GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUNLAR İLE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:109
Tarih:23.05.2013

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi, millî iradenin yansıdığı odaklardan bir tanesidir, en önemlisidir, Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarımızın iddialarına göre ise tamamından ibarettir. O hâlde, buradaki davranışlarımız da, Meclisin yönetimi de aslında, bu millet iradesinin bize verdiği görev çerçevesinde olmak durumundadır.

Aslında, Adalet ve Kalkınma Partisi olarak, gelecek yönetimlere çok kötü örnek oluyorsunuz. Ben şöyle Meclis tutanaklarına baktım, sizin muhalefette olduğunuz yıllarda, daha doğrusu temsilcisi olduğunuz partinin -Fazilet Partisinin, Refah Partisinin temsilcileri bugün sizin partinizde önemli siyaset adamlarıdır- yasama faaliyetlerinde muhalefette olduğu o dönemlerde -tutanaklara baktım- hiçbir zaman muhalefet etme hakları engellenmemiş. Yani, Parlamentodaki çoğunluğun gücüne dayanarak azınlık ezilmeye kalkışmamış.

Saat 5-6, biz, aslında, Kunta Kinte falan değiliz. Biz, gerçekten bu milletin özgür iradesini temsil eden milletvekilleriyiz, hepimiz için söylüyorum, Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili arkadaşlarımız için de söylüyorum bizim için de söylüyorum.

Şimdi, bu yasanın aslında böylesine apar topar getirilmesinin nedenini merak ettiğimi söyledim. Yasanın, aslında yasamanın esas mutfağı olan komisyonlarda doğru dürüst görüşülmediğini, sanıyorum Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarımız da kabul ederler.

Aslında, bir torba yasa hatta çuval yasa olduğu için, değişik konular içerdiği için, örneğin, Adalet Komisyonunda görüşülmesi gereken Kamulaştırma Kanunu, ilgili olmayan komisyonda görüşüldüğü için, burada da her konuyla ilgili bürokrat bulundurma olanağı da olmadığı için görüyorsunuz sık sık da arızalar çıkıyor. Çünkü buradaki amaç, aslında yasama organının iradesini egemen kılmak değil; amaç burada, yasama faaliyetinin şeklen yerine getirildiğini göstermekten ibaret. Böyle bir şey olmaz değerli arkadaşlarım.

23'üncü ve 24'üncü Dönem... Aslında şuna çok üzülüyorum: Her geçen dönem yasama konusunda daha çok özensiz davranıldığına şahit oluyorum. Bu, sanıyorum ki iktidar çoğunluğunun verdiği güçten kaynaklanıyor. Yani neredeyse parlamento fonksiyonları tamamen yok edilmiş bir durumda. Bundan vazgeçmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, ilelebet AKP iktidarda kalmayacaktır, her iktidar gibi bir gün AKP de gidecektir ama sizden sonra gelen iktidarlar, sizin yaptığınız uygulamalara bakarak çok kötü icraatları devam ettireceklerdir. Keşke, sizin de bu yaptığınız icraatla sınırlı kalsaydı.

Değerli milletvekilleri, arkadaşımız Uludere'yle ilgili bir tespit yaparken AKP grup başkan vekili arkadaşımız hemen ona şey verdi. Bakın, o zaman, 28 Aralık saat 21.37'yle 22.24 arasında, Şırnak Uludere'de en büyüğü yirmi sekiz, en küçüğü de on iki yaşında vatandaşlarımız katledilmiş ve hemen yapılan açıklamada, bunların terörist sanıldığı ve terörist sanıldığı için de öldürüldüğü belirtilmiştir, bu resmî bir açıklama. Ve Genelkurmay Başkanlığı o tarihte yaptığı açıklamada, aslında o operasyonun çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat ve yapılan teknik analizler sonucu gerçekleştirildiğini savunmuş, MİT ise "İstihbarat bizden değil." diye açıklama yapmıştı. Şimdi, bu iki açıklamayı düşündüğümüzde yani Genelkurmay Başkanlığının "Bu istihbaratı çeşitli kaynaklardan aldık." ve Millî İstihbaratın da "İstihbarat bizden değildir." açıklamaları karşısında şu soruyu sormak herkesin, her milletvekilinin görevidir, hatta AKP milletvekillerinin de görevidir, o da şudur: Genelkurmay Başkanlığı istihbaratı hangi kaynaklardan almıştır? Sınırdaki hareketliliği PKK'ya bağlayan istihbaratı kim ya da kimler vermiştir? Genelkurmay Başkanlığına bu operasyonun yapılmasına neden olan istihbaratı hangi kurum ve kurumlar vermiştir?

20 Ocak 2012 günü, ben, 17 tane soruyu içeren soru önergesini Sayın Başbakana vermiştim ve o günden bugüne kadar bu sorularla ilgili hiçbir cevap verilmemiştir, o soru önergesi müteaddit defalar tekrar edilmiştir, belki aynı soru önergesi 6 kez tekrar edilmesine rağmen verilmemişti. Soru çok basit: Bu istihbaratı kim vermiştir? Şimdi, bu ülkeyi kim yönetiyor? Başbakan yönetiyor, Hükûmet yönetiyor yani doğru, halk size yetki verdi. O zaman, bu ülkede yapılan olumsuzluklardan da AKP iktidarı sorumludur. Uludere'de katledilen insanlardan da sorumludur, Reyhanlı'da katledilen vatandaşlardan da sorumludur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - İktidar ben değilim. Kemal Kılıçdaroğlu Başbakan değil, Recep Tayyip Erdoğan Başbakan. Dolayısıyla, sorumluluğunun gereğinden kaçmak olmaz. Demokrasilerde, demokratik hukuk devletinde bu anlayışa yer yoktur.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)