| Konu: | MHP GRUBUNUN, (10/149) ESAS NUMARALI, 3269 SAYILI YASA KAPSAMINDA TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNDE 1986 YILINDAN İTİBAREN BAŞLAYAN UZMAN ERBAŞ UYGULAMASI SONUCUNDA ORTAYA ÇIKAN SORUNLARIN ARAŞTIRILARAK ALINABİLECEK TEDBİRLERİN BELİRLENMESİ; 16/5/2012 TARİH, 4995 SAYI İLE TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ MENSUBU SUBAY, ASTSUBAY, UZMAN JANDARMA VE UZMAN ERBAŞLAR İLE GEÇİCİ KÖY KORUCULARININ ÖZLÜK HAKLARI İLE DİĞER HAK VE İMKÂNLARI KONUSUNDA YAŞADIKLARI SORUNLARIN; 12/2/2013 TARİH, 9569 SAYI İLE TERÖRLE MÜCADELE KAPSAMINDA EN ÖNDE VE YÜKSEK YOĞUNLUKLU TERÖR TEHDİDİ OLAN BÖLGELERDE BULUNAN UZMAN ERBAŞLARIN ÇALIŞMA VE ÖZLÜK HAKLARI İLE İLGİLİ SORUNLARIN BELİRLENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN GENEL KURULUN 29 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNARAK, GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 112 |
| Tarih: | 29.05.2013 |
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uzman erbaşların içinde bulunduğu çalışma şartları, sorunları ve bu sorunlara çözüm üretilmesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisince verilen Meclis araştırması önergesinin gündeme alınması için söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, 9'uncu Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel Beyefendi'nin ebediyete intikal eden muhterem eşleri Nazmiye Hanım'a bir kez daha Allah'tan rahmet diliyor, başta Sayın Demirel ailesi olmak üzere değerli hemşehrilerime ve aziz milletimize başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, özellikle sınırlarımızda yaşanan son gelişmelere ve bu gelişmelerin ortaya çıkardığı risklere baktığımızda, son derece başarısız bir AKP dış politikasıyla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Gittikçe daralan bir diplomasi çemberi söz konusudur. Türkiye'nin, beceriksiz dış politika hamleleri sonucu, bölgesinde gittikçe yalnızlaştığı ve komşuları tarafından husumet beslenen bir ülke hâline geldiği görülmektedir. AKP tarafından yönetilen devletimiz, maalesef, sözüne güvenilmeyen, istikrarsız, Batı emperyalizminin Müslüman coğrafyasına soktuğu Truva atı olarak değerlendirilmektedir.
Bugün itibarıyla, her zamankinden çok daha güçlü bir orduya ihtiyaç vardır, caydırıcı, etkin, sağlam bir birlikteliği olan güçlü bir orduya. On bir yıllık AKP dönemi, planlı bir biçimde silahlı kuvvetlerimizin hırpalandığı ve mensupları arasına huzursuzluğun sokulmaya çalışıldığı yıllar olarak hatırlanacaktır gelecekte. Cumhuriyet felsefesinden âdeta rövanş alma düşüncesiyle, cumhuriyetin mimarlarından olan ordumuz 2002'den beri AKP iktidarınca siyasetin öznesi hâline getirilmiş, bilinçli hamlelerle hırpalanmış, sonuçta, komuta kademesinin büyük bir kısmı tasfiye edilmiştir. Ast ve üst büyük bir kaosun ortasına atılmış, tüm dengeler tepetaklak edilerek âdeta aralarına nifak tohumları ekilmiştir. Milletimizin göz bebeği, dayanağı ordumuzun her düzeydeki mensuplarının çok ciddi sorunları ve beklentileri vardır. Ordudan istifalar hız kazanmıştır. Millî Savunma Bakanı Sayın Yılmaz, son üç yılda Türk Silahlı Kuvvetlerinden istifa eden subay, astsubay sayısının 13.751, sözleşmesi yenilenmeyen uzman erbaş sayısının da 4.967 olduğunu açıklamıştır.
Değerli milletvekilleri, silahlı kuvvetlerimizin tüm mensuplarının sorunları dağ gibi birikmiştir ve bir an önce çözümlenmeyi beklemektedir. Terörle mücadele için özel bir statüde istihdam edilen uzman erbaşlarımızın da sorunları böyledir. Zaman zaman uzman jandarma sınıfıyla karıştırılan uzman erbaşların emeklilikleri yoktur yani gelecek kaygısı içerisindedirler. Son dönemde yapılan düzenlemeyle uzman erbaş olarak çalışabilmenin üst sınırı olan 45 yaşından sonra isterlerse diğer kamu görevlerinde çalışarak emekli olabilme imkânı getirilmiş ise de bu yaştan önce meslekten ayrılanlar ya da yasadan önce sözleşmesi feshedilenler için bir çözüm değildir bu.
Uzman erbaşlar, diğer Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları gibi büyük bir onurla taşıdıkları üniformalarıyla emekli olabilmeyi istemektedirler. Ek göstergeleri yoktur bu kardeşlerimizin, daha doğrusu, ek göstergeleri olmayan tek meslek grubudur. Yirmi beş yıllık bir uzman erbaş ile bir yıllık arasında maaş açısından hiçbir fark yoktur. Ek gösterge olmayışı dışarıda emekliliklerini tamamlasalar bile çok düşük emekli maaşı almaları neticesini doğurmaktadır. Hastalanma lüksleri yoktur uzman erbaşların, çok ciddi bir rahatsızlıkla karşılaşırlar ise -ki stresli ortamda bu mukadderdir- üç aydan fazla rapor aldıklarında sözleşmeleri doğrudan feshedilip resmen aileleriyle birlikte sokağa atılmaktadırlar. İnsan haklarına aykırı olduğu kadar kamu personel rejimimizde bu denli zalimane bir başka uygulama da yoktur. Keyfî uygulamalarla yüz yüzedirler uzman erbaşlar. En küçük kabahatlerinde bile disiplin cezası uygulamasına muhatap olmaktadırlar. Bu cezalar yıl içerisinde bir ayı buldu mu yine ihraç istemiyle karşı karşıya kalıyorlar. Yargıya başvurma hakları da yok, tam bir kölelik sistemi, tüm zorluklar onlara ama mali ve sosyal haklarda iyileştirmeler semtlerine uğramıyor. Bir şarkı var ya "Sana sevdanın yolları, bana kurşunlar." diye, aynen böyle bir şey. Lojman hakları komik, âdeta ulufe, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki sivil memurlarla birlikte yüzde 5'lik bir kontenjan tanınmış. Bu sosyal konutlar düşük maaşlılar için yapılmamış mıydı? Ya maaşlarını artırın ya da lojman kontenjanlarını, hiç olmazsa kira yardımı yapın; o da yok. Hatta orduevlerinden bile ailelerinin istifade imkânları yok. Orduevi kapılarında onur kırıcı bazı muamelelere maruz kaldıkları kulağımıza kadar geliyor. Yirmi altı yılda özlük haklarında, sosyal haklarında herhangi bir değişiklik yapılmaz mı? Allah'tan korkun! Dünya bile 26 kere değişti. Kimse kusura bakmasın, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu uygulamasında hukuk da yok, insaf da yok. Güvenli gelecek, silah arkadaşlığı, meslek onuru, maalesef hepsi sınıfta kalmış.
Değerli milletvekilleri, bu sorunları herkes biliyor, herkes görüyor ama galiba bir görmeyen Genelkurmay Başkanı, Millî Savunma Bakanı ve komutanlar. Gerçi, onlar son dönemlerde her türlü rezalet ve cinayetlerden sonra, ellerinde silah arkadaşları ve Mehmetçik'in kanı olan teröristleri de sınır dışına çıkarken görmediler, insansız hava araçları da her ne hikmetse görmüyor ama unutmayınız, birileri bu rezaletlere sırtını dönse de tüm millet olan biteni görüyor ve kayda alıyor. Silahlı kuvvetler adına karar veren başta Genelkurmay Başkanı, Millî Savunma Bakanı ve diğer komutanlara sesleniyorum: Mensuplarınızın karşı karşıya olduğu bu sorunlara gözlerinizi kapamayın. Siz gündeminize almayacaksınız da bu sorunu kim dillendirecek? Milliyetçi Hareket Partisi olarak, getirin çözüm önerilerinizi, sonuna kadar destek olalım. PKK ve artıkları gibi, bu vatanın ekmeğini yiyip şer odaklarıyla aynı safa geçmiş bazı bedhahlar, gafiller hatta hainler gibi, sureti haktan görünüp de bu sorunlar üzerinden orduya nifak ekmek isteyenlere müsaade etmeyelim ve gelin, önce uzman çavuşlardan, sivil memurlardan, uzman jandarma ve astsubaylardan başlayarak yukarıya kadar, herkesi kucaklayan bir yeniden yapılanma ortaya koyalım. Bunun için, siz değerli milletvekillerine sesleniyorum: Milletin göz bebeği olan ordumuza nasıl katkı sunacağımıza kafa yoralım. Milliyetçi Hareket Partisinin bu önergesini bir fırsat bilin ve gelin, bu araştırma önergemize destek olun. Milliyetçi Hareket Partisinin ilk önergesi de değil bu. Daha önce verdiğimiz Meclis araştırması önergelerimize sırtınızı döndünüz, seyirci kaldınız. Güçlü olduğu kadar huzurlu, güçlü olduğu kadar birlik beraberliğini, sosyal dayanışmasını üst seviyeye çıkarmış bir ordu istemiyor musunuz?
Değerli milletvekilleri, stadyumdaki olaylara dikkat çekerek ve bu olayların önlenmesinde özel güvenlik teşkilatlarını hatalı bularak emniyet teşkilatı içerisinde yeni yapılanmadan bahsetti Başbakan. Hep öyle yapar ya, "Başarılar benim, hatalar başkalarının." bu da öyle. Emniyet içerisinde polis benzeri koruma ve güvenlik birimi oluşturularak binlerce kolluk personelinin alınacağı ifade edildi, onlar eğitilecek, donatılacak, hazırlanacak; zaman ve lüzumsuz kaynak israfı. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bir kanun teklifi verdik bugün. Biliyorsunuz, değişik nedenlerle uzman erbaş iken görevden ilişiği kesilmiş binlerce insanımız var; bunlar sizlere de geliyor, bizlere de ve haklı olarak çoluk çocuğunun nafakasını temin etmek için iş istiyor bu gencecik insanlar. Ayrıca bir kaynak aramaya gerek yok, zaman kaybetmeye hiç gerek yok. Silahlı eğitimden geçmiş, toplumsal olaylarda, hatta terörle mücadelede pişmiş, eğitimli bu personeli buralarda istihdam etmek daha iyi olmaz mı? Böylece, kanayan bir yara tedavi edilmiş olmaz mı? Bu kanun teklifimizde diyoruz ki: Bu koruma ve güvenlik birimlerine, hâlâ özel güvenlik olarak görev yapan kişiler ile suça bulaşmak dışında herhangi bir nedenden dolayı görevinden ayrılmış uzman erbaşlardan atama yapalım. Bir taşla iki kuş vuralım, hem tespit ettiğiniz güvenlik boşluğunu deneyimli personelle doldururuz hem de kanayan uzman erbaş işsizliğine de bir çözüm üretmiş oluruz. Kuracağımız araştırma komisyonunda hem bu teklifimizi hem de diğer hususları masaya yatıralım. Vatan için cansiparane görev yapmış bu kardeşlerimizi ortada bırakmayalım, sorunlarına birlikte çözüm arayalım.
Milliyetçi Hareket Partisinin araştırma önergesine destek olmanızı beklediğimizi ifade ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)