GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBUNUN, KARS MİLLETVEKİLİ MÜLKİYE BİRTANE VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN KADINLARIN VE ÇOCUKLARIN CİNSEL SALDIRILARA KARŞI KORUNMASI AMACIYLA 31/5/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 25 HAZİRAN 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNARAK GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:124
Tarih:25.06.2013

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; partimizin vermiş olduğu grup önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, maalesef, Türkiye'de her yıl onlarca kadın ve çocuk cinsel tacize veya tecavüze uğramaktadır. Bugüne kadar, bu yaşanan taciz ve tecavüz olaylarının detaylarına baktığımız zaman, çoğunlukla bu tecavüz olaylarının toplu tecavüz şeklinde meydana geldiği ve pek çok tecavüz vakasında da kamu görevlilerinin, devlet görevlilerinin iştirakinin olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalırız. Bugüne kadar, bu kamu görevlilerinin dâhil olmuş olduğu bütün tecavüz vakalarının davalarını incelediğimiz zaman, çoğu zaman mahkemelerin kutsal devlet refleksi ile daha çok mağdur ya da mağdureyi zan altında bırakacak şekilde, ya kendi rızası ya ispat ya da tahrik gibi birtakım gerekçelerle suçluları kurtarma, mağdur veya mağdureyi teşhir etme şeklinde bir yol izlediklerini görürüz.

Pek çok davada, maalesef, takipsizlik kararları, zaman aşımından dolayı davaların düşmesi kararı ve yine insanlık dışı bu tecavüz vakalarından dolayı çoğu zaman adli paraya çevirme gibi, hiçbir şekilde kabul edilmeyecek dava süreçlerini görürüz. Pek çok örnek var, zaman kalırsa o diğer örneklere de ben biraz değineceğim.

Ancak, özellikle, son bir haftadır Bingöl kamuoyunda, Bingöl halkında artık ciddi düzeyde bir ayaklanma düzeyine varan onursuz bir süreci tekrar sizlerle paylaşmak istiyorum.

2011 yılında, devletin silahını elinde bulunduran, devletin vermiş olduğu yetkiyle hareket eden 8 uzman çavuş tarafından 14 yaşındaki Bingöllü E.A. adındaki bir çocuğa cinsel istismar ve tecavüz şeklinde tam iki yıl boyunca insanlık dışı bir muamele yapılmıştır. Bu olay, bir ay öncesinde, E.A.'nın ve ailesinin büyük bir cesaret örneği göstererek Bingöl gibi dindar, muhafazakâr ve nispeten kendi içine kapalı olan bir toplumda bütün her şeye göğsünü gerecek şekilde adliye sarayına giderek adalet arama girişimiyle beraber, bütün kamuoyuna mal olmuştur.

Yanlış anlaşılmasın, burada bahsetmiş olduğumuz onursuzluk, E.A.'nın içerisinde bulunduğu durumla ilgili değildir. E.A.'ya, ailesine ve bir bütün olarak Bingöl halkına dayatılan sistemli politikaların tamamı o onursuzluğun ta kendisidir.

Düşünün ki 16 yaşındaki bir genç kız, kendi hakkını, uğramış olduğu insanlık dışı muameleyi teşhir etmek için, bütün zorlukları o toplum içerisinde belki de yaşamına mal olabilecek bütün süreçleri göz önünde bulundurarak adliyeye başvuruyor, adalete sığınmaya çalışıyor ama o adalet, E.A.'nın sığınmaya çalıştığı adalet, önce 4 sanık hakkında vermiş olduğu tutuklama kararını üst mahkemeye yapılan itiraz sonucu kaldırıyor yani 14 yaşındaki bir kız çocuğuna iki yıl boyunca insanlık dışı muamelelerde bulunan bu 8 uzman çavuşun tamamı şu anda ellerini kollarını sallaya sallaya Bingöl halkının arasında dolaşmaya devam ediyorlar. Devletin silahı elinde, devletin vermiş olduğu yetki omuzlarında, bunlar, Bingöl halkının onurunu zedeleyen bu şahsiyetler hâlâ Bingöl'de görev yapmaya devam etmektedirler.

 Bingöl halkı bir haftadır, on gündür hepinize sesini duyurmaya çalışıyor. Bingöl halkını da aşacak şekilde Kürt kadınlarının tamamı bir haftadır, on gündür sokaklarda, alanlarda Kürt kadınına, Kürt çocuklarına yönelik bu taciz ve tecavüz politikalarına karşı en güçlü şekilde duracaklarının mesajını vermeye çalışıyor. Olay Kürt kadınlarını da aştı, Türkiye kadın hareketlerinin de tamamı bu olayla ilgili ortaya çıkan durumdan dolayı her yerde ses vermeye, ses çıkarmaya, destek olmaya ve bu dayatılan tecavüz politikalarını boşa çıkarmaya çalışıyorlar ama hâlâ AKP Hükûmetinin bu kararın altında imzası bulunun bakanlarından tek bir açıklama duymadık.

Bu 8 uzman çavuş Jandarma bünyesinde çalışıyorlar ve bizim İçişleri Bakanıyla görüşmemize rağmen, Bingöl Valisiyle görüşmemize rağmen, hâlâ haklarında bir idari soruşturmayla açığa alınma ya da sözleşmelerinin iptal edilmesi gibi bir süreç işletilmedi, bir karar verilmedi ve İçişleri Bakanının bu konuyla ilgili tek bir cümlesine biz tanıklık etmedik. Bu 8 uzman çavuşu tutuksuz yargılamak üzere serbest bırakan mahkemelerin bağlı olduğu Adalet Bakanlığından, Adalet Bakanından konuyla ilgili tek bir cümle duymadık ve hepsinden önemlisi, Başbakandan bu konuyla ilgili, bu yapılan zulümle ilgili, Bingöl halkına dayatılan bu onursuzlukla ilgili tek bir cümle, tek bir kelime duymadık. Başbakan, Gezi Parkı direnişi boyunca, yaklaşık iki hafta boyunca, başörtülü bir kadın kardeşimize yapılan zulmü kamuoyuna teşhir etti; defalarca, bunun üzerinden miting alanlarında, çıktığı her platformda halka şikâyet eden bir konumda bulundu. Şimdi, başörtüsünün altındaki E.A. olunca, Bingöllü bir genç olunca, bir Kürt olunca mı Başbakanın sesi çıkmıyor? Bir tek cümle duymamamızın sebebinin ne olduğunu Başbakanın, Adalet Bakanının, İçişleri Bakanının bir an önce açıklaması gerekiyor.

Buraya çıkmadan önce aldığımız bir son dakika haberine göre, uzman çavuş hakkında -doğruluğunu teyit ettirme şansımız olmadı- bir tutuklama kararı çıkmış. Peki, bu ailenin teşhir ettiği, bu çocuğun teşhir ettiği geriye kalan 7 kişi hakkında herhangi bir işlemin yapılmıyor olması sizi rahatsız etmiyor mu? Böylesi bir şey var mı?

Daha önce de bu Meclis kürsüsünden konuştuğum zaman, Bingöl'deki adalet sarayında hangi kararların altına imza atıldığını sizlerle paylaştık. 18 yaşındaki bir kızımıza sadece BDP'nin seçim bürosuna geldiği için müebbet hapis veren bir yargı sisteminden bahsediyoruz. Üniversite öğrencilerini halay çektikleri için, fotoğraflarda ağzı açık olarak görüntülendikleri için yani neredeyse nefes aldıkları için tutuklayıp cezaevlerine gönderen bir yargı mekanizmasından bahsediyoruz. Bingöl'deki belediye başkanlarını haklarında hiçbir suçlayıcı unsur olmadan, düzmece iddianamelerle, ağır hastalık raporlarına rağmen cezaevine gönderen bir mekanizmadan bahsediyoruz. Su protestosuna katıldılar diye, on gün tek damla suyun akmadığı bir şehirde "Su neden akmıyor?" dedikleri için Bingöl halkı hakkında soruşturma açan bir yargı mekanizmasından bahsediyoruz. Bu tablo sizi rahatsız etmiyor mu? Böyle bir durum kabul edilebilir mi?

Bize hiç kimse gelip burada yargının bağımsızlığından falan dem vurmasın. Biz, yeri geldiğinde yargıya nasıl talimat verdiğinizi kamuoyuna açıkça deklare ettiğinize defalarca tanıklık ettik. İçişleri Bakanının hâlâ bu 8 kişiyi görevden almamasıyla ilgili tek bir gerekçe bize söyleyemezsiniz.

Dolayısıyla, başta bu E.A. vakası olmak üzere, geçmişte N.Ç. vakasında, yine Siirt'te yaşanan toplu tecavüz vakalarında da artık hakkın, hukukun, adaletin yerini bulması için bu Meclisin mutlaka bu tecavüz olaylarıyla ilgili, bu onursuzluğu dayatan politikalarla ilgili bir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İDRİS BALUKEN (Devamla) - ?komisyon kurması ve müdahil olması gerektiğini belirtiyorum. Bu konu partiler üstü bir konudur. Bu konu her partinin siyasal, sosyal, toplumsal duyarlılığının turnusol kâğıdı olabilecek bir konudur. Dolayısıyla, bu konuda her siyasi partinin olumlu yaklaşarak bir araştırma komisyonu kurulması hakkında olumlu tavır göstermesi gerektiğini tekrar belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)