GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:89
Tarih:09.04.2013

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - "MHP tarafına bakma." diye söylemişler Başkana herhâlde. Söz isteyen olur, ne olur ne olmaz?

OKTAY VURAL (İzmir) - Benim sözümü vermemezlik nasıl yaparsın sen? Ayıp!

BAŞKAN - Sayın Vural, hayret yani bu kadar usul tartışması?

Sayın Şandır, yeniden sözünüzü başlatıyorum.

Buyurun.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerçekten Meclisimize yakışmaz olaylar oluyor. Ne yapıyoruz biz? Yani yangından mal mı kaçırıyorsunuz? Niye bu yollara teşebbüs ediyorsunuz? Niye buna ihtiyaç duydunuz? Sorguladığımız hadise bu. Resmen Meclis Başkanlık Divanı İç Tüzük'ü ihlal ediyor. Müzakeresi yapılmış, okunmuş, tutanağa geçmiş bir önergeyi değiştirme hakkınız yok Sayın Başkan.

OKTAY VURAL (İzmir) - Zaten yok hükmündedir bu görüşmeler, yok hükmünde! Sizin bir önergeyi değiştirme hakkınız yok ki!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Nerede bu iş? Yani ama "Hukuk bizim yaptığımızdır, bizim yaptığımız kuraldır." derseniz bunun adı "hukuk devleti" olmaz?

OKTAY VURAL (İzmir) - Zorbalık, zorbalık!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - ?bunun adı "hukuk kuruculuk" olmaz, bunun adına başka şey söylemek lazım.

Değerli arkadaşlar, bakın, tabii ki gündem belirleme hakkınız var ama bugün gündeme getirdiğiniz bu araştırma önergesinin gündeme alınması konusunu, gerçekten, cumhuriyet tarihinde gelecek nesiller ibretle sorgulayacaklar. Hani siz, hani Sayın Başbakan, hani sayın bakanlar "Bu iş Hükûmetin işidir, Meclis bu işe karışmaz." diyordunuz. Değerli milletvekilleri, kafanızı aşağıya eğmeyin, bu soruyu tekrar soruyorum: Hani Sayın Başbakan "Bu konu Hükûmetin meselesidir, muhatap Hükûmettir." diyordu, şimdi Meclise niye getiriyorsunuz? Emri nereden aldınız? Çok ağır sorduğumu biliyorum. Bu emri nereden aldınız? Kimin baskısıyla, kimin talebiyle? Hakikatleri araştırma komisyonu mahiyetinde bu komisyonun Mecliste kurulmasını kim talimatladı size? Bunu millete açıklamak mecburiyetindesiniz.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Öcalan, kim olacak! Bakın tutanaklara, İmralı tutanaklarına.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Allah aşkına, dün niye değildi?

Değerli arkadaşlar, bakın, araştırma önergeniz burada, diyorsunuz ki: "Terör sorununu?" Burada okuyayım size: "Terör sorununun çözümüne yönelik araştırma?" On yıldır iktidardasınız, bu terör bugünün meselesi değil ki otuz yıldır devam ediyor. Aklınız bugün mü başınıza geldi sizin? Dürüst olmak lazım, dürüst. Sayın milletvekilleri, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, samimi olmak lazım. On yılı tamamladınız. Terörle mücadele için, terörün çözümü için aklınız bugün mü başınıza geldi, yoksa -tekrar ediyorum- kim emretti size?

İSMAİL AYDIN (Bursa) - Biz on yıldan beri aynı şeyi yapıyoruz, on yıldır!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Milletin iradesini kim gasbediyor? Ben tekrar soruyorum: Hani bu iş Hükûmetin işiydi, Meclisin işi değildi? Hani arkadaşlar? Niye bu milleti böyle zelil durumuna düşürüyorsunuz? PKK istedi. Hatta ben size başka bir şey okuyacağım. PKK'dan önce bu konuyu başkaları istedi, başkaları. Bu Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı niye bu kadar sık gelip gider oldu Türkiye'ye?

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Teftişe geliyor teftişe.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Ya, azıcık sorun ya, azıcık haysiyet. Sayın milletvekilleri, azıcık haysiyet.

OKTAY VURAL (İzmir) - Sesini özlemişler, sesini.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Bir sorgulama yapın Allah rızası için. Niye? Niye? Niye? Bakın, ben size okuyayım. 30 Kasım 2012, Uluslararası Kriz Grubu, içinde herkes var, yurt dışı, istediklerini söyleyeyim size. Verdikleri Kürt sorununun çözümü konusundaki rapor. O raporda belirttiklerini siz buraya kanun teklifi ve tasarısı olarak getiriyorsunuz. Bakın, 30 Kasım 2012 tarihinde, içinde Amerika eski Başkanı Jimmy Carter, Nelson Mandela, Desmond Tutu, Birleşmiş Milletler eski Genel Sekreteri Kofi Annan'ın da olduğu, hatta Soros'un da olduğu bir heyetin Kürt sorununun çözümü için önerdiklerini buraya kanun olarak getiriyorsunuz. Lütfen azıcık haysiyet. Eğer bu sorun terör sorunuysa -Sayın Başbakanın ifadesiyle söylüyorum- bu sorunun çözümü için on yıl niye beklediniz, niye? Bunu millete anlatmanız lazım.

İDRİS YILDIZ (Ordu) - Apo yanaşmıyordu.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, getirdiğiniz hadiseyi sonuçları itibarıyla size söylüyorum: Millete karşı sorumlusunuz ve bilmek mecburiyetindesiniz.

Değerli milletvekilleri, bir devlet kuruluyor, kafanızı kuma sokmayınız. Devlet kurmak için üç aşamaya ihtiyaç var: Önce millet olacak, sonra ülke olacak, sonra egemenlik olacak. Sayın Başbakan 12 Ağustos 2005 tarihinde "Kürt kimliğini tanıyorum." diyerek Türk milletinin temsilcisi bir siyasi şahsiyet olarak bu milletin içerisinden bir ayrı millet yarattı zaten. 2005 yılından bu yana biz "Türk" milleti ortak paydasını kaybettik. Kendini "Türk" olarak ifade etmeyen, kendisini "Türk milletinin mensubu" olarak ifade etmeyen, "Türk milleti"ni bir ortak payda, ortak kimlik olarak kabul etmeyen bir yapı oluşturdunuz. Yani beni bağışlayın, size akıl öğretmek, size bir şeyler telkin etmek değil ama yapılanı görün lütfen, bu bir devlet kurmadır.

Bakın, bu kürsüde bir sayın milletvekili "Kürdistan" dedi diye herkes ayağa kalkmıştı. Şimdi, "Kürdistan" denilmesine hiçbirinizin itirazı yok. Türkiye'mizin bir parçasını bir başka millete vatan yaptınız. Şimdi, egemenlik tartışıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, bu yaptıklarınızın tamamı, egemenlik tahsisidir. Egemenlik ya bir millî mücadeleyle kazanılır, bedeli kanla ödenerek kazanılır.

AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) - Tek devlet, tek bayrak, tek vatan.

AHMET YENİ (Samsun) - Hayal görüyorsun.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Ya da sizin yaptığınız gibi müzakereyle verilir.

Değerli arkadaşlar, tenkit için söylemiyorum. Bakın, yaptığınız işin anlamını bilin, bir devlet kuruluyor Orta Doğu'da. Bu proje, Kürt soylu vatandaşlarımızın talebi değil; bu proje, Türkiye'nin talebi değil; bu proje, geçen yüzyıldan yarım kalan, Sevr'le dayatılıp Lozan'la yırtıp attığımız bir küresel proje. Bu coğrafyada ikinci bir İsrail mahiyetinde bir Kürt devleti kuruyorlar. Bunu silahla kuramadılar, bunu kan akıtarak kuramadılar. Şimdi, ne yazık ki -sizin sayenizde- siyaset üreterek kuruyorsunuz. Kafanızı kuma sokmayın, yarın Allah indinde hesap vereceksiniz; yarın bu çocuklarınıza, gelecek nesillere hesap vereceksiniz. Ben sizin vicdanlarınıza sesleniyorum: Bugün mü daha birlik içerisindeyiz, yoksa dün mü daha birlik içerisindeydik? Bugün hangi ortak paydalarda Türkiye'yi paylaşıyoruz? Diyorsunuz ki gerekçenizde, aklın alacağı şey değil, diyorsunuz ki: "1920 23 Nisanında gördüğümüz büyük Türkiye idealini kurmak için bu çözümü yapacağız, bu komisyonu kuracağız." Kimi kandırıyorsunuz ya? Bu hayali on yıl önce niye görmüyordunuz? Bu terörü önlemek için elinizi tutan mı vardı? Ama şimdi, PKK talep ettiği için getiriyorsunuz; bu işe, bu günaha Türkiye Büyük Millet Meclisini de katıyorsunuz. Buna hakkınız yok arkadaşlar. Gidin, kiminle iş tutacaksanız tutun ama Türkiye Büyük Millet Meclisini, bu devleti kuran bu gazi Meclisi bu günaha ortak etmeyiniz. Bunun vebalinin altından kalkamazsınız değerli arkadaşlar.

PKK'yı size anlatmama gerek var mı arkadaşlar? PKK, eli silahlı PKK bizim çocuklarımızı katletmedi mi, bizim insanlarımızı katletmedi mi? Sayfalar dolusu okuyabilirim size. Öncelikle Kürt soylu vatandaşlarımızın çocuklarını, kadınlarını, yaşlılarını katletmedi mi? Şimdi, ne oldu da PKK'yla iş tutmaya başladınız? Hangi akıl, hangi vicdan, hangi hesap sizi böyle bir zillete düşürdü. Hani daha önce terörü lanetliyordunuz, teröristin elini sıkmıyordunuz?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Terörü her zaman lanetliyoruz.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Şimdi terörün kucağına oturdunuz, başka hiçbir şey değil. (MHP sıralarından alkışlar)

İSMAİL AYDIN (Bursa) - Ayıp! Ayıp!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Niye ayıp? Niye ayıp? İmralı canisiyle görüşen sizsiniz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Dış güçlerin kucağına oturan sizsiniz.

İSMAİL AYDIN (BURSA) - Ayıptır!

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Sen otur yerinde! Sen otur yerinde!

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Ayıp! Yaşından utan.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, size söyleyeyim: Yaptığınız iş bölücü teröre teslim olmaktır.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Amacımız terörü bitirmek.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Terörü bitirmek için bugüne kadar niye bekledin?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Siz ne yaptınız bugüne kadar?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Senin zamanında en az 1.200 insanımız katledildi, niye engellemedin? Niye engellemedin Sayın Elitaş?

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Beklemedik ya, on yıldır çalışıyoruz bitirmek için.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sen ne bilirsin terörü! Saygısız adam! En azından teröristin kucağına oturmadık. Yazıklar olsun!

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Oturduğunun farkında bile değildin sen.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Neyi bitirdiniz? Neyi başardınız?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Dolayısıyla, size söylediğim şey şu: Kaldırdığınız parmaklarla PKK'nın talebine "Evet." diyorsunuz, bilerek parmak kaldırın. Yaptığınız iş, İmralı canisinin taleplerini Meclise getirmektir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Dolayısıyla, bu yaptığınız günaha Milliyetçi Hareket Partisi olarak asla destek vermeyeceğiz.

Sizi kendi ayıbınızla baş başa bırakıyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bravo.!

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - O ayıp size ait.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Evet, bu milletin birlik ve beraberliğini parçalayan?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Farkında değiller ki ayıplarının.

İSMAİL AYDIN (Bursa) - Oyuncağınızı elinizden alıyoruz, alacağız o oyuncağı.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - ?Genel Kurula saygıyı da gerekli görmüyorum. (MHP sıralarından alkışlar)