, domuz beslenen çiftliklere bir kamu bankasından işletme ve yatırım kredisi alma imkânı verilmiştir. Tarım Bakanına sorarsan ülkemizde 3 ruhsatlı domuz çiftliği var. Ama yapılan araştırmalara göre Türkiye'de 80 civarında kaçak çiftlikte yılda 1 milyon civarında domuz üretildiği ve bunların kaçak olarak normal kesimhanelerde kesildiği ifade edilmektedir. AKP Hükümetine soruyorum: Milletin satın aldığı etlere ve et ürünlerine domuz eti karıştırılmadığı, domuz etinde kullanılan makine ve bıçakların helal etlerde kullanılmadığı konusunda bir güvence verebilir misiniz? Etkili bir denetim, doğru dürüst bir gıda kontrolü yapılmıyor ki cevap verebilesiniz, son zamanlarda ortaya çıkan gelişmeler domuz ürünlerinin yaygınlaşarak âdeta yediğimiz içtiğimiz her şeye bulaştığını göstermektedir. Domuz etini "Demokrasi var, gayrimüslimler var, turistler var." diye savunabilirsiniz ama Müslüman Türk milleti de ne yediğini bilmek istiyor. Domuz etini ve domuz değmiş hiçbir şeyi yemek istemiyor. AKP Hükümetine soruyorum: Her yıl kesildiği söylenen 1 milyon domuz nerede kullanılıyor? Öncelikle bunun hesabını bir verin. Ruhsatsız faaliyet gösteren domuz çiftlikleriyle ilgili hangi yasakları ve cezaları uyguluyorsunuz? Önce bunları bir anlatın.

AKP, alkole yasaklar getirerek yaşam tarzını dayatmıyor. Öyle olsaydı zinayı serbest bırakıp, imam nikâhı yaptırmayı suç saymazlardı. AKP iktidarında 2004 yılında kabul edilen Türk Ceza Kanunu'na göre zina suç sayılmazken, resmî nikâh olmadan imam nikâhı yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası, bu nikâhı kıyan imamlara da iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilmesi öngörülmüştür.

AKP iktidarının ak icraatları bunlarla sınırlı değildir. Heybeliada Ruhban Okulunun açılması konusunda söz veren, Patrik'in "ekümenik" sıfatını taşımasını kabullenen, böylece İstanbul'da Vatikan benzeri bir yapılanmanın kurulmasına kapı aralayan AKP zihniyetidir.

İmar Kanunu'nda "cami" ifadesini "ibadethane" olarak değiştirerek Türkiye'de mantar gibi biten apartman kiliselerini meşrulaştıran, misyoner faaliyet yürüten bir çok yabancı derneğin Türkiye'de şube açabilmesine ve faaliyet göstermesine imkân getiren, AKP zihniyetidir. Kuran kursu yıkıp kiliseler açan, AKP zihniyetidir.

Sizlere soruyorum: "Bütün Türkler yok edilmeden Hristiyan dünyası rahat etmeyecek." diyen Papa'nın heykeli altında, onun manevi huzurunda, 29 Ekim 2004 tarihinde AB Anayasası'nı imzalayanlar kimlerdi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA KALAYCI (Devamla) - Teşekkür eder, saygılar sunarım.