| Konu: | BDP GRUBUNUN, BİNGÖL MİLLETVEKİLİ İDRİS BALUKEN VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN TUĞGENERAL MUSA ÇİTİL DAVASININ ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 7/5/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN BİLGİSİNE SUNULMAK ÜZERE BEKLEYEN DİĞER ÖNERGELERİN ÖNÜNE ALINARAK SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN GENEL KURULUN 30 MAYIS 2013 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 113 |
| Tarih: | 30.05.2013 |
PERVİN BULDAN (Iğdır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, önemli bir isim aslında Musa Çitil. Şu anda da görevi başında ama ne yazık ki 1992 ve 1994 yılları arasında Mardin'in Derik ilçesinde tuğgeneral olarak görev yaptığı dönemde, o coğrafyada işlenen birçok faili meçhul cinayetten, yine tecavüz ve taciz olaylarından, insan hakları ihlallerinden bire bir sorumlu olarak gösterilen bir insan ama ne yazık ki insan hakları aktivistlerinin, insan hakları kurucularının çabasına rağmen Musa Çitil davası Mardin'den alınarak Çorum'a götürülmüştür ve bir şekilde, aslında Musa Çitil koruma altına alınmıştır. Bununla ilgili, parti olarak ve grup olarak Musa Çitil davasının bir an önce sonuçlanması ve Musa Çitil'in gerekli bir cezaya çarptırılması yönünde ve işlediği suçlardan dolayı da bir araştırmanın yapılması yönünde vermiş olduğumuz bir araştırma önergesi var. Bu süreçte vermemizin önemli bir sebebi, Sayın Öcalan'la başlatılan diyaloğun ardından müzakereler devam ederken yıllardır süren savaşın biteceği yönündeki umutların en güçlü olduğu dönemlerden birine tanıklık etmekteyiz aynı zamanda. Kuşkusuz, bu durumun, yıllardır dediğimiz ve gerek halk tarafından gerekse Kürt siyasal hareketi olarak uğruna nice bedeller ödediğimiz bir sürecin ardından bizi ayrıca umutlandıran bir gelişme olduğunu da ifade etmek isteriz. Bu bakımdan, gerçek bir barış ve demokratikleşme sürecinden söz edilecekse eğer, bu bedelleri ödeyen yurttaşların ve ailelerinin devam eden hukuk mücadelesini hatırlamanın hayati önemde olduğunu da ifade ederek buna inanmak istediğimizi söylemek istiyoruz.
Yakınları devlet tarafından öldürülen yurttaşlarımızın hukuk mücadelesi yirmi yıldır devam ediyor değerli arkadaşlar. Özellikle 1992 ve 1994 yılları arasında, Mardin'in Derik ilçesinde görevli olan Musa Çitil, 13 yurttaşın ölümünden sorumlu gösterilen bir insan. Buna rağmen, terfi etmiş bir şekilde görevine devam eden Çitil, yıllar sonra hakkında açılan davaya ve tüm delillere rağmen tutuksuz bir şekilde yargılanmaktadır. Gözaltında kayıp, işkence ve tecavüz olaylarından mesul olan Çitil hakkındaki dava, hukuka aykırı olarak, yargılama yeri olan Mardin'den Çorum'a alınmıştır.
Musa Çitil'in katlettiği insanların yakınlarının adalet beklentisi bugün her zamankinden daha fazla çünkü onlar, bu topraklara barışın ancak hakikatle yüzleşerek ve faillerin adalete teslim edilmesiyle geleceğine inanıyorlar. Biz, bu nedenle Hükûmeti, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için gerçek anlamda sorumluluk almaya, yargı organları ile idari makamları hukuka uygun hareket etmeye ve sorumluları adalet önüne çıkarmaya bir kez daha davet ettiğimizi ifade etmek istiyoruz.
Değerli arkadaşlar, Mardin'in Derik ilçesinde, 20/04/2013 tarihinde, 1992 ve 1994 yıllarında Derik Jandarma Komutanı olan Musa Çitil'in görevden alınması ile başlatılan bir imza kampanyası yürütüldü ve bu imza kampanyasında toplanan 3 bin imza PTT yoluyla Adalet Bakanlığına iletildi. Adı geçen şahıs, birçok tecavüz, işkence, köy yakma, kötü muamele, yargısız infaz, zorla kaybettirme vakalarına karışan, 13 cinayetten sanık olan Musa Çitil'le ilgili ama bu Musa Çitil ne yazık ki şu anda görevine devam ediyor. Bunun, biz hem vicdanen hem de hukuken doğru olmadığını bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Musa Çitil'in yargılandığı faili meçhul cinayetlerden bir tanesi -örnek olarak vermek istiyorum- Vecdi Avcıl cinayetidir. Vecdi Avcıl, 1994 yılında gözaltına alınmış ve bu tarihten itibaren bir daha kendisinden hiçbir şekilde haber alınamamıştır. Mardin Cumhuriyet Başsavcılığının faili meçhul cinayetlere ilişkin sürdürdüğü soruşturma kapsamında Avcıl'ın cesedi Mardin'in Derik ilçesinde 2011 yılında kesinleşmiştir. Vecdi Avcıl'ın oğlu Yasin Avcıl "12 Haziran 1994 tarihinde jandarma ve korucular tarafından köyümüze bir operasyon yapıldı, köylüler köy meydanında toplatıldı, evimiz didik didik arandı ancak herhangi bir delil bulunmadığı hâlde babamı gözaltına aldılar. Daha sonra kendisinden hiçbir şekilde haber alamadık." diye de bir açıklama yapmıştır.
Aralarında Vecdi Avcıl'ın da bulunduğu 13 faili meçhul cinayetin sanığı olarak yargılanan Musa Çitil'in 13 kez ağırlaştırılmış hapis cezasıyla yargılandığı davası ne sanık ne de müşteki avukatlarından herhangi bir talep olmamasına rağmen Adalet Bakanlığı tarafından Mardin'den Çorum'a alınmıştır değerli arkadaşlar.
Biz özellikle şunu ifade etmek isteriz tabii ki: Başlatılan çözüm ve diyalog sürecinde yüzleşme fırsatını yakalamış bulunmaktayız. Bu davada yargının vereceği kararın karanlık bir dönemin aydınlatılmasına da katkı sunacağı düşüncesindeyiz. 13 kişinin katili ve 13 kez müebbet hapis cezasına çarptırılan birinin bugün dışarıda olması ahlaki ve hukuksal olarak tam bir skandaldır. Bir katliamın sanığı olan şahıs hâlâ görevi başındadır ve terfi ettirilmiştir. Maalesef hukuk, yaşanan bu katliamı maskelemiş durumdadır.
Yarın bu konuya ilişkin, İstanbul'dan Cumartesi Anneleri Ankara'ya gelecekler; özellikle, Musa Çitil davasına ilişkin görüşlerini, düşüncelerini YKM önünde saat 12.30'da basınla ve kamuoyuyla paylaşacaklardır. Biz duyarlı olan bütün milletvekillerimizi yarın Cumartesi Annelerine destek olmak adına YKM önüne davet ediyoruz. Ben de geçmişte bir cumartesi annesi olarak ve bugün de hâlâ onların yakını olarak yarın Cumartesi Anneleriyle birlikte, bu hukuksuzluğa, bu adaletsizliğe karşı onlarla birlikte olmak için YKM önünde olacağım.
Değerli arkadaşlar, dünyadaki bütün örneklerine bakıldığında, Musa Çitil ve ağır insan hakları ihlallerini kapsayan benzeri davaların, özellikle barış ve müzakere süreçlerindeki yüzleşme ve hesaplaşma bağlamında birer samimiyet sınavı oldukları herkes tarafından kabul edilmiştir. 1990'lı yıllarda özellikle Kürt illerinde "terörle mücadele" adı altında yürütülen köy boşaltmalar, taciz ve tecavüzler, faili meçhul cinayetler ve ağır işkence vakaları aydınlatılmadan ve suçlular yargılanmadan, Türkiye halklarının devlete karşı zedelenmiş olan güvenlerini asla onaramayacaktır.
Dolayısıyla biz, barış ve çözüm komisyonunun kurulduğu bugünlerde, yaşanan yoğun şiddetin ve ağır insan hakları ihlallerinin aydınlatılması için hafızaya başvurmak kuşkusuz yetersizdir. Aynı zamanda, söz konusu hafızanın içinde suçluları ortaya çıkarıp yargılama süreci başlatılmadan kalıcı bir barış ve çözüm olmadığının da altını önemle çizmek isteriz.
Musa Çitil'in, hakkındaki ağır suçlamalara rağmen bir defa bile mahkemeye gitmemesi ve hâlâ Ankara Jandarma Bölge Komutanı olarak görevine devam etmesi, avukatların ve sanık yakınlarının "Tutuklu yargılansın." talebinin mahkeme tarafından reddedilmesi ve en son Çorum'da görülen davaya avukatını bile göndermemesi, kamuoyunda mahkemenin tarafsızlığına dair derin kuşkular yaratmıştır.
Dolayısıyla, bir kez daha, Musa Çitil'e yasal olmayan bir koruma zırhı oluşturulmasının biz hukuk açısından sakıncalı olduğunu ifade ediyoruz, bu konuda Meclisin üzerine düşen görevi yapması ve bir an önce bu konunun aydınlatılması için bir araştırma sürecinin başlatılması gerektiğini düşünüyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)