GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ GENEL BAŞKANI MERHUM ALPARSLAN TÜRKEŞ'İN ÖLÜMÜNÜN 16'NCI YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:88
Tarih:04.04.2013

OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk siyasetinin ve devlet hayatının yeri dolmayacak şahsiyeti, Türk milliyetçilerinin ebedî lideri, Türk milletinin devletiyle vatanıyla onurlu bir şekilde kıyamete kadar yaşamasını hayatı boyunca kendine temel gaye edinen Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş'in bugün ölümünün 16'ncı yıl dönümü. Onun, aziz hatırasını bir kez daha yâd etmek üzere söz almış bulunmaktayım. Hepinize saygılarımı arz ediyorum.

Merhum Alparslan Türkeş, devletinin ve milletinin dertlerini kendi derdi bilen, milletinin derdiyle dertlenen büyük bir milliyetperver, büyük bir vatanseverdi. Milletine sarsılmaz bir imanla inanmış, ömrünü canından aziz bildiği milletine vakfetmişti. Onun devlet anlayışının temelinde millet yatar, o bu anlayışa "millî demokrasi" der. Onun siyaset felsefesinin temelinde Türk milletinin ellerinde yükselen millî devlet vardır. Onun için millete hizmet, millete sevgi, saygı ve güvenle bağlı olmak faziletlerin en büyüğüdür. Bu nedenle Türkeş, "Bizim Türk milliyetçileri olarak davamız, Türk milletinin varlığını yüceltmek ve ebediyen devam ettirmek davasıdır. Bu fikrin, bu davanın üstünde başka bir fikir, başka bir dava yer alamaz. Türk milletinin varlığını korumak, yükseltmek ve onu ebediyen devam ettirmek fikrine hizmet etmeyen, bu fikre uygun olmayan hiçbir davranış, hiçbir hareket Türk milleti için meşru olamaz." derken de aslında son dönemde ülkemize sirayet eden, başka güçlere hizmet eden, milletin birliğine ve dirliğine göz diken anlayışlara da tarihin ötelerinden bir anlamda dikkat çekmekte ve uyarmaktadır.

Alparslan Türkeş, Türk milletinin yönetim yolunu, kader çizgisini daima demokratik millî devlette görmüştür. O, Türk milletinin inancına, değerlerine saygılı bir yönetim anlayışını ömrünün sonuna kadar savunmuştur. Türkeş, bu nedenle "Bizim dertlerimizin çaresi millet olarak müşterek bir ülkü, inanç, irade ve heyecan içerisinde topyekûn seferber olmak ve halk enerjisini harekete geçirmektir. İnsan kişiliğinin gelişip şekillenebilmesi hür ve demokrat rejimlerde mümkündür. Hür ve demokrat olmayan rejimler insan şahsiyetine aykırıdır. Bu rejimlerde insana saygı duyulmaz, insan sevgisi yoktur. Bizim felsefemiz Türk insanını sevmek, saymak ve onun yücelmesini istemek üzerinedir. Bu sebeple, hür, demokratik düzene muhalif olan bütün rejimlere karşıyız, bunlara inanmıyoruz." diyordu.

Alparslan Türkeş, zaman ufkunun ötesini görebilen bir vizyon sahibiydi. Geleceği öngören, gelecekle ilgili kaygılarını dile getiren, bunu milletiyle paylaşan, yol gösterici bir bilge liderdi. O, tarihin haklı çıkarttığı bir lider olmuştu. Milliyetçiliğin birileri tarafından ayaklar altına alınmaya çalışıldığı son zamanlarda yaşananlar görülmektedir ki bu ülkenin onun millî devlet anlayışına, milliyetçilik anlayışına, millete bakışına daha çok ihtiyacı vardır. Alparslan Türkeş, bugün yaşanan ortama, açılım olarak pazarlanan yıkım senaryolarına 26 Aralık 1991 tarihli konuşmasında bakın ne diyor: "Bir memleketin insanlarını elde etmek isterseniz, karıştırmak isterseniz sosyal ve psikolojik yönünü iyice inceleyerek, analiz ederek ona göre bir plan uygulama suretiyle insanları kendi kardeşlerinden, kendi devletinden soğutabilirsiniz, kendi devletine karşı, kendi insanlarına karşı harekete geçirebilirsiniz. Bu, bir bilimdir, sistemdir, birçok ülkeye karşı kullanılmıştır, şimdi de Türkiye'ye kaşı kullanılmaktadır. Hâlbuki doğulusuyla, batılısıyla memleketimizin insanları birbirinin kardeşleridir. Kürtçe konuşan kardeşlerimiz ne kadar Kürt'se biz de onlar kadar Kürt'üz, biz ne kadar Türk'sek onlar da bizim kadar Türk. Milletimizin gücü, devletimizin ayakta durması her şeyden evvel millî birliğimizin sağlam tutulabilmesine bağlıdır. Bu bakımdan, dışa karşı güçlü olabilmesi için milletimizin iç güvenliğinin de sağlam tutulması gerekir." Bugün eyalet sistemini tartışanlara, kültürel farklılıkları PKK silahının gölgesinde "siyasal" çözüm adı altında dayatanlara Sayın Türkeş bir uyarıda bulunuyor: "Bu bölgede ayrılık istemek, federasyon istemek, ayrı halklar demek, özerklik istemek ya da `demokratikleşme' adı altında bölücülüğe yol açacak birtakım durumlar ortaya çıkarmaya çalışmak Türkiye'nin dağılmaya başlamasına yol açar. Türkiye'yi parçalatmayız, buna kararlıyız."

Evet, değerli arkadaşlar, Başbuğ Türkeş'in ömrü milleti bölüp parçalamak isteyenlere karşı mücadeleyle, buna dönük uyarılarla geçmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKTAY VURAL (Devamla) - Onun tek tutkusu, tek sevdası binlerce yıllık şanlı tarihe sahip olan Türk milletidir. Başbuğ'um, senin emanetin olan bu çetin davanın yılmaz neferleri olarak aziz hatıran önünde saygıyla eğiliyoruz. Cenab-ı Hak Celle Celâlühu mekânını cennet, seni yüce Peygamberimiz Muhammed Mustafa'ya komşu eylesin.

Saygılarımla. (MHP sıralarından "Âmin" sesleri, alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Vural.