GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUNLAR İLE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:109
Tarih:23.05.2013

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Meclis İçtüzüğü'nü açıp okuduğumuz zaman Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma günlerinin salı, çarşamba, perşembe olduğu yazılıdır. Değil mi Sayın Grup Başkan Vekilim? Çalışma saatleri de 15.00 ile 19.00 arasındadır, bu kuraldır. Bu kuralın istisnası, Genel Kurul kararıyla bu çalışma saatlerinin gereken hâllerde, aciliyet olan durumlarda uzatılabilme olanağıdır. Bu istisnadır, demin de onu söylemek istedim. Ama siz de takdir edersiniz ki, başta AKP grup başkan vekili arkadaşlarımız da takdir ederler ki artık İç Tüzük'teki bu istisna hüküm Başbakanın istediği zaman uygulanır hâle gelmiştir. Yani yasama organı bizzat Başbakan tarafından yönetilir ve yönlendirilir hâle gelmiştir. Aslında parlamenter demokrasimizin içinde bulunduğu çıkmaz, bugün Türkiye'de hakikaten yasamasız ve yargısız yürütme yapmak isteyen bir siyasal iktidarın varlığıdır ve yasamasız ve yargısız bir yürütme yapmak isteyen bir siyasal iktidar aslında sadece yasama organının yasama yapma özelliğini bozmamakta, aynı zamanda yasama organının üyeleri olarak bizlerin de sağlık durumunu bozmaktadır arkadaşlar.

Saat 05.40. Bizim eski grup başkan vekilimiz -kulakları çınlasın- Sayın Kemal Anadol derdi ki: "Bu saatte bir pavyonlar açık, bir de Türkiye Büyük Millet Meclisi açık." Aslında milletvekillerinin hangi ağır koşullarda çalıştığını bilmeyenler, özellikle bir kısım medya milletvekili düşmanlığı yapmayı da kural hâline getirmişlerdir bu memlekette. Ama, şimdi kulakları çınlasın Kemal Ağabeyin, saat 05.40, arkadaşlar, pavyonlar da kapandı, pavyonlar da gitti. (AK PARTİ sıralarından "Camiler...) sesi) Evet, evet, tabii, yani ben bunu hepimiz için söylüyorum. Değerli arkadaşlarım olmaz yani gerçekten olmaz, vicdan, el insaf. Bunu sadece kendim için söylemiyorum. Biz geçmiş dönemde de bazı yasaların burada çıkması konusunda sabahlara kadar hep beraber çalıştık ama bu istisnai durumları gerçekten kural hâline getirirseniz bu iş yürümez. İşte, demin de söylerken onu söyledim yani artık keyfîlik, hukuksuzluk o kadar bir hâl aldı ki Türkiye'de, Parlamentonun ha varlığı, ha yokluğu hâline geldi. Ben şahsen üzülüyorum bundan. Bu Parlamentonun bir üyesi olarak gerçekten yasama faaliyetini layıkıyla yapabiliyor muyuz, yapamıyor muyuz diye kendi kendimi sorguluyorum. İnanıyorum ki sizler de benim gibi düşüncedesiniz. Yani, bu konuda sizler benden daha az duyarsız değilsiniz ama bazı şeyler karşılıklı görüşmeler yoluyla, demokrasi ve Parlamentonun iradesini içimize hazmetmek yoluyla çözülebilir.

Ben AKP grubunun, AKP grup başkan vekillerinin bu konuda Sayın Başbakanı ikna etmesini istiyorum. Sayın Başbakan kendisi gelsin, sabahlara kadar burada çalışsın. Ya, Allah'ın günü mü eksik oldu? Ben hep söylüyorum, bu yasayı biz buz gibi salı günü, çarşamba günü çıkartabiliriz. Yani hangi yasa geride kaldı ki? Zaten çoğunluğunuz var, zaten istediğiniz yasaları çıkartabiliyorsunuz, buna gücünüz var. Ama, şimdi, komisyonları sadece göstermelik kurumlar hâline getirirseniz, komisyonlarda gerçekten konunun uzmanlarını bile bulundurmazsanız -biz bunu Adalet Komisyonunda da yaşadık- Mecliste o kırk sekiz saat öngörülen süreye bile uymadan, milletvekillerinin o konuyla ilgili hazırlık yapma zamanı bulmadan, çalışmadan getirilmesine olanak tanırsanız yasama sakat ve topal olur. Ben bir milletvekili olarak bu Parlamentoda görüşülmekte olan herhangi bir teklif veya yasaya hazırlıksız çıkmak istemem. Bu benim sizlere saygısızlık yapmam anlamına gelir. Ama, elimize öyle yasalar geliyor ki hemen bizim onlarla, o konularla ilgili çalışma yapmamız ve bilgi edinmemiz mümkün olmuyor. Dolayısıyla, gerçekten, demokrasiye, hukuk devleti ilkesine hep beraber zarar veriyoruz arkadaşlar. Buna hep beraber karşı çıkmak zorundayız. Burada iktidarıyla muhalefetiyle Parlamentonun saygınlığını ve milletvekillerinin saygınlığını egemen kılmak durumundayız. Kendi saygınlığını koruyamayan milletvekilleri kimsenin saygınlığını koruyamaz. Kendi hakkını savunmayan bir milletvekili milletin hakkını savunamaz arkadaşlar.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)