GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/278) ESAS NUMARALI 5355 SAYILI MAHALLİ İDARE BİRLİKLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ'NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ (4/117)
Yasama Yılı:3
Birleşim:121
Tarih:18.06.2013

MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu'nun 22'nci maddesindeki değişiklikle ilgili olarak vermiş olduğumuz kanun teklifi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, buradaki süre, dava açma konusunda hakikaten çok kısa bir süre. Mali denetimle ilgili ortaya çıkacak bir sonuçtan itibaren on gün içerisinde olayın mahkemeye götürülmesi gerekli İçişleri Bakanlığı ve valilerce. Ancak, çoğu zaman bu işin ortaya çıkıp, öğrenilip ilgili işlemlerin yapılması bu on gün içinde gerçekleşmediğinden mali denetim ortada kalmaktadır. Bu sorunun çözümü için bu sürenin makul bir seviye olan altmış güne getirilmesi lazım.

Sözlerime başlarken, özellikle, burada, dün Milas'ta metan gazı zehirlenmesi sonucu hayatını kaybeden 7 hemşehrimize de Allah'tan rahmet diliyorum, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.

Şimdi, 6360 sayılı Büyükşehir Kanunu'yla tabii ki sadece köyler, beldeler kapatılmadı, onlarca mahallî idare birliği kapatıldı. Özellikle turizm yöresindeki turizm altyapı birliklerinin de çoğu bu kanundan sonra maalesef kapanacak. Hâlbuki bunların görevleri sadece altyapıyla ilgili değil; bunun dışında oradaki işletmelerin reklamı, tanıtımı vesaire gibi çok fonksiyonlu olan bu birliklerin hepsi atıl kalacak. Ayrıca, bu birliklerde çalışan çok sayıda işçi de eğer kadrolu değilse işsiz kalacak. Bunlarla ilgili de maalesef 6360 sayılı Kanun'da çözüm getirilmedi. Sadece kadrolu olanlarla ilgili çözüm getirildi. Bunların, yarın, elbette ki ortaya çıkacak sorunlarının çözümü de maalesef sizlerin önüne gelecek, bakalım o zaman ne yapacaksınız?

Tabii, burada AKP'nin mahallî idareler anlayışına da  çok ciddi bir göz atmak lazım. Son yaşadığımız Gezi olayları deyince herkes olaylara İstanbul'da bir asayiş olayı gibi baktı. Hâlbuki İstanbul'daki olay asayiş olayının ötesinde tamamen bir mahallî idare olayı; orada belediyenin almış olduğu bir imar kararına karşı hem mahkemenin verdiği karar hem de İstanbullunun ortaya koyduğu tepki. Bu tepkiye karşılık maalesef İstanbul Büyükşehir Belediyesinden hiçbir ses duymadık. Ya İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu kararları Sayın Başbakanın talimatıyla aldı ya da aldığı kararın arkasında durmaktan aciz veya başka bir şey daha var, belki Sayın Başbakan hâlâ kendisini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı zannediyor. Hangisi doğru, tabii bunu da aslında araştırıp ortaya koymak lazım. Biraz önce Sayın Ramazan Can "Bir araştırma komisyonu kuracağız." dedi. Bu komisyonun içerisinde bence bunları da araştırıp ortaya çıkartmak lazım. Eğer Sayın Başbakan kendisini hâlâ İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı zannediyor ise o zaman vay hâlimize! İstanbul'a seçilen belediye başkanlarının, İstanbul'daki seçilen belediye meclis üyelerinin hiçbirisinin hiçbir fonksiyonu o zaman yok demektir.

Yine, 6360 sayılı Kanun bilindiği gibi Anayasa Mahkemesine gitti. Kanun çıkmasından bu yana uzun bir süre geçti, seçimler de her geçen gün yaklaşmakta. Bu Kanun'la ilgili Anayasa Mahkemesinin kararını vermemesi de önümüzdeki seçim sürecinde yeni kargaşalara sebep olacak çünkü biliyoruz ki, Anayasa Mahkemesinin daha önce verdiği kararlar var. Eğer Anayasa Mahkemesi daha önce, 5747'de verdiği kararların arkasında duracaksa 6360 sayılı Kanun'un da iptal edilmesi kaçınılmaz bir durumda. Bu seçim takvimi başladıktan sonra yapılacak bir iptal ise maalesef mahallî seçimle ilgili çok ciddi bir kaosa, kargaşaya sebep olacak. Anayasa Mahkemesinin de bu kararı süratle vererek önümüzdeki belirsizliği ortadan kaldırması gerekmektedir. Tabii ki bu süreç zor bir süreç Anayasa Mahkemesi açısından çünkü Anayasa Mahkemesi de maalesef siyasetin gölgesinde kalmaktadır. Bu kararın da bir an önce verilerek önümüzün görülmesi, mahallî idareler seçiminin nasıl yapılacağının bilinmesi gerekmektedir.

Bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)