| Konu: | YARGI HİZMETLERİ İLE İLGİLİ OLARAK BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI (S. SAYISI 475) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 126 |
| Tarih: | 27.06.2013 |
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
475 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nı görüşürken bu tasarıyla ilgili bazı görüşlerimizi dile getirmek istiyoruz, 2'nci madde üzerinde söz aldım ama genel anlamda görüşlerimizi dile getirmek istiyoruz.
Bu tasarıyla, 650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle getirilen düzenlemelerin iptal edilmesi nedeniyle yeniden bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacı doğduğundan dolayı bunları görüşüyoruz. Kanun hükmünde kararnameler çıkartılırken, Bakanlar Kurulunda verilen yetki çerçevesinde çıkartılırken ve Meclis denetiminden kaçırılırken ısrarla söyledik: "Lütfen, Meclis çalışırken burada milletvekilleri olarak bir yasama faaliyeti yaparken orada verilen yetki kanunu çerçevesinde Bakanlar Kurulunun imzasıyla kanun hükmünde kararname çıkartmayın; çıkartıyorsanız bile yasa gereği, Anayasa gereği lütfen getirin, burada tartışalım." dedik. Getirmediniz. Anayasa Mahkemesi -biz pek çok konuda iptali için başvurduk ama- çok az sayıda olanları iptal etti. Bu da iptal edilen düzenlemelerden bir tanesi.
Burada ne yapılmak isteniyordu? Adli tatille ilgili düzenlemelerin kanun hükmünde kararnameyle yapılamayacağına dair kararını verdi Anayasa Mahkemesi ve bugün, biz, bunu görüşüyoruz.
Şimdi, adli tatil, hepimiz biliyoruz ki, hukukçu olanlar ya da olmayanlar, 1927 yılından beri aslında 20 Temmuz ila 5 Eylül arasında düzenleniyor ve belki o dönemde bu konulurken tarım işleriyle uğraştıkları için insanlar böyle bir tatil de konmuş olabilir ama o tarihten itibaren yıllar boyunca bütün vatandaşlarımız da adli tatili bildiler, bütün hukukçular da, avukatlar, savcılar, yargıçlar da bildiler. Hukuk camiası açısından da şöyle bir faydası vardı bunun, adli tatilin konmasının: Adli tatilde kırk beş günlük tatil yapıldığı için savcılar ve yargıçlar açısından aslında daha çekici bir hâle geliyordu. O nedenle, yaz döneminde herkes izinlerini kullanıyordu. Bunun için adli tatilin de çok ciddi önemi vardı. Otuz beş güne indirildiği dönemde, biliyorsunuz, 31 temmuzdan 5 eylüle indirildiği dönemde pek çok kimse adli tatilden yararlanmak istemedi. O nedenle belki bu kırk güne çıkarıldı ama biz şunu söylüyoruz: Eskiden olduğu gibi 20 temmuz ila 5 eylül arasında olmalıdır adli tatil. İnsanların zihninde oluşan "adli tatil" kavramı odur; pek çok avukat arkadaşımızın ya da yargıcımızın zihninde oluşan tatil odur. Ayrıca, sürelerin işlemesi açısından da pek çok örneklemeler de o şekilde verilmiştir. Hem vatandaşlarımızın zihinsel karışıklıkları olmaması açısından hem de adli tatilin çekici olabilmesi açısından ve yargı mensuplarının da talepleri doğrultusunda aslında 20 temmuz ila 5 eylül arasında olması gerektiğini biz yine söylüyoruz, teklifimiz o doğrultudadır.
Ancak, şöyle bir hata da yapılıyor yine burada: Kırk günlük bir düzenlemeyi siz öngörüyorsunuz 20 temmuz ila 31 ağustos arasında, "1 eylülde başlanacak." deniyor. Bir de şöyle bir eşitsizlik yapılıyor: Yüksek yargıçlara -biraz önce verilen önerge de o doğrultudaydı- Yargıtay, Danıştay ve askerî idare mahkemesindeki yüksek yargı mensuplarına, üyelere, daire başkanlarına eğer adli tatilde nöbetçi ise adli tatil dışında da kırk gün izin kullanılabileceği düzenlemesi getiriliyor. Ancak, bizi taşradan pek çok hâkim arkadaşımız aradı, savcı arkadaşımız aradı "Bu, eşitlik ilkesine aykırı değil mi? Yüksek yargı mensupları için bu getiriliyor da bizler için neden getirilmiyor?" denildi.
Bir kere bunun iki türlü yanlışı var. Eşitlik ilkesine aykırı, aykırı bir düzenleme yapıyorsunuz. Yani yüksek yargıçlar, Yargıtay ve Danıştay üyeleri bu hakka sahip de kürsüde çalışan hâkimler neden sahip değil? Bir de bunu herkese şamil yaptığınız takdirde -ki herkese bunun genişletilmesi lazım- böylesi bir durumda da işte o zaman yine adli tatilin çekiciliği kalmayacaktır. Biz bu nedenle diyoruz ki: Yine eski düzende olduğu gibi, yani 27'den itibaren olduğu gibi, 20 temmuz ila 5 eylül arasında adli tatil düzenlemesi yapılmalıdır. Adli tatil dışında tatil kullanacak yargıç ve savcılar da -yüksek yargı ya da kürsü mensupları, hiç fark etmez- otuz gün üzerinden kullanmalıdır. Bu şekilde eşitsiz bir uygulama gerçekten Anadolu'da yaşayan ve canını dişine takmış yargıç ve savcı arkadaşlarımız açısından çok ciddi bir haksızlık ve eşitsizliğe neden olacaktır. Bunu samimiyetle düşünmenizi istiyoruz. Gerçekten bu doğru bir yaklaşım biçimi değil.
Bu nedenle bizim verdiğimiz önergemizin tarafınızdan kabul edileceğine -özellikle AKP Grubuna sesleniyorum- böylesine eşitsiz bir uygulamanın bundan sonraki maddelerde de olmaması konusunda çaba sarf edeceğinize inanıyorum. Sayın Bakanım da bu konuda eğer bu taşradan gelen kürsü hâkimlerimiz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - ?ve savcılarımızın da görüşlerini dikkate alabilirse herhâlde daha iyi olacaktır diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)