| Konu: | CHP GRUBUNUN, MERSİN MİLLETVEKİLİ VAHAP SEÇER VE 21 MİLLETVEKİLİ TARAFINDAN KAÇAK AKARYAKITIN EKONOMİYE VE ÇEVREYE VERDİĞİ ZARARLAR İLE BU SEKTÖRDE YAŞANAN SORUNLARIN VE SURİYE'DE YAŞANAN İÇ KARIŞIKLIĞI FIRSAT BİLENLERİN NEDEN OLDUĞU KAÇAKÇILIK OLAYLARININ ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 18/6/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN,GENEL KURULUN 19 HAZİRAN 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 122 |
| Tarih: | 19.06.2013 |
ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin Suriye sınırında yapılan akaryakıt kaçakçılığıyla ilgili verdiği Meclis araştırma önergesi üzerinde fikirlerimi arz etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, öncelikle bu kaçakçılık meselesine girmek istiyorum, ondan sonra da Suriye meselesine gelmek istiyorum, yani konuşmamı iki ana başlık üzerinde sizlere sunmak istiyorum, yapmak istiyorum.
Bu kaçakçılık mevzusuyla ilgili verdiğim soru önergelerinin sayısını ben de unuttum, artı, Meclis araştırma önergesi verdim ve bu yazılı soru önergelerine gelen cevapları da daha önceden sizlerle de paylaştım.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin ciddi bir akaryakıt kaçakçılığı meselesi var. Bunu böyle birbirimizi suçlayarak, hamaset yaparak veya meselenin üzerini örterek değil, soğukkanlılıkla konuşmamız ve soğukkanlılıkla bir çare bulmamız lazım. Millî İstihbaratın hazırladığı söylenilen ve basında yer alan bilgilere göre yıllık Türkiye'deki akaryakıt kaçakçılığının miktarı 14 milyar dolar, yani CHP'nin verdiği araştırma önergesinin gerekçesinde belirtilen 2,5 milyar dolarlık kısım, sadece yakalanan kaçak akaryakıt miktarıyla alakalı bir rakam. Devletin istihbarat raporlarının tespit edip hazırladığı iddia edilen? Basında yer alan haberlere göre bu rakamın gerçek miktarı 14,5 milyar dolar.
Şimdi, değerli arkadaşlar, 14-15 milyar dolarlık büyük bir kaçakçılıkla biz karşı karşıya iken ne hikmetse sürekli olarak medya ve Hükûmet İran sınırında, Irak sınırında, Suriye sınırında tenekelerle merkep sırtında, affedersiniz, eşek sırtında, katır sırtında yapılan kaçakçılığı gözümüzün önüne getiriyor ve yine verilen önergedeki rakamlara göre 2007 ile 2011 yılları arasında ülke genelinde 92,5 milyon litre kaçak akaryakıt ele geçiyor ve bunun da 14 milyon litresi doğu ve güneydoğu illerinde bunun geri kalanının tamamı batı illerinde. Yani nereden bakarsanız bakın, aşağı yukarı yüzde 90'a yakın bir kısmı batı illerinde yakalanan kaçak akaryakıt miktarı. Yine iller sıralaması yapılırken İzmir, İstanbul, Ankara, Gaziantep, Kocaeli, Zonguldak, Hatay gibi iller öne çıkıyor. Yine medyanın önüne konulan Van, Hakkâri, Şırnak, Mardin illeri sıralamaya bile giremiyor.
Değerli arkadaşlar, burada tam bir tiyatro oynanıyor ve yine dikkatlerinizi çekiyorum, bu söz konusu ilk sıraya giren illerin neredeyse tamamı sahil illeri. Bunun Türkçesi şu: Bu akaryakıt kaçakçılığı, değerli arkadaşlar, gemilerle yapılıyor. Yoksa, merkep sırtında gelen zavallı Hakkârilinin, Vanlının, Şırnaklının gecede getirdiği 20 teneke, 30 tenekeyle bu işler olmuyor. Peki, devletin Millî İstihbarat Teşkilatı 14,5 milyar dolarlık bu kaçakçılığı rapor ediyor da bunları yapanları nasıl bulamıyor? Koskoca gemiler nereye yanaşıyor? Antalya Limanı'nda neler oluyor ve bu işin merkezi olduğunu artık sağır sultanın bile duyduğu Kocaeli'de neler oluyor?
Birkaç sefer daha söyledim: "Bir eski bakanın oğlu bu işlerin başında" diye zikrediliyor. Hiçbir isim zikretmedim, bugün de zikretmedim. Ertesi gün malum zat bir yakın dostuma diyor ki: "Bu Altan Tan bizden ne istiyor?" Ne hikmetse laf gidiyor, anında yerini buluyor.
Değerli arkadaşlar, eğer bir ülkede bu kadar büyük bir kaçakçılık oluyorsa ve istihbarat teşkilatları bunları kimin yaptığını bulamıyorsa, inanın buna 5 yaşındaki çocuklar bile inanmaz.
Şimdi, çok sakin bir şekilde soruyoruz: Değerli arkadaşlar, iktidarın herkesi fişleyen Millî İstihbaratı, askerî istihbaratı, Jandarma Kaçakçılık, Emniyet istihbarat teşkilatı -kaç tane teşkilat var bilmiyoruz bu işleri yapan- Allah'ınızı severseniz, bu işleri bilmiyor musunuz? Bilmiyorsanız bütün bu istihbarat teşkilatlarını kapatınız, hepsini kapatınız, hiç boşu boşuna para, maaş kimseye vermeyelim. Eğer biliyorsanız, o zaman bu tiyatro ne? Bu işleri kimler yapıyor?
Ve işin daha da enteresanı; bugün, uluslararası ticari kurallara aykırı olarak Irak Kürdistan bölgesel yönetiminden -şu an isimleri belli, firmalar belli- göz önünde, açık petrol nakli yapılıyor ama uluslararası anlaşmalara göre gayrimeşru. Irak Hükûmeti, Maliki Hükümeti feryat ediyor. Amerikan Büyükelçisi diyor ki: "Irak'ın yüzde 20'siyle değil tamamıyla ilgilenin." Artık "kör parmağım kör gözüne" misali her şey açıkça konuşuluyor ama buna rağmen yine "kaçakçılık" denildiği vakit dönülüyor, merkeplerle, katırlarla, tenekelerle getiren insanlar suçlanıyor ve Roboski'de olduğu gibi, neredeyse bunların öldürülmelerine bile bir gerekçe ve ferman icat ediliyor. Ziya Paşa'nın yüz otuz yıl önce söylediği gibi "Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efrâz / Birkaç kuruşu mürtekibin cây-ı kürektir." misali milyonlarca, milyarlarca dolarlarla çalanlar izzet, ikbal, şeref sahibi ama katırlar üzerinde tenekelerle getirenler mücrim, kaçakçı, hain ve katillerine ferman.
Değerli arkadaşlar, bunu ne kadar konuşursak konuşalım eğer AK PARTİ'li arkadaşlar bu işi ciddiye almayacaksa bunun bir faydası yok. Sizlerden rica ediyoruz; siz kendiniz bir araştırma önergesi verin, gelin, bu memleketin 14-15 milyar doları nereye gidiyor, lütfen siz bize izah edin.
Suriye meselesine gelince, tabii, Suriye meselesi yaklaşık iki senedir burada defalarca konuşuldu, defalarca Meclise araştırma önergeleri verildi fakat her seferinde maalesef iktidarın oylarıyla reddedildi.
Sevgili arkadaşlar, bu kadar önemli bir mesele, biz bu çatının altında Dışişleri Bakanımızı, Başbakanımızı veya Millî İstihbarat yetkililerimizi herhangi bir komisyonda bir yerde bu konuda dinleyebildik mi? Eğer biz milletvekilleri olarak, bütün bir Türkiye'nin temsilcileri olarak bu konularda hiçbir bilgiye sahip değilsek ve hiçbir şekilde bizi bilgilendirmiyorlarsa bazıları biz bu meseleleri nasıl çözeceğiz, daha da ötesi nasıl anlayacağız olan biteni?
Şimdi, Sayın Başbakan CNN International'ını suçluyor, El Cezire suçlanıyor. E, peki biz bu Meclis çatısı altında millî istihbaratımızdan, Dışişleri Bakanımızdan, Başbakanımızdan, büyükelçilerimizden bu konuyla ilgili doğru düzgün bir brifing alamazsak biz bunu kimden öğreneceğiz, nasıl öğreneceğiz, ne söyleyeceğiz? Allah'ınızı severseniz, şu an tam olarak Suriye'de ne olup bittiğini, Türkiye'nin bu işlerin neresinde olduğunu, hangi örgütlere ne kadar silah yardımı yaptığını ve neyi hedeflediğini, Suriye'deki rejim değişikliğinden sonra nasıl bir Suriye tasarladığını bilgi olarak, rapor olarak, malumat olarak bileniniz var mı?
Değerli arkadaşlar, tıpkı Tarık Haşimi'nin Bağdat'a gidememesi gibi, Türkiye'nin Irak politikasının iflas etmiş olduğu gibi, Irak'taki Milli Türkmen Partisine yapılan örtülü ödenekten milyonlarca doların havaya gittiği gibi, tıpkı Bulgaristan seçimlerinde kurdurulan yeni partinin -Hak ve Özgürlükler- yüzde 9,5 oy alırken 1,75'te kalması gibi iktidarın Suriye politikası da iflas etmiştir.
İsrail ve Gazze, Filistin politikası da iflas etmiştir. Defalarca söyledik: İsrail'e tavır koydunuz, güzel; Gazze'ye gitmek istiyorsunuz, güzel. Peki, ne için gitmek istiyorsunuz? Bir, İsrail'le konuşarak, anlaşarak Gazze'deki ablukayı yıkmak için, oradaki kardeşlerimizi rahatlatmak için. Böyle yapıyorsanız, güzel.
İki, İsrail hiçbir çözüme gelmiyor, hiçbir yola gelmiyor; biz ona rağmen Gazze'ye gidiyoruz ve bedeli neyse ödemeye hazırız, çatışmaya gidiyoruz. Peki, çatışamıyorsunuz da anlaşamıyorsunuz da ve üstelik Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas "Gelmeyin, bizim kendi aramızda ciddi sorunlarımız var." diyor. Peki, ne yapmak istiyorsunuz? Bunları söylediğimiz vakit, hemen "şu yanlısı", "bu yanlısı" diye damgalıyorsunuz ama politikanızı anlatmıyorsunuz.
Bütün bir Orta Doğu'da hem İsrail'i karşısına alan hem de Hizbullah'ı karşısına alan ikinci bir siyaset var mı? Allah billah aşkına, bunu nasıl becerebildiniz? Hem İsrail'i hem Hizbullah'ı nasıl karşınıza alabildiniz?
Değerli arkadaşlar, bu araştırma önergesine "evet" denilmesi lazım.