| Konu: | AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 28.05.2013 |
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Her haftanın başında rutin bir çalışma yapıyoruz, maalesef artık teamül hâline geldi, İç Tüzük'e de yerleştirsek mi ne etsek bilemiyorum.
Çok uzun zamandan bu yana Danışma Kurulu uzlaşarak buraya bir gündem getiremedi maalesef, hep grup önerileriyle geliyoruz. Ancak, bunun doğru olmadığını, bunun hakkımız olmadığını ben her defasında ifade ediyorum. Dünyada hiçbir kurul, hiçbir kurum yok ki kendi gündemini belirlemek için her hafta bu kadar zaman harcasın, buna hakkımız yok, bunu çok net söylüyorum. Bu Meclis, bu Genel Kurul halkımızın sorunlarına çözüm üretmek, hukuk kurmak, beklentileri karşılamak için bir mesai harcamak durumundadır yani yasamanın hızlandırılması bu Meclisin görevi ancak bununla beraber dengeli bir şekilde denetimin de yapılması lazım. Denetimi muhalefete bırakan bir iktidar grubu, muhalefetin yasamanın hızlandırılması yönündeki desteğini sağlayacaktır ama denetime fırsat vermezseniz, denetimi, denetim hakkını yok sayarsanız? Sayın Elitaş çok da doğru söylemiyor yani incelemek mümkündür, komisyonlarda veya Genel Kurulda muhalefet partilerine ait kabul edilmiş binde 1 önerge ya buluruz, ya bulamayız. Ama, bunu aşmamız lazım, bunu bir inatlaşmayla çözemeyiz değerli arkadaşlar. Dolayısıyla, uzlaşarak, ortak aklı üreterek bu Meclisi çalıştırabilmenin bir yolu bulunmalı. Ancak, tekrar söylüyorum: Bunu konuşmak değil, bunun gereğini yapmak sorumlusuyuz, zorundayız da ama bunun önünü iktidar grubu çekmeli. Bunu sayın grup başkan vekili arkadaşlarımı suçlamak için söylemiyorum ama şunu kabul etmek durumundasınız: Siz iktidarsınız, bu ülkeyi yönetmek sorumluluğu sizindir, göreviniz bu. Uzlaşmayı temin etmek mecburiyetindesiniz, uzlaşmayı temin etmek için ısrar etmek mecburiyetindesiniz, yani tenkit ederek bir sonuç elde edemiyorsanız başka bir yol denemeniz lazım.
Şimdi, dört saat sürüyor bu görüşmeler. Dört saatte eğer uzlaşabilsek birçok konuda birçok hukuk kurabiliriz ve birçok soruna da çözüm üretebiliriz ama bunu sağlamak noktasında -ben üzülerek ifade ediyorum- şu yayına açık dakikalarda milletime, halkıma duyurmak açısından söylüyorum: İktidar grubunun yönetimi maalesef bir arayış içerisinde değil, bir arzu içerisinde değil, bir karar içerisinde değil ve bu konuda da bir ısrarı bulunmamaktadır. Maalesef milletin zamanını çalıyoruz.
Değerli arkadaşlar, bakın, bu grup önerilerini tenkit ediyor Sayın Elitaş ama eğer bu grup önerisi olmasaydı Sayın Ensar Öğüt'ün buraya getirdiği sorunu nasıl konuşacaktık? Değerli arkadaşlar, siz iktidar olarak kendi önceliklerinize dayalı bir gündem getirebilirsiniz ve onu kabul edersiniz oy çoğunluğunuzla ama milletin gündemini nasıl konuşacaktık? Kars'ta, Ardahan'da, Iğdır'da, doğuda, Erzurum'da bu hayvan ölümleri peşinde ne yapılması gerekiyor? Bu noktada Hükûmetin dikkatini çekebilmek için hangi imkânı kullanacaktık? Muhalefet partilerinin grup önerilerinin temel amacı bu; milletin gündemini buraya getirebilmek.
Petrol Yasası'nı konuşuyorsunuz. Mutlaka toplamda bir faydası, bir gerekliliği vardır ama millete ne faydası var? Yani, Kars'ta hayvanları ölen vatandaşımıza Petrol Yasası'nın ne faydası olacak yakın zamanda? Dolayısıyla, grup önerileri konusu gerçekten muhalefet partilerinin elinde millet adına denetim yapabilmenin imkânıdır, meseleyi böyle değerlendiriniz ama hiçbir şekilde bu çalışma usulünü savunabilmek mümkün değil. Hiçbir kurum ve hiçbir kuruluş yok ki kendi gündemini belirlemek için bu kadar çok tartışsın.
Değerli arkadaşlar, bütün konuşmalarımıza rağmen maalesef bir mesafe katedemedik, özel bir çalışma yapmamız gerekiyor. Şimdi, iktidar partisi Sayın Mustafa Elitaş'ın imzasıyla buraya bir gündem getirdi. Bunu anlamak mümkün değil Sayın Elitaş, 28 kanunu öne çekiyorsunuz. Önümüzdeki hafta bir başka önergeyle yine başka kanunları öne çekeceksiniz, yani şu kırmızı kitabın sırası sürekli değişiyor. Hani diyelim ki acil, 1'inci sıraya, 3'üncü sıraya alınması gerekir; 36, 37, 38, 39'uncu sırayı bugünden almanın ne anlamı var, ne faydası var, ne gereği var? Yani, bir iş yapabilmek için benim size bir önerim var. Böyle yazıp, çizip buraya oylattırmanız değil, ben inanıyorum, oy veren arkadaşlarınız da bunu anlamıyordur, bunun ne söylediğini, hangi kanunun öne alındığını, hangisinin ne zaman görüşüleceğini sizin getirdiğiniz bu önergeyle sizin milletvekili arkadaşlarınız da anlamıyordur, siz el kaldırdığınız için kaldırıyorlardır. Biz de anlamıyoruz, anlayabilmek için uzun uzun çalışıyorum, yani Allah razı olsun, geldin dedin ki: "Bu hafta Petrol Yasası'nı, YÖK Yasası'ndaki değişikliği ve 3 tane uluslararası sözleşmeyi çalışacağız." Bir satır, bir cümlelik bir mesele bu, yani şunu deseydiniz ki: "Biz bu hafta Petrol Yasası'nı, YÖK Yasası'nda 5 tane üniversite kurulmasını ve 3 tane de uluslararası sözleşmeyi görüşmek istiyoruz." Böyle bir önerge getirseydiniz çok daha anlamlı olurdu. Buraya, böyle koca sayfa dolusu? Ve haziran ayının sonuna kadarını da planlıyorsunuz, bunu da bir türlü anlayamadık. Önümüzdeki haftayı planlayamayan, öngöremeyen AKP Grubu haziran ayını da planlıyor. Ben biliyorum ki önümüzdeki hafta da bir tane getireceksiniz, yeniden değiştireceksiniz. Toplumun aklıyla, bu Genel Kurulun aklıyla alay etmenin anlamı yok. Ben tekrar teklif ediyorum: Muhalefet partileriyle uzlaşarak çok daha iyi bir çalışma temposu yakalayabilirsiniz, çok daha faydalı olabilirsiniz, bana göre çok daha doğru bir iş yapmış olursunuz.
Değerli arkadaşlar, yarım kalan bir hususu da ifade etmem gerekiyor. Sayın Orman Bakanı yok, onunla ilgili bir şey söyleyecektim.
Bakın, bu, Reyhanlı meselesi üzerinde çok fazla konuşmaya gerek yok. Bu bir acımız, bu bizim millî bir acımız. İnsanımız hayatını kaybetmiş, ülkemiz ve devletimizin egemenliğine bir saldırı olmuş. Saldırıyı yapanları şiddetle, nefretle kınıyoruz. Acımız var, acımızı paylaşıyoruz. Ama tenkit ettiğimiz husus şu: Bu acının etrafında kenetlenmeye, bir araya gelmeye davet edeceğinize muhalefeti suçluyorsunuz. Ne yapacaktık? Biz, bu acıyı unutmayacağız diyoruz, unutturmayacağız diyoruz çünkü bu olay önemli. Bu olayı unutursak daha büyük felaketlerle karşı karşıya kalacağız. 11 Şubat 2013 tarihinde Cilvegözü Sınır Kapısı'nda patlayan aracı konuşabilseydik, o acıyı paylaşıp ona karşı ortak bir tepkiyi oluşturabilseydik belki de 11 Mayıstaki olayla karşılaşmayacaktık, Reyhanlı'daki olayla karşılaşmayacaktık. Acıların paylaşılması, acıların etrafında bir fırsat ihdas edilerek birliğin sağlanması aklın yolu, o da iktidarın sorumluluğunda. Tenkit ettiğimiz husus budur. Bu noktada dikkatinizi çekmek için biz bugün bu grup önerisini getirdik.
Ama maalesef bir türlü aşamadığımız bir inadınız var, sizin, Meclisi çalıştırmak istemediğiniz gibi bir kanaatimiz var. Eğer çalıştırmak isteseniz bunun daha farklı yolları vardır ve denenmelidir. Bu hususlar maalesef aşamadığımız, her defasında konuşmuş olmamıza rağmen hiç mesafe katedemediğimiz hususlardır. Dikkatinize sunarım.
Saygılar sunar, teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)