GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK PETROL KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:112
Tarih:29.05.2013

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Kürsüye çağrıldığımda bu kanunun kaç madde olması gerektiğini sayıyordum, 145'e kadar saydım değerli arkadaşlar, hâlâ da devam ediyor. Normalde, kanun yapma tekniği, kanun hazırlama tekniği açısından incelendiğinde bu kanun çok temel bir kanun, Türk Petrol Kanunu. İşte, temel kanun olarak görüştürüyorsunuz ve birçok maddeyi bir araya getirerek, sıkıştırarak böyle yoğunlaştırılmış birçok konu müzakere edilmeden geçiyor.

Değerli milletvekilleri, şimdi eğer açar bakarsanız çok üzüntücü verici bir durum tabii, yani el kaldırıp indirerek sorumluluğu üzerinize alıyorsunuz, tarihî sorumluluğu üzerinize alıyorsunuz ama inanınız ki neyi oyladığımızın çok farkına varamıyoruz, siz de varamıyorsunuz, biz de varamıyoruz. Lütfen, şöyle bir bakarsanız göreceksiniz, önce bunu söylemek istiyorum: Mesela, (z)'ye kadar gelmişsiniz -Sayın Bakanım, Sayın Kanunlar ve Kararlar, Komisyon Başkanı- (z)'ye kadar maddelendirmişsiniz, fıkralandırmışsınız, (z) bitmiş, ondan sonra (z)'nin alt maddelerini "(aa)" diye başlayarak, "(bb)" diye başlayarak onu da nereye kadar getirmişsiniz? 2(ii)"ye kadar getirmişsiniz yani 1, 2, 3, 4, 5 rakam bitmiş, sonra harf bitmiş, sonra iki harfi de yan yana getirerek meseleyi maddeleştirmişsiniz.

Değerli milletvekilleri, bugün şu anda bizi basın izlemiyor, televizyonlar izlemiyor, halka konuşmuyoruz, size konuşuyoruz. Bakın, bu kanunun hazırlanmasında, komisyonda görüşülmesinde ve yazımında öyle bir kararlılık, öyle bir aculiyet var ki, öyle bir özel durum var ki, buradan şunu düşünmek mecburiyetindeyiz: Bu kanun, masum bir kanun değil değerli milletvekilleri. Bu kanun, Türkiye'miz açısından -Sayın Komisyon Başkanı bağışlasın- ülkemizin geleceği açısından asla masum bir kanun değil. Kimseyi ilzam ederek konuşmuyorum, Sayın Bakanı, Sayın Komisyon Başkanını, Sayın Hükûmeti ama bu kanunun sonuçları itibarıyla Sayın Oktay Vural'ın biraz önce dikkate getirdiği hususları biz öngörmek mecburiyetindeyiz. Petrol dediğiniz hadise, dünya dengelerinin üzerinde kurulduğu, dünya savaşlarının üzerinde çıktığı, dünyanın bu hassasiyetle tanzim edildiği bir hadise, bir olay, bir madde, bir değer. Şimdi, bununla ilgili yani elli altmış yıldan sonra yeni bir petrol yasası çıkartıyoruz, dediğim gibi muhtemelen 200 madde olması gereken bir kanunu iki ana başlık altında, iki temel bölüm hâlinde müzakere etmeden geçiriyoruz.

Değerli arkadaşlar, çok uzun konuşmamak gerekiyor. Sayın Oktay Vural bu kanunun gerekçesini söyledi. Bakın, dikkatinize sunuyorum, bundan önce burada iki kanun çıkarttınız. Artık bu hassasiyetle takip edeceğiz sizi. Birincisi, Devlet Demiryollarıyla ilgili bir kanun çıkarttınız, sonra PTT'yle ilgili bir kanun çıkarttınız, bir yerlerde bir karar verildi değerli milletvekilleri, bir program yapıldı. Artık, Türkiye üniter devleti, bağımsız devletinin hukukunu değiştiren temel değişiklikler yapıyorsunuz. Bunların her biri? Şimdi de işte TPAO'nun hukukunu, özelleştirilmesini ilzam edecek yeni bir değişiklik yapıyorsunuz ve bu değişiklikte kendiniz yazıyorsunuz, diyorsunuz ki: "Yabancı yatırımcılar için sermaye ve kâr transferlerinde kolaylık sağlanması, yatırım indirimi ve vergi muafiyeti getirilmesi." Yani bu kanunun hazırlanmasında amaçlanan, öngörülen sonuç, petrol gibi çok değerli bir millî varlığımızı yabancıların işletmesi, bulması, satması; sahiplenmesi, mülkiyetine hukuk oluşturuyorsunuz.

Bu sizin kararınız olamaz değerli milletvekilleri. Bu, küresel güçlerin, küresel projelerin kararı. Bu bölgeyi kontrol etmek isteyen, kontrol altında tutmak isteyen küresel güçlerin, size "taşeron" demek istemiyorum ama sizin inisiyatifinizde bir hukuk oluşturma gayretleri. Onun için, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu kanunu masum bir kanun olarak görmüyoruz, milletimizin ve ülkemizin geleceği açısından içinde birçok tehdit ve tehlikelerin olduğu bir kanun olarak görüyoruz ve dolayısıyla bütün hassasiyetimizle?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - ?gereken katkıyı verdik, ikazları, tenkitleri yaptık; artık, takdir sizin, sorumluluk sizin. Sizi, sizin kendi vicdanınızla, tarihî sorumluluğunuzla baş başa bırakıyorum.

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)