| Konu: | CHP GRUBUNUN, MERSİN MİLLETVEKİLİ AYTUĞ ATICI VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN SPORCULARIMIZI DOPİNG YAPMAYA İTEN NEDENLERİN ARAŞTIRILMASI VE DOPİNGİ ÖNLEMEYE YÖNELİK GEREKLİ ÇALIŞMALARIN YAPILABİLMESİ AMACIYLA 25/6/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 25 HAZİRAN 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNARAK GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 124 |
| Tarih: | 25.06.2013 |
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun vermiş olduğu dopingle ilgili öneride söz aldım, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Konuşmamın hemen başında Irak'ta Tuzhurmatu'da terör olaylarını protesto etmek için toplanmış Türkmen vatandaşlarımızın arasında bir canlı bomba saldırısı neticesinde şehit olan Türkmen Cephesi Başkan Yardımcısı Ali Haşim Muhtaroğlu'na, Türkmen asıllı Tikrit Vali Yardımcısı değerli kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum. 13 Türkmen vatandaşımız hayatını kaybetmiş -saldırganlarla beraberdir 13 kişi- ve 71 kişi de yaralıdır, onlara da hastanelerde acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye önce meselelerini doğru tartışmalıdır. Evet, bugün, Türkiye'de mahir bir iktidar vardır. Ama, iktidarın mahareti acaba neden kaynaklanmaktadır? Biraz insaflı ve dikkatlice hepimiz bu ülkenin menfaatlerini düşünen milletvekilleri sınıflamasında olduğumuzu düşünerek hareket ettiğimizde biz küçük sevaplarla büyük günahları kapatmakta mahir olduğumuzu anlayabiliyor muyuz? Eğer anlayabiliyorsak o zaman meseleyi düzeltme imkânımız olur. Evet, Türkiye'de on buçuk yıldır bazı uygulamalarda iyi neticeler alınmış mıdır? Mutlaka alınmıştır. Ama, o küçük sevaplar büyük günahları kurtarabilmekte midir değerli arkadaşlar? Şurada bugün yaptığımız tartışmada bile, dopingle ilgili konuştuğumuz konuda farz edin ki muhalefet sözcüsü arkadaşımız farklı şeyler söyledi, peki, iktidar sözcüsü olan arkadaşımızın söylediği, aydınlatmaya çalıştığı konular dopingle ilgili ve dopingi alakalandıran, problemi öneren, çözen önermeler midir?
Değerli milletvekilleri, biz, maalesef bir taassup içerisinde, iktidar ve muhalefet taassubu içerisinde insanımızın ve ülkemizin, dünyanın problemlerini doğru tartışmıyoruz. Doğru tartışmadığımız için de kuyruğunu yakalamaya çalışan kedi gibi dönüp duruyoruz değerli arkadaşlar.
Doping nedir? Doping, vücudun zihinsel veya fiziksel olarak uyarıcı etkisiyle daha üstün performans sağlaması için ilaç alınmasıdır. Peki, bu ilaç alınması neden kaynaklanmaktadır ve sonuçları neleri getirmektedir? Bir: Her şeyden önce bu ilacı alan yarışmacılar veya bu ilacı veren kimseler, teknik heyetler olabilir. Örneğin, bazı hayvan yarışlarında başka alanlarda da bunlar kullanılmaktadır. O masum hayvanın kendisine doping yapıldığından haberi yoktur. Onu tamamen sahipleri veya teknik heyet yapmaktadır. Sporcular bazen kendileri de farkında olmadan antrenörlerin veya teknik heyetlerin dopingleriyle karşılaşmaktadırlar, kendi iradesiyle bu uyarıcıları alan sporcular da olmaktadır, yarışmacılar da olmaktadır. Bu neden kaynaklanmaktadır? Bu, başarı hırsından kaynaklanmaktadır; bu, menfaat temin etmekten kaynaklanmaktadır çünkü alınacak birtakım ödüllerden unvanlara varıncaya kadar onlar bir avantaj sağlayacaktır.
Değerli milletvekilleri, dolayısıyla, kendi iradesiyle veya kendi iradesi dışında bu uyarıcıların alınması hem sporcu sağlığı açısından mahzurlar doğurmaktadır ve insan hayatı açısından veya hayvan hayatı açısından, sağlığı açısından önemlidir hem de bir diğer yönüyle, bu, başarı ve zafer hırsızlığıdır. Bu, başarı ve zafer hırsızlığı da mutlaka ki yarışmacı prensipleri ve centilmenlik açısından da değerlendirilmesi gereken bir konudur.
Değerli milletvekilleri, kendi ev sahipliğini yaptığımız Akdeniz Oyunları yarışmasında kendi sporcularımızın doping kontrolünden kaçması ve yarışma dışı bırakılması aslında çok büyük bir skandaldır ve Türkiye çok zamandır ve başka alanlarda da bu skandallarla karşı karşıyadır. Ama ne yazık ki toplumun haber alma kaynakları ve demin söylediğim gibi iktidarın bazı maharetleriyle on yıllardır bu gibi alanlardaki hezimetler toplumdan gizlenebilmektedir.
Değerli milletvekilleri, zaten Akdeniz Oyunları başlarken bir skandalla başlamıştır. Gençlik ve Spor Bakanlığı 20 bin kişilik bileti kendi inhisarına almış ve gösteri alanı âdeta yarı yarıya doldurulabilmiştir. Herhâlde mümkündür ki muhtemel gelişmeler karşısında iktidar bir protestoyla karşılaşmamak için oraya kendi taraftarlarını doldurmak istemiş ve dolduramamıştır. Dünyanın hangi ülkesinde, hangi spor bakanlığı 20 bin kişilik bir bileti kendi inhisarına alıp kendi iradesiyle dağıtmaya gidebilmiştir? Bu başlı başına bir skandaldır zaten. Peki, bu skandal devam etmiş mi? Meclis albümünde öz geçmişinde İngilizce dil bildiği yazan Sayın Başbakanın "just a moment" yerine "one minute" skandalından sonra, Akdeniz Olimpiyatları'nın ismini maalesef "white sea" olarak adlandırması da dünyayı âdeta şaşkınlığa çevirmiştir. Ben Danimarka'daydım, orada da bu konularda görüşmeler oldu.
Değerli arkadaşlar, tabii ki bu skandallar neden kaynaklanmaktadır? Bu skandallar bir yönetim anlayışından kaynaklanmaktadır. Eğer siz federasyonları, Kayak Federasyonundan, Tenis Federasyonundan, Futbol Federasyonundan başka federasyonlara varıncaya kadar her şeyi "Ben yönetirim." mantığı içerisinde, çeşitli kontrolleri, çeşitli denetim mekanizmalarını sağlıklı kurmadan ve ahbapçavuş ilişkisi içerisinde yönetimler atayarak yapmaya çalışırsanız elbette ki spordaki teşkilatlanma ve organizasyon doğru ve yerinde olmaz, olmayınca da denetimleri yerine getiremez.
Bakın, elimde hukuk kararları var. Tekvando Federasyonunda 2008 yılında yapılan Genel Kurulda usulsüz delege kullanıldığı noktasında mahkeme kararları var 2011 yılında mahkeme karar vermiş kongrenin usulsüz olduğu noktasında ama Gençlik ve Spor Bakanlığı 2011 yılından beridir, hâlen sahte delegeyle seçilmiş bu federasyon yönetimiyle devam etmektedir çünkü bir yandaş dayanışması içerisindedir.
Değerli milletvekilleri, sporda başarımız yoktur. Her alanda başarının olmadığını, küçük sevaplarla büyük günahların kapatıldığını söylediğim gibi, bunu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Değerli milletvekilleri, kulüp sayısındaki artış, bütçedeki artış, olimpiyatların, organizasyonların Türkiye'ye alınmış olması demek Türkiye'de sporcunun ve sporun hak ettiği yerde olduğu anlamına gelmez. Bugün, 75 milyon Türkiye nüfusumuzun, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, eğer yurt dışındaki sporculara, 3-4 milyon, 4-5 milyon civarında olan yurt dışındaki kardeşlerimizle diğer alanlarda, futboldan başka alanlara varıncaya kadar biz yarışmacı yetiştirmek yerine oralardaki Türk vatandaşlarımızı Türkiye'de kullanmak durumunda kalmışsak bu ülkede sporcu, gerekli ilgiyi, gerekli teşkilatlanmayı görmüyor demektir.
Dolayısıyla, son söz, bu Hükûmet dopinglidir. Bu Hükûmet, dopingli olduğu için sporcusunun dopingini bile araştıramayacak kadar cesaretsizdir. Bu Hükûmet, dopinglidir çünkü Sayın Başbakan bilhassa bunu itiraf etmiştir, Gezi Parkı olaylarının nedenlerini sayarken ve dayandırdığı sebepte faiz lobisini göstermiştir. Sayın Başbakan, demek ki seni on buçuk yıldır bu faiz lobisi dopinglemiştir ve o doping, alışkanlık yapmıştır, bağımlılık yapmıştır, bugün dopingi kestiği günde sporcunun performanstan düştüğü gibi Hükûmet performanstan düşmüştür. O telaş içerisinde Allah'ın evine sığınmış, Valide Sultan Camisi'ne, Teşvikiye Camisi'ne sığınmış, dünya görüşü, hâli ne olursa olsun onların üzerine biber gazı sıkabilecek kadar bir vahşetin içerisine düşmüştür. Allah'ın evine sığınmış insanları itham etmek değil?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - ?onları uyarmak gerekir. Onlara bakın, neticede Allah'ın evine sığındınız, gelin, hep beraber birlik olalım inanç dünyamızı zenginleştirelim demek, o insanlara daha güzel hizmet olurdu. Tabii ki bu anlayış dopingsizlikten kaynaklanıyor.