GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:119
Tarih:12.06.2013

BDP GRUBU ADINA ÖZDAL ÜÇER (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu selamlıyorum.

Üniversitelerin kurulmasını hedefleyen bu kanun aslında kimsenin karşı çıkabileceği bir durum değil ama adım başı her yerde üniversite açmak, rektörlükler kurmak sorunun tek çözümleyici noktası değildir. Mevcut hâliyle eğitime hizmet veren üniversitelerin niteliğini düşünmek lazım. Yani, her ilde bir üniversite kuruyorsunuz, buna kimsenin bir itirazı olmaz ama var olan üniversitelerin niteliği nedir, eğitim kalitesi nedir, çalışan kadrolarının niteliği nedir, hangi kriterlerdedir, bunları sorgulamak lazım.

Mesela, beyin göçünden bahsediliyor. Neden Türkiye'ye, Türkiye'deki üniversitelere dışarıdan gelen akademisyen yoktur? Neden buradaki akademisyenler hep bir yerlere kaçabilmenin hesabı içindedirler? Neden üniversite öğrencilerinin eğitim kalitesini daha da yükseltmek gibi bir hedef edinilmiyor da lağvedilmesi gereken, ortadan kaldırılması gereken YÖK Kanunu ortada dururken bu kanuna tabi yeni üniversiteler kurmakla asıl hedeflenen şey nedir? Cemaat örgütlülüklerini üniversite yapılarında kadrolaştırmak veyahut da rant gruplarını üniversite rektörlüklerinde kadrolaştırmak gerçek manada bir sorundur.

Hani, biz Kürdistan için özerklik isterken çok farklı tepkimelerde bulunuluyor ama her biri bir devlet gibi olan üniversitelerin özerkliği ve o özerklik yapısı içerisinde dönen çarkları hiç kimse düşünmüyor. Üniversitelerde öylesi denetimsiz bir ekonomik güç oluşmuş ki bunlar gerçekten eğitim amacıyla mı harcanıyor, yoksa birilerine kariyer, rant ve güç sağlama amacıyla mı kullanılıyor sorusunu akla getiriyor. Birçok üniversitenin mali denetimini yapamıyorsunuz. Üniversite öğrencilerinin sorunlarını çözemiyorsunuz. Üniversite çalışanlarının sorunlarını çözemiyorsunuz. Yığınlarca sorun çözülmeyi beklerken yeniden, sorunlu olacak ve hiçbir altyapısı olmayan üniversiteler kuruluyor. Eğer bütün mevcut üniversiteler belli bir kaliteye ulaştıktan sonra yeni üniversiteler kurulması hedeflenirse daha sağlıklı olur diye düşünüyoruz.

Van'da Yüzüncü Yıl Üniversitesi var. Yüzüncü Yıl Üniversitesinde öğrencilerin barınma sorunları çözülmüş mü mesela? Hani, çok büyük bir deprem yaşandı. Yüzüncü Yıl Üniversitesinde çalışan akademisyenlerin, eğitim personelinin, hizmet personelinin sorunları çözüldü mü? Hayır. Şimdi, tabii, biz ne söylersek söyleyelim, maalesef Hükûmet bu konuda bir sorumluluk üstlenmiyor. Eğitim kurumlarının sorunları, eğitim çalışanlarının sorunları maalesef rant hesaplarına kurban gitmekte.

Bakın, öyle bir eğitim sistemi oluşmuş ki okuldan öğrenci bir fayda göremiyor ama öğretmen de bir fayda göremiyor, idarecisi de aynı sıkıntıları yaşıyor ama okuldaki, işte, taşıma sistemindeki minibüs ihalecileri köşeyi dönüyor, kantin ihalecileri köşeyi dönüyor. Siz bu sorunların çoğunu çözmeden, işte, "Eğitim güzeldir.", "Eğitim iyidir." gibi genel geçerliliği olan, kimsenin karşısında itiraz edemeyeceği durumları ifade ederek bu ülkede eğitimin kalitesini artıramazsınız.

Dünyanın en çok genç nüfusuna ve çocuk nüfusuna sahip ülkelerden biriyiz ama gençlere ve çocuklara yapılan uygulamalar dünyanın hiçbir yerinde görülmüyor. Bu mudur gençlik sevgisi? Bu mudur çocuk sevgisi? Çocuklar, gençler hangi sıkıntıları yaşıyorlar? Mesela, bakın, okulların önlerinde -ilkokullardan bahsediyorum, üniversitelerden değil- polis kontrolünde, polis nezaretinde eroin satışı yapılıyor, esrar satışı yapılıyor. Bu konuyu onlarca defa gündeme getirdiğimiz hâlde o eroinciyi tutuklaması gereken polis, maalesef ki dışarıda bir hükûmet protestosuna katıldı diye çocukları katledebiliyor. Biz bunu söylerken devletin kamu görevlisi polislerin çalışmasına karşı olduğumuz için değil, polisin, devlet güvenlik görevlisinin esas görevi kamunun güvenliğini sağlamaktır yani vatandaşın güvenliğini sağlamaktır. Basın açıklaması için çıkmış insanın güvenliğini sağlaması gerekirken, her ne hikmetse, sağcı olsun solcu olsun, Kürt olsun Türk olsun, kim olursa olsun, çocuklara, gençlere yönelik yapılan uygulamaya bakın, artık bir şey söylenecek durumda değil ki.

Üniversitelerde -kim kimi, hani "sör" ilan etmek gibi- işte, akademisyenlik kadroları dağıtılıyor, birileri bir yerden bir yere rektör oluyor, birileri bir yerden doçent oluyor. Sınavsız doçentlikler çıkmış. Kaç kişi mesela doçentlik unvanını aldı, bunların sınavları ne kadar denetleniyor, buna ilişkin bir denetleyici faaliyet yok.

Üniversite sınav soruları satılıyor. Var mı böyle bir ülke dünyanın başka bir yerinde? Madem üniversite soruları satılacak, neden üniversite sınavı yapılsın? Yani öyle bir mekanizma oluşmuş ki bu mekanizmada bir çocuğumuzun SBS diye ya da üniversite diye girdiği bir sınavın rantı trilyonları buluyor ve maalesef onlar da belli kişiler. Peki, çocukların eğitimi için bütçe ayıran bu Meclis, neden denetimini sağlıklı bir şekilde yapmıyor? Eğitim konusuyla ilgili o kadar çok sorun var ki eğitim çalışanlarının, idarecilerin, öğretmenlerin, öğrencilerin, akademisyenlerin, hizmet personellerinin eğitim kurumlarını? Ama bu sorunların çözümüne ilişkin hiçbir tutum yok. Yaklaşık yedi yıldır onlarca vakıf ve devlet üniversitesi kuruldu ama eğitim sorunlarına ilişkin, usulsüz atamalarla ilgili, eğitim kurumlarındaki yolsuzluklarla ilgili hiçbir çözümleyici çalışma yapılmadı.

Yine Van'dan bahsedeceğim. Depremde hasar görmüş ve yıkılmaya yüz tutmuş okullar göstermelik tamirat, tadilatla faaliyete sokuldu ve şu an binlerce çocuk yaşanabilecek herhangi bir sarsıntıda yıkılacak okullarda eğitim görüyor. Buna ilişkin bir çalışmanın olması gerekiyor.

Daha önceden de belirttim, Sayın Bakanımızın yeni göreve başlamış olmasından kaynaklı, bizde de daha önceki yaklaşımı ve mizacı itibarıyla da eğitim camiasının ilgisi ve umudu açısından olumlu bir kişilik. Umuyoruz ki bahsettiğimiz konulara eğilerek ülkenin eğitim?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZDAL ÜÇER (Devamla) - ?sorunlarını gerçek manada çözmeye dönük bir tutum sergiler. Başarılar diliyorum. (BDP sıralarından alkışlar)