GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, MERSİN MİLLETVEKİLİ VAHAP SEÇER VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN GEZİ PARKI İLE BAŞLAYAN VE TÜRKİYE GENELİNE YAYILAN OLAYLARIN SOSYAL HAYATA YÖNELİK YANSIMALARI İLE YAŞANAN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİALARININ ARAŞTIRILMASI VE GEREKLİ ÖNLEMLERİN ALINMASI AMACIYLA 13/6/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 13 HAZİRAN 2013 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:120
Tarih:13.06.2013

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerinde grubum adına söz aldım.

Tabii, o kadar tartışmadan, atışmadan sonra bu sükûnet, bu sessizlik güzel bir şey. Milletimize seslenelim. Kimseye de laf atmak gibi bir yola girmeden, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu yaşananlarla ilgili görüşlerimizi ifade etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, saat ikiden bu yana yapılan bu tartışmaları halkımız izliyor. Halkımızın birçok kesiminin gerçekten önemli sorunları var, en azından beklentileri var, daha güzel olsun, daha iyi olsun diye. Bu beklentilere karşı buradan bekledikleri çözümler var ama Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletin iradesinin tecelli ettiği bu kutsal mekân, işte biraz önce yaşadığımız laf atmalarla zamanı öldürüyor.

Ben, ramazan geliyor, ramazanın hoşluğu şimdiden başladı diye düşünüyorum. Ama, gerçekten, Türkiye'mizde son on beş günden bu yana yaşanan hadiseler, Türkiye'mize yakışmayan, milletimize yakışmayan, sonunun da ne olacağı çok belli olmayan bir gelişme izliyor. Dolayısıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, iktidarıyla muhalefet partileriyle, gayriciddi demiyorum ama ciddiyetle, sorumluluklarının idrakinde, sorunları tartışan, çözüm üreten, çözüm üretmeye, ortak akıl üretmeye çalışan bir çalışma düzeni tutturması lazım. Ama, biz burada, dünü suçlayarak, birbirimizi suçlayarak, maalesef, İç Tüzük'ün verdiği imkânları da istismar ederek aslında insanımıza haksızlık yapıyoruz, halkımıza haksızlık yapıyoruz.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, kendi grup kararımız doğrultusunda, Hükûmetin gündemi ne olursa olsun, Türkiye Büyük Millet Meclisi hangi usul ve üslupla tartışırsa tartışsın, biz burada milletin, halkın gündemini tartışmaya karar verdik. Bunun için, bu haftayı emekliler haftası olarak değerlendirdik, emeklilerin sorunlarını tartışmak üzere iki gün üst üste grup önerilerimizi bir araya getirdik, Danışma Kurulu grup önerisini getirdik. Çok teşekkür ederiz, iki gün üst üste, kırk dakika emeklilerin sorunlarını tartıştık. Yaklaşık 10 milyon emekli insanımızın sorunları çok. "Yok." diyorsanız beklentileri var ve onların burada konuşulması, çözüm üretilmesi bir zorunluluktur. Muhtemel önümüzdeki hafta da esnafların sorunlarını tartışacağız veya çiftçilerin sorunlarını tartışacağız. Hükûmetin gündemi ne olursa olsun veya Hükûmet de hangi konuyu tartışırsa tartışsın, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak milletimizin gündemini Türkiye Büyük Millet Meclisine getirip tartışmayı bir karar hâline getirdik, bunda ısrar edeceğiz.

Değerli arkadaşlar, bakın, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz, kendimizi, Türk milliyetçisi yani milletin birliğinin teminatı, milletin geleceğinin, milletin onurunun, hukukunun savunucusu bir siyasetin partisi olarak görüyoruz. Dolayısıyla, milletimizin geleceğiyle ilgili duyduğumuz endişeleri burada ifade etmek durumundayız. Son on beş gündür yaşadığımız hadiseleri bu kapsamda, bu anlamda tartışıyor ve huzurunuza getiriyoruz.

Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan buradaydı, çıkmış. Bugün Avrupa Parlamentosunun kararları yayımlandı. Buraya getirdim. 12 maddelik bir kınama kararı yayımladılar, bunun tanımı budur. Hemen her maddenin sonunda "?kınıyoruz." diyor. "Devlet şiddetini kesinlikle kınıyoruz. Siyasi partileri hedef almasını kınıyoruz. Türk medyasının olayları göz ardı etme girişimlerini kınıyoruz." Avrupa Parlamentosunu da biz de kınıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Türkiye'nin yaşadığı bir olayı hemen gündemine alarak başka ülkelerde yaşanan olaylarla paralel bir üslupla Türkiye'nin bu cümlelerle kınanmasına biz de itiraz ediyoruz.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sebep olanı kına, niye Avrupa Parlamentosunu kınıyorsun ya?

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Sayın Grup Başkan Vekilimiz ciddiyetle basın toplantısı yapıp Avrupa Parlamentosunun Türkiye'nin işlerine bu şekilde karışmasına itiraz etti, kınamamızı ifade ettik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, alkış için söylemedim bunları.

Ancak, şunu da söylemek lazım: Milliyetçi Hareket Partisi bunu her zaman yapar. Türkiye'yi, Türkiye Parlamentosunu, Türkiye Hükûmetini bir yabancıyla biz asla tartışmayız, hiç. Biz, Türk milliyetçisi bir siyasetin? Yani, bunun üzerinden siyaset yapıp da iktidarın yıpratılmış olmasından bir medet ummayız; bu, doğru bir tavır değil. Ancak, şunu burada söylememiz lazım: Yani, Türkiye'yi öyle bir yönetiyorsunuz ki Avrupa Parlamentosu da bakınız, ne kadar aşağılayıcı beyanlarla bizi kınamaya başladı. Buna cesaret ediyorlar, buna bu fırsatı biz verdik, siz verdiniz, Hükûmet olarak verdik, Türkiye olarak verdik.

İSMET UÇMA (İstanbul) - Türkiye'den korktu çünkü.

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, dün bir hanımefendi milletvekili de burada ifade etti "iç düşmanlar" diye. Eğer biz Türkiye olarak düşman aramaya başlarsak küçülüyoruz demektir. Büyükler korkmaz, büyükler hiç düşman görmez. Böyle "dış düşmanlar, iç düşmanlar, efendim, senaryolar, komplolar" demeye başladıysa bir hükûmet, bu bir zafiyetin ifadesi Sayın Uçma. Onun için, yani "Gücümüzden korktukları için böyle konuşuyorlar." Bu doğru değil, bu doğru değil. Ben 4 Haziran itibarıyla burada konuşmuşum bu olayla ilgili. O konuşmamı açıp okuyabilirsiniz tutanaklardan. Oradan da üzüntülerimizi ifade ettik. Yani, Türkiye'yi on yılın sonrasında getirdiğiniz nokta bizi üzmektedir, samimiyetle söylüyorum, milletimize karşı utandırmaktadır. On yıllık, on bir yıllık bir iktidar eğer burnunun ucunu göremiyor, muhtemel komplolara karşı tedbir alıp hazırlık yapamıyor ve sonuçta bugün milleti isyan ettiriyorsa? Bir gün, iki gün değil; bir şehir, iki şehir değil; bir meydan, iki meydan değil; Türkiye'nin her vilayetinde, Sayın Bakanın ifadesiyle, ilk günkü ifadesiyle 48 vilayette, çok sayıda meydanda, çok sayıda ilgili-ilgisiz insanlar?

Değerli milletvekilleri, hiçbir siyasi iktidarın başına gelmesin, tavsiye etmem. Bir iktidarın karşısında teneke çalınmaya başlandıysa bu çok aşağılatıcı bir, aşağılayıcı bir durumdur; bundan üzüntü duymak lazım. Halklar, insanımız çoluğu çocuğuyla sokaklara inip elindeki tenceresini çalmaya başladıysa iktidar olarak bunu dikkate almanız lazım. Bunu "iç düşman" diye değerlendirmeye başladığınız andan itibaren siz insicamınızı, inisiyatifinizi kaybettiniz demektir. Bundan Türkiye zarar görür, bundan Türk milleti zarar görür; bundan Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz de endişe duyarız, üzüntü duyarız.

Bakın, değerli arkadaşlar, Merkez Bankası Başkanı açıkladı: "7-8 milyar dolarlık bir çıkış oldu." diyor. Muhtemel milyonlarca liralık tahribat var, ölümler var, yaralananlar var. Şimdi, Sayın Başbakan "hukuk devleti" diyor. E, Sayın Başbakana sormak lazım: Türkiye'yi kim yönetiyor? Bugünkü konuşmasında yargıya çağrıda bulunuyor: "Hâkimler neredesiniz?" Yani dünyanın gözü önünde Türkiye'de on beş gündür, on yedi gündür hukuk çiğneniyor, AKP Hükûmeti seyirci, ne tedbirini alabiliyor ne de önleyici tavrı ortaya koyabiliyor.

Değerli arkadaşlar, öfkeyi öfkeyle dindiremezsiniz. Bir başka gerçek de şu: Bizim kültürümüz, bizim inancımızda başa göre şekillenilir, "Hizaya gel." komutu baştakine göre verilir. Şimdi, Sayın Başbakan bu kadar öfkeli olursa toplumun her kesiminin öfkelenmek için o kadar çok sebebi var ki. E, bu öfkeyle nereye varacağız? Bakın, şu Türkiye Büyük Millet Meclisini çalıştıramaz olduk, dikkatinizi çekiyor mu? Çok muhterem hanımefendi AKP milletvekilleri öfke içerisinde, dün seyrettim şöyle. Yani, bizlerin birbirimizle atışmasının belki bir izahı olabilir ama bu öfke bu ülkeye fayda getirmez. Onun için aklımızı başımıza devşirmemiz, öncelikle iktidarın aklını başına alması? Başka Türkiye yok beyler, başka vatan yok. Bu ülkenin ve bu milletin böyle?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ŞANDIR (Devamla) - ?kaos içerisinde kalmasına seyirci kalamayız. Bunun sorumluluğu AKP iktidarındadır, öncelikle sorumluluk onlardadır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)