GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİ, ÖDEME HİZMETLERİ VE ELEKTRONİK PARA KURULUŞLARI HAKKINDA KANUN TASARISI (S. SAYISI: 473)
Yasama Yılı:3
Birleşim:123
Tarih:20.06.2013

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi bir kez daha selamlıyorum.

Konuşmamın başında Sincan-Ankara-Kayaş banliyö hattıyla alakalı ve vatandaşlarımızca Milliyetçi Hareket Partisine iletilen, yaklaşık 400-500 bin Ankaralıyı ilgilendiren bir sorunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sincan-Ankara-Kayaş banliyö hattı yaklaşık iki buçuk yıl önce Devlet Demiryolları yönetimi tarafından "BAŞKENTRAY" ismiyle yeniden inşa edilmesi için hizmetten kaldırılmıştır. Geçen bu süre içerisinde ihale yapılmış ve Kamu İhale Kurumu ihaleyi iptal etmiştir. Yoğun olarak dar gelirli insanlarımızın kullandığı bu hat idare tarafından kapatılmış, bu bölgelerde yaşayan insanlarımız mağdur edilmiştir.

Haklı olarak vatandaşlarımız soruyor: Devlet Demiryolları yönetimi neden ihale yapılmadan hattı kullanıma kapatmıştır? Neden hat çalışmaya devam ederken ihale yapılıp ihale süreci tamamlandıktan sonra yüklenici firmaya saha teslimi yapılmamıştır? Kamu İhale Kurumu ihaleyi iptal ettiğine göre hat neden yeniden işletilmeye başlanmamıştır? İnsanlarımızın ucuz ve tek vasıtayla ulaşımını sağlayan bu hat sosyal devlet anlayışıyla çalıştırılması gerekirken Ulaştırma Bakanlığı bu hattı niçin atıl duruma getirmiştir? Vatandaşa reva görülen bu eziyet ne zaman sona erecektir? Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu soruların cevabını beklediğimizi ve bu sorunun takipçisi olacağımızı bir kez daha belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, yaptığımız tüm eleştirileri "İçinde faydalanabileceğimiz bir şeyler var mı? Nasıl istifade edebiliriz?" şeklinde değerlendirmekten ziyade, "Eh işte, muhalefetin sözleri!" gibi küçümseyen bir tavırla anladığınızı, dinlediğinizi üzülerek görüyorum. Elbette muhalefetin görevi Hükûmeti eleştirmek, Hükûmeti siyaseten denetlemektir. Bunu yapmazsa görevini yapmamış olur. Ancak, değerli arkadaşlar, bir kişinin, bir partinin, bizlerin de sizlerin de ne her söylediği doğrudur ne her söylediği yanlıştır. Demokrasinin erdemi, bu konuşulanlar, söylenenler içerisinde doğruları seçmek, doğruların arkasında saf tutmaktan geçer.

Bakın, bazı ekonomistler önemli doğrulara parmak basıyor. Diyorlar ki: "Türkiye yeni bir kalkınma stratejisi belirlemeli, yeni bir sanayi stratejisi belirlemeli." Çünkü bugün itibarıyla kamuoyuna sunduğunuz ve süslü laflarla süslediğiniz sanayi politikanız sanayiciyi inşaatçı yapmaktan öteye geçmiyor. Sürdürdüğünüz politika, sanayiciyi tesisine yatarım yapmak, büyütmek ve böylece artırmak yerine inşaat yapmaya, rezidans dikmeye yönlendiriyor. İnşaat alanına girmek dışında başka bir seçenek bırakmıyorsunuz. Büyümeyen sanayimiz, yabancı, dayatmacı, tekelci sanayinin karşısında önce rekabet gücünü kaybediyor, sonra da mevcudiyetini. Yine, diyorlar ki: "Türkiye'nin ihracatını hâlâ tekstil sektörü taşıyor." Hâlbuki bu alanda ucuz ve güvensiz iş gücüne sahip Çin ve Uzak Doğu'yla baş etmeniz mümkün değil. Bu yolun sonu karanlık görünüyor.

Önemli bir otomotiv ihracatımızdan söz ediyorsunuz. İyi ama otomotiv ihracatı daha çok ithalatçı; aldığınızdan ziyade dışarıya aktarıyorsunuz parayı. Buna rağmen "Teşvik verelim, yabancılar üretsin." havasındasınız. Türkiye hemen her alanda yabancı şirketlerin devasa gücüne teslim olmuş durumda. Anlamlı bir rekabetçi politikanız yok. Dışa açıldıkça rekabetçi gücünüzün derinlik kazanması gerekmez mi? Öyle olmuyor, Türkiye gittikçe tekelciliğe ve oligopolcülüğe teslim oluyor. Üretimi teşvik edecek bankacılık sistemimiz de zamanınızda gittikçe ticarete kaydı, yatırım bankacılığından uzaklaştı.

Arkadaşlar, bu söylenenler yanlış değil. Hoşunuza gitse de gitmese de bu sözleri, bu uyarıları dikkate almak durumundasınız. Bunu, bunların yanlış olmadığını aslında sizler de gayet iyi biliyorsunuz. O hâlde, hiç olmazsa bu müspet uyarılarımızı dikkate alın, bu müspet uyarılarımıza kulak verin. Bunlar, piyasanın bu işle uğraşan ve bu sektörlerde emek veren teknisyenlerin görüşü. Bu görüşleri dikkate aldığınız ölçüde, milletimiz, memleketimiz istifade edecek; aksi takdirde burnunuzun doğrultusunda gittiğiniz durumda da maalesef bu sıkıntıyı sadece sizler değil, bütün bir millet çekecek.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)