| Konu: | YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 119 |
| Tarih: | 12.06.2013 |
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Peki, Sayın Başkanım.
Geçtiğimiz yıl LYS'de sadece birkaç hafta kala puanların hesaplanmasında yer alan ağırlıklı ortaöğrenim başarı puanının kaldırılarak yerine bireysel başarı esasına dayanan sistemin getirilmek istenmesi haklı tepkiler doğurmuş ve uygulamanın 2012-2013 eğitim yılına ertelendiği açıklanmıştı. Şimdilerde ise YÖK'ün bu kararının Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle Türkiye çapında kendini kanıtlamış bazı okullar ve öğrenci velileri yürütmenin durdurulması istemiyle peş peşe dava açıyor. Diğer yandan, konunun uzmanı bazı kişiler, Bakanlar Kurulundan bu yönde bir karar çıkmadığını, bu sebeple uygulamanın bu seneyi kapsamasının mümkün olmadığını söylüyor.
Sayın Avcı'ya da hayırlı olsun diyerek tekrar Bakanlığının bu konuda düşüncelerini istiyoruz. Bu öğrencilerimiz beş yıl boyunca bunun ötelenmesini istiyor çünkü girdikleri zamandaki, okullara girdiği, liselere girdikleri zamandaki şartların devam etmesini istiyorlar, büyük bir haksızlığın engellenmesini istiyorlar.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bulut?
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) - Sayın Bakan, Türkiye'de 2012 verilerine göre 2 milyon 800 bin 15 yaş üzeri kişi okuma yazma bilmemektedir. Türkiye'de 120 bin öğrenciye 10 bin öğretmen yatılı bölge okullarında eğitim hizmeti vermektedir. Yatılı bölge okulları cumhuriyetin çok önemli okullarıdır, eğitim birliğinin sağlanması, ekonomik durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarının devlet imkânlarından faydalanarak eğitim almasını sağlayan önemli okullardır. Basında yer alan bu okulların kapatılacağı şeklinde terör örgütünün talepleriyle de örtüşen böyle bir çalışmanın olup olmadığı konusunda açıklama yaparsanız memnun olacağım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Sayın Serter.
FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Sayın Bakan, önümüzdeki hafta sonu 15-16 Haziran tarihlerinde üniversite giriş sınavı yapılacak. Öncelikle bütün öğrencilere başarılar diliyoruz ancak aynı günlerde Adalet ve Kalkınma Partisinin Ankara ve İstanbul mitingleri de var. Aileler bu konuda çok ciddi endişe duymaktalar. Sizin bu konuda, Hükûmete mitinglerle ilgili ya da Sayın Başbakana bir uyarınız oldu mu? Ailelerin bu endişelerini nasıl gidereceksiniz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Sayın Halaman?
ALİ HALAMAN (Adana) - Başkanım, teşekkür ederim.
Sayın Bakanım, bu, Adana'da kurulan yani Çukurova Eğitim Kültür Vakfının kurduğu üniversite Kanuni Üniversitesi. Biz hayırlı olsun diyoruz, dolayısıyla tebrik ediyoruz. İnşallah, bu tüzel kişiliğe sahip vakıf üniversitelerinin hemen hemen yüzde 45'ini devlet karşılıyor zaten. Adana'nın bütün ilçelerinde iki yıllık üniversiteler var Çukurova'ya bağlı. Kozan'da dört yıllık bir işletme fakültesi kuruldu, bir de Ceyhan'da mühendislik var dört yıllık. Bunların ismi var, cismi yok. Bunların cisimlerinin olabilmesi için bunlara yardımcı olmanızı bekliyor, saygılar sunuyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Sayın İnce?
MUHARREM İNCE (Yalova) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, 2003'te, 2004'te bu Meclise YÖK Başkanı gelmezdi, bu görüşmelere ve her kürsüye çıkan AKP milletvekili "YÖK Başkanı kabadayı mı, derebeyi mi, niye gelmiyor?" derdi. Şimdi ben size şu soruyu soracağım: Ben altı ay önce size iki soru önergesi verdim, bir Gaziantep Üniversitesiyle ve Hacettepe Üniversitesiyle ilgili. Altı aydır bana yanıt vermediniz. Bu üniversite rektörleri derebeyi mi? Onlar mı cevap vermiyor, siz mi vermiyorsunuz? Eminim ki bir yerde sıkıştı bu soru önergeleri. Ben sizden şunu istiyorum: Sizi her gördüğümde bu soru önergelerini soracağım Sayın Bakanım Gaziantep Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesiyle ilgili. Geçmişte, iktidarınızın ilk yıllarında her kürsüye çıktığınızda "Bu YÖK Başkanı kendini ne zannediyor?" diye buralarda konuşurdunuz. Ne zaman ki bütün kurumlar gibi YÖK'ü de ele geçirdiniz, artık sizin arka bahçeniz olunca YÖK'ü eleştirmez oldunuz. Benim sorum: Siz mi geciktiriyorsunuz, üniversite rektörleri mi geciktiriyor?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Sayın Baluken?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, Millî Eğitim Bakanlığındaki en temel sorunlardan biri de bu evli öğretmenlerin birçoğunun eşlerinden ayrı olması, eş durumu atamalarının çok zorlaştırılmış olmasıdır. Yılda bir defa atama hakkı veriliyor ve yeterli kontenjan açılmadığı için çoğunun ataması gerçekleşmiyor ya da çok uzaktaki kurumlara atanıyorlar. Bu durumun mağduru olan bir öğretmen hanımın mektubu var bende, onu size ileteceğim. Bu konuyla ilgili bir çalışmanız var mı? öğretmenlerin yaşamış olduğu bu sıkıntılardan haberdar mısınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, buyurun.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Önce, çok genel olarak bir şey söylemek istiyorum. Üç oturumdur iki maddeyi konuşuyoruz, birisi yürürlük maddesi, birisi yürütme maddesi, bir türlü sonuna gelemedik.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Senin grubun konuşuyor, onlar konuşmasa çıkar şimdi.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Ben de Genel Kurula söylüyorum zaten.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Ama yani kendi grubuna söyle.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Grup toplantısında da kendi grubuma söyledim.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Onlara söyle de konuşmasınlar.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, lütfen?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Şimdi, Sayın Baluken'inkinden başlayalım. Eş durumu atamaları: Evet, yılda bir kere yapılıyor ama istisnai olarak şubatta da yaptık.
Millî Eğitim Bakanlığı Türkiye'nin en büyük kamu kuruluşu. Kamuda çalışan her 3 kişiden biri Millî Eğitim Bakanlığında çalışıyor. Dolayısıyla, öğretmenlerimiz yani kamu kurumunda çalışan öğretmenlerimiz, Millî Bakanlığında çalışan öğretmenlerimiz eş durumundan en fazla bizar olan kesimi temsil ediyorlar ve bizim en çok içli dışlı olduğumuz, öğretmenlerimizin en çok içli dışlı olduğu kurum -evlilikler yoluyla- silahlı kuvvetlerimiz. Yani öğretmenlerimiz en çok askerlerle, askerler de en çok öğretmenlerimizle evliler. Dolayısıyla, eş durumumdan eşleri bir araya getirmek gerektiği zaman en çok bu iki kesim karşımıza geliyor ve her iki kesimin de görevlendirilebilme şartları çok sınırlı yani biz, silahlı kuvvetlere "O askeri orada değil de şurada görevlendir çünkü onun eşi öğretmen." diyemiyoruz. Onlar bize "O öğretmeni orada değil de burada değerlerdir çünkü onun eşi subay, burada görevlendirilmiş." diyemiyor. Diyoruz karşılıklı ama bunlara her zaman birbirine denk getirmek mümkün olmuyor çünkü askerlerin görev yapabileceği yerler belli, öğretmenlerin de norm sınırlamaları nedeniyle görev yapabilecekleri yerler belli. Bir defa böyle bir sıkıntımız var yani aritmetik olarak bütün öğretmenlerin eş durumu taleplerini karşılamamız fiilen mümkün değil ama biz en acil durumda olanları hesaba katarak senede bir kere olması gereken eş durumu, sağlık durumu, özel hayatı ilgilendiren nedenlerle tayin isteme hakkını şubatta da tanıyarak bunu bir ölçüde elimizden geldiği kadar hafifletmeye çalışıyoruz ama tümüyle çözümü yok bu işin. Çünkü benzer bir şekilde yargıda eşi olan öğretmenden, başka herhangi bir kurumda, başka herhangi bir ilde uzantısı olmayan kurumlarda çalışan eşleri olan öğretmenler, dolayısıyla öğretmenlerimizin eş durumundan tayin taleplerinin tümünü rasyonel bir biçimde karşılamamız mümkün değil. Elimizden geldiği kadar bunları birbirine denk getirmeye çalışıyoruz. Öğretmenlerimiz de bu konudaki iyi niyetli çalışmalarımızı biliyorlar.
Sayın İnce'nin Gaziantep ve Hacettepe'ye ilişkin soru önergesine cevap verilmediği iddiasını araştıracağım ama ben dün gece saat 02.00'de, bizim elektronik imza sistemimiz var, bütün soru önergeleri oraya yükleniyor, oraya yüklenmiş olan bütün soru önergelerini dün akşam temizledim yani şu anda benim masamda, benim tarafımdan cevaplandırılmamış, henüz size ulaşmamış olabilir, dün gece saat 02.00'de bitirdim bu işi ama benim tarafımdan cevaplandırılmamış herhangi bir soru önergesi yok. Ya bana gelmedi henüz YÖK'ten böyle bir şey gelmemiş olabilir veya o gün burada, geçen hafta sözlü soru önergelerine cevap verdim ama geriye çok az, 8-10 tane kaldı, onların arasında mıydı, onu bilmiyorum, onu gidince araştıracağım ama kasıtlı cevap vermemek, herhangi bir soru önergesine cevap vermemek gibi bir şeyimiz yok. Dediğim gibi şu anda bende bekleyen hiçbir soru önergesi yok.
Ceyhan'daki yüksekokulun durumunu bilmiyorum, onu araştıracağım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye Sayın Bakan, açtırıyorum.
MİİLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Mitinglerle ilgili olarak, bu konuda biz hem ÖSYM hem Millî Eğitim Bakanlığı AK PARTİ Genel Merkezîne bu mitinglerle ilgili sınav takvimi çakışmasını söyledik, saatler ona göre ayarlandı. Cumartesi günü Türkiye genelindeki sınav sabah 10.00'da başlıyor, 12.15'te bitiyor, Ankara'daki miting 17.00'de, dolayısıyla Ankara'da ciddi bir sorun görülmüyor. Pazar günü sabahtan ve öğleden sonra iki sınav var. Öğleden sonraki sınav 16.00'da bitiyor, İstanbul'daki miting 17.30'da başlıyor yani öyle bir ayarlama yapıldı.
Yatılı bölge okullarıyla ilgili çalışıyoruz. Buralarla ilgili çok farklı şikâyetler de var yani ailelerin çocuklarını vermek istemediğinden tutun başka faaliyetler için de kullanıldığını dair bilgiler de var, bir kısmının işlevsiz kaldığı bilgileri var. Tümü hakkında genel bir şey söyleyecek durumda değilim şu anda, hepsi hakkında "Bunlar şöyledir." diyecek durumda değilim ama tek tek bunlar elden geçirilip hangisinde ne tür bir sorun var, bu sorunun nasıl bir çözümü olabilir bunu değerlendiriyoruz.
Bu ağırlıklı ortaöğretim başarı puanına ilişkin itirazları ben zaten sayın milletvekiline burada biraz önce onları ayrıntılı olarak izah ettim ama Genel Kurulun bilgisi bakımından şunu da hemen kısaca söyleyeyim: Bu konuda daha önce biz yasal düzenleme yapıldıktan sonra bu konuda mahkemeye müracaat edildi, mahkeme bu müracaatı reddetti. Yani, bu tam ortada bir mesele; bir yandan, öğrencilerinin ortaöğretim başarı puanı nedeniyle öğrencilerini hakkıyla değerlendiren okulların öğrencilerinin mağdur olduğu iddiaları -bu doğru bir iddia, haklı bir iddia- öte yandan da okulunun ortalama başarı puanı düşük olduğu için kendisinin cezalandırıldığını düşünen başarılı öğrenceler de var. Yani, bir yanda okulu başarılı olduğu için kendisinin mağdur edildiğini düşünen öğrenciler, bir yanda da okulu başarısız olduğu için kendisinin cezalandırıldığını düşünen öğrenciler.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Soru-cevap işlemi?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Bir cümle daha müsaade eder misiniz?
Okullardan, sınıflardan "Gençliğe Hitabe"nin kaldırıldığı iddiası doğru değil, böyle bir şey yok.