GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, GRUP BAŞKAN VEKİLLERİ ANKARA MİLLETVEKİLİ EMİNE ÜLKER TARHAN, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ VE YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE TARAFINDAN GEZİ PARKI OLAYLARINDA ORANTISIZ GÜÇ KULLANIMINA İLİŞKİN KANUNSUZ EMİR VERENLER İLE BU EMİRLERİ YERİNE GETİRENLERİN BELİRLENMESİ VE SİYASİ İKTİDARIN BASIN ÜZERİNDEKİ BASKILARININ ORTAYA ÇIKARILMASI AMACIYLA 3/6/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 4 HAZİRAN 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:115
Tarih:04.06.2013

SIRRI SAKIK (Muş) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, bir haftadır, Gezi Parkı'yla ilgili Türkiye kamuoyunda bütün olup bitenlere hep birlikte tanıklık ediyoruz. Zulüm var, evet, devlet şiddeti var ve bu şiddet hayatın her alanında devam ediyor. Şimdi, bugün, bu zulümden, şiddetten bahsedenler, bundan şikâyetçi olanlar aslında zulmün kalesini burada oluşturdular. Yani, yıl 2007, haziranın son günleri. Bu zulümden bahseden Cumhuriyet Halk Partisi ile bu zulmün mimarı olan AKP, son saatlerde oturdular, polislerden şikâyet ediyorlardı, polislerle ilgili bir yasa çıkardılar. Bugünkü uygulanan bütün politikaların mimarı, siz, 2007'de? Bakın, 2007 Haziranının son günleri, ilahî adalet öyle bir adalettir ki, yıl 2013, yine haziranın ilk günleri. Bu yasanın çıktığı ilk günlerde bu yasa sizlere karşı geldi, polis şiddetini uyguladı, gazını, bombasını kullandı.

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Yasada böyle mi yazıyor? "Kafasına sıkın." mı diyor yasada?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Bakın, o gün sizin bir milletvekiliniz, vicdan sahibi bir milletvekiliniz?

İZZET ÇETİN (Ankara) - Aferin sana, aferin sana!

SIRRI SAKIK (Devamla) - ?Mehmet Nuri Saygun aynen şu kürsüde şunu söylüyor: "Yapmayın beyler, yapmayın sevgili arkadaşlar, sizin bu yasanız totaliter bir rejime doğru gidiyor. Giderayak bu yasaları çıkarmayın. Bu yasalar toplumda gerginliği yaratır. Bu yasa polisi şiddete teşvik eder, polis pervasız olur. Etmeyin, yapmayın." Sizin grubunuza sesleniyor ama grubunuz AKP'yle birleşiyor, bu yasayı çıkarıyor, bugün bu yasa hayatın her alanında halkın karşısına çıktı.

İZZET ÇETİN (Ankara) - O gün başka parti yoktu Parlamentoda. Bir tane muhalefet vardı.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Bakın, bu yasayı kimler için çıkardınız? Bir bütün olarak Kürtlere karşı çıkardınız. (CHP sıralarından gürültüler) Muhaliflere, sosyalistlere karşı birlikte çıkardınız. Sonra ne yaptınız? Giderayak -sadece bu değil- hemen, Terörle Mücadele Yasası, bugün çok şikâyet ettiğiniz Terörle Mücadele Yasası'nı da iktidar partisiyle buluşup çıkardınız. Sonra ne yaptınız? O dönem Demokratik Toplum Partisi bağımsız seçimlere katılacaktı. Alelacele Anayasa'da bir değişiklik yaptınız, birleşik oy pusulasına bağımsızları dâhil ettiniz. Bakın, üçünü birden, yasalara karşı suç, topluma, halka karşı suç işlediniz.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Bu konuşma külliyen yalan, külliyen yalan! Ben o zaman Parlamentodaydım. İttifak yapan sizsiniz, AKP'yle ittifak yapan sizsiniz! CHP hiçbir zaman ittifak yapmadı!

SIRRI SAKIK (Devamla) - Şimdi, evet, Barış ve Demokrasi Partisi hayatının her alanında özgürlüklerden yana tavır takınmıştır. Nerede bir zulüm varsa bu zulmün karşısında bu parti, bu partinin temsilcileri zulme karşı direnmiştir. (CHP sıralarından gürültüler)

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Polise "vur" yetkisini siz verdiniz!

SIRRI SAKIK (Devamla) - Gezi Parkı'ndaki ilk masumane talepler bizim milletvekillerimiz ve arkadaşlarımız, partimiz tarafından seslendirilmiştir ama burada sonradan, devşirmeyle sonradan farklı, kin, nefret ve barış süreciyle ilgili taleplerin arttığını görünce ve orada ırkçı söylemler, tekçi söylemlerle, bayraklarla ve Onuncu Yıl Marşı'yla, eğer, gelindiği an Barış ve Demokrasi Partisi orada olmaz.

EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) - Niye rahatsız oluyorsunuz?

SIRRI SAKIK (Devamla) - Şimdi, sizi vicdana davet ediyorum. Bu yasa yürürlükte olduğu zaman? Sevgili arkadaşlar, bakın, burada oturuyor Grup Başkan Vekilimiz Pervin Buldan. Bu polis şiddetine maruz kaldı, iki-üç ay evden çıkamadı. Polis şiddetine maruz olmayan bir tek milletvekilimizi bulamazsınız.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Hepimiz ölümden döndük, ölümden.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Sayın Türk'ten tutun Sayın Ayla Akat'a kadar bütün milletvekillerimiz polis şiddetine maruz kaldı.

ÖZDAL ÜÇER (Van) - Evet, aynen.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Ve Sevahir Bayındır, aylarca, hâlâ da hasta, hâlâ ameliyatla cebelleşiyor. (CHP sıralarından gürültüler)

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Altında imzanız var.

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Siz imza attınız ona, siz.

SIRRI SAKIK (Devamla) - Ve size söylüyorum: Bu polis şiddetinden dolayı kaç insan yaşamını yitirdi söyler misiniz bana? Bu polis şiddetine maruz kalan, sizin ortaklaşa çıkarttığınız yasayla bu polis şiddetinden, bu olaydan 3 insan yaşamını yitirdi. Evet, hepinizin, sadece AK PARTİ'nin değil. Bu yasaları çıkaranların, bugün sokaklarda demokrasi ve özgürlük için mücadele edenlerden sizin de, AK PARTİ'nin de özür borcu vardır. Bunu yapmak zorundasınız, bunu yaparsanız olur. (BDP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Bakın, sevgili arkadaşlar, ünlü bir düşünür der ki: "Devrim, silahların patlaması değil, yasaların patlamasıdır." Siz iktidar partisi, bugünkü gençliğin sokakta olmasının tek nedeni sizin uyguladığınız yasalardır, çıkarttığınız antidemokratik yasalardır. Uzlaşı kültürünüz yok. Kendinizi sahneye Tanrı rolünde koyuyorsunuz, dönüp muhaliflere kul muamelesi yapıyorsunuz. Buradan uzlaşı çıkmaz, buradan kavga çıkar, buradan şiddet çıkar.

Siz -bugün Eş Başkanımız da söyledi- ne hakla, Alevilerden vergi toplayacaksınız, muhaliflerinizden vergi toplayacaksınız ama bir insanın tarihte? Yani ne kadar tarihi karıştırmayalım diyoruz ama siz her gün getirip önümüze koyuyorsunuz. Ne hakkınız vardı üçüncü köprüye "Yavuz" ismini koymaya? Siz barış sürecini yaşarken, bu toplumun barışa ihtiyacı varken adını "barış köprüsü" koyabilirdiniz, "?"(X) koyabilirdiniz, Kürtlerin ve Türklerin ortak bir sloganı olanı oraya inşa edebilirdiniz ama siz bunları yapmıyorsunuz. Bakın, bir taraftan, Mustafa Muğlalı Kışlası'nın adını kaldırıyorsunuz ama bir taraftan da ona benzer, Sabiha Gökçen'den tutun, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne kadar?

Ve siz buralarda gecenin geç saatinde sayısal çoğunluğunuza dayanarak antidemokratik yasalar çıkarıyorsunuz. Bakın, Terörle Mücadele Yasası'nı da birlikte çıkardınız. Biz hepimiz bunun mağdurlarıyız. Bugün burada Mustafa Balbay'dan, Haberal'dan bahsedenler de bu Terörle Mücadele Yasası? İşte, kapınıza geliyor. Onun için, hepimiz oturup hukukun, huzurun ülkesini yaratacağız ve bundan dolayı toplumdan özür dileyeceğiz, demokratikleşme paketini hayata geçireceğiz ve döneceğiz, bu yaz -Türkiye halklarına borcumuzdur- biz tatil yapmayacağız, Parlamentoyu çalıştıracağız, sokakta olan insanların taleplerini seslendireceğiz, Türkiye'yi bütünleştireceğiz. Yani yüzde 50'leri yüzde 50'lere vuruşturarak biz barışı değil, kavgayı çıkarırız buradan. O vesileyle, bu Parlamentoya önemli görevler ve sorumluluklar düşüyor. Burada bizim gerçekten toplum olarak dönüp bir bütün olarak hukukun ülkesini yaratacak yasalara ihtiyacımız var. Var mısınız buna? Biz Barış ve Demokrasi Partisi olarak buna varız.

Ve bugün bir milletvekilinizin sosyal medyada yine ismi geçiyordu, şunu söylüyordu: "Bu tepki, barış sürecine karşıdır." Ben de sokaktaydım, gördüm, gençlerin böyle bir derdi yok. Gençler barış istiyor, bizi gördüklerinde gelip sarılıp, bu ülkede barışı inşa edeceğiz? Ama siz, şiddetten beslenenler, hâlâ bu süreci, bu demokratik bir hak arayışını, Kürtlere karşı bir süreç olarak nasıl hayata geçirebiliriz, bunun çabası içerisindesiniz. Buradan size artık ekmek çıkmaz; Türkiyeli gençler artık sizi de tanıyorlar, Barış ve Demokrasi Partisini de tanıyorlar ve AKP'yi de tanıyorlar; kimin onların dostu olduğunu biliyorlar, kimin nereden, ağaçtan nasıl hayat yaratacağını da biliyorlar. Çünkü, Barış ve Demokrasi Partisi nasıl ağaç meşeyi kendi amblemi olarak koyduğunda, bugünleri gören bir partidir. Bugün, Eş Başkanımızın dediği gibi yani "Sadece marangozlar ağaçtan bir şeyler yaratmazlar."

Bakın, devrimciler, gençler, biz bir bütün olarak ağaçtan, Türkiye'nin iç barışını sağlamaya adayız. Bu pencereden bakıyoruz. Eğer buna kulak verebilirsek bu gençliğin ruhundan yeni bir Türkiye yaratabiliriz. Hepimizin bu konuda öz eleştiriye  ihtiyacı var. Nerede yanlış yaptık? Bu yanlışı bir daha yapmamak üzere, başta Sayın Başbakana ve Hükûmete, muhalefet partilerine de bu konuda, evet, sorumluluklar düşüyor, bunun gereğini yaparlarsa ben eminim ki iç barışımızı inşa edebiliriz. Onun için, tekrar altını çizerek söylüyorum, yani bu ünlü düşünürün dediği gibi "Bu devrim, silahların patlaması değil, yasaların patlamasıdır." Ben, artık, halkımızın, ülkemizin ihtiyaç duyduğu yasalara ve özgürlüklere bir an önce? Türkiye'nin bu konuda yasalarını, Anayasası'nı buna göre inşa edecek ve bütün halkların Türkiyesi'ni birlikte yaratmaya adayız, bir başka ülkemiz de yok. Bunun için hepimizin duyarlı olması gerekir.

Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)



(X) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi.