| Konu: | SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 08.05.2012 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken, bugün TRT ile Diyanet arasında ramazan ayında yayına başlayacak olan bir Diyanet kanalının protokolü yapıldı. Sayın Bakan da sabah oradaydı, o törendeydi. Tabii, ramazan ayından itibaren vatandaşlarımıza doğru dinî bilgiler vermek üzere böyle bir kanalın kurulmasını yerinde buluyor, bu kanalın hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyoruz. TRT, TRT Diyanet, TRT Çocuk, TRT Avaz, TRT Şeş, TRT Müzik, on altı tane kanalın sahibi ama maalesef şu anda TRT'nin Meclis yayını yok. Bunların hepsi kadar, bugün ya da burada sürekli olarak yapılan yasama faaliyetleri de, burada yapılan görüşmeler de bu toplumun her kesimini ilgilendiriyor çünkü Türkiye'nin her yerini ilgilendiren kararlar, kanunlar bu Mecliste alınıyor. Dolayısıyla ben, bu TRT3 yayınlarının durdurulmasını buradan tekrar kınıyorum ve bu eksikliğin en kısa zamanda giderilmesini tekrar hatırlatarak sözlerime başlamak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, yüce Meclisin görevi yasa yapmak. Tabii yasayı niçin yapacağız? Vatandaşlarımızın sorunlarını çözmek için. Ama görüşmekte olduğumuz bu kanun tasarısı, tamam, birçok güzellikleri ifade etmekle beraber çok da eksikler içermektedir. Şimdi, bir defa, görüşmekte olduğumuz bu kanun üç temel konuyu gündeme getirmektedir.
Birincisi: 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'da yapılan yeni düzenlemelerle, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın oy kullanma işleminin nasıl gerçekleştirileceği düzenlenmektedir.
İkincisi: Yurt dışında yaşayan ve bulundukları ülkenin vatandaşlığını kazanan vatandaşlarımıza Mavi Kart verilmesi işlemini düzenlemektedir.
Üçüncüsü: Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı Kanunu'na yeni ilaveler yapmaktadır.
Şimdi, aslında bu üç konu birbirinden ayrı konular olduğu için böyle bir kanunun içerisinde torba kanun gibi getirip burada kafaları karıştırmak yerine bunu üç ayrı kanun olarak buraya getirip ilgili komisyonlarda da daha fazla tartışılmasını sağlayarak bu meselelerin çözülmesinde fayda olduğuna inanıyorum ama tabii ki AKP'de torba kanun yapma alışkanlığı olduğu için maalesef bunlar mümkün olmuyor.
Şimdi, konuları sırasıyla ele alacak olursak, tasarının 1'inci maddesiyle yurt dışı ilçe seçim kurulu başkanlığı kuruluyor. Şimdi, arkadaşlar, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nda ilçenin tarifi var. İlçe, bizim ülkemizde bir idari birim. Sanki şimdi bizim Türkiye'nin dışında kalan bütün dünya toprakları da ayrı bir ilçeymiş gibi bir saçmalıkla karşı karşıyayız.
Şimdi, seçim kurullarımızın, bizim seçim sistemimizin yapılanması nedir? Sandık kurulu, ilçe seçim kurulu, il seçim kurulu, Yüksek Seçim Kurulu. Şimdi burada Ankara İl Seçim Kuruluna bağlı bir ilçe seçim kurulu üzerinden yurt dışındaki bu kadar geniş coğrafyayı, bu faaliyetleri yürütmek, yurt dışındaki oy kullanacak milyonlarca vatandaşımızın seçim faaliyetleriyle ilgili birçok şaibeyi de beraberinde getirecektir.
Bu eksikliğin ortadan kaldırılması için birinci olarak yapılması gereken, bir yurt dışı seçim kurulu başkanlığı ve bunun altında -yani bunu il seçim kurulu seviyesinde düşünürsek- hiç olmazsa her kıtaya bir ilçe seçim kurulu başkanlığına karşılık gelecek bir alt seçim kurulu başkanlıklarının kurulması lazım. Bunlar kurulmadığı zaman Ankara'daki bir ilçe seçim kurulu başkanlığı Amerika'da oy kullanacak vatandaşımızın sandık kurulunun oluşmasını da sağlayacak, Almanya'dakini, Balkanlardakini, Kafkaslardakini, Uzak Doğu'dakini? Bu, akılla, mantıkla izah edilebilir bir şey değil.
Bu kadar geniş coğrafyadaki işlemlerin Ankara'da kurulacak olan bir ilçe seçim kurulu üzerinden yapılması, maalesef ki bence bir defa bu işin eksikliğini şimdiden oluşturmuştur ve bundan sonra yapılacak seçimlerin güvenliğini de şimdiden tehlikeye sokmuştur çünkü bir ilçe seçim kurulunun bu kadar geniş coğrafyada? Her ülkenin mevzuatı ayrı. Almanya bizim oradaki vatandaşlarımızın oy kullanmasında nasıl bir prensibi benimseyecek, Balkan ülkelerindeki her ülke nasıl bir prensibi belirleyecek? O bakımdan, her ülkedeki, hiç olmazsa her kıtadaki işlemleri takip edecek, ayrı bir ilçe seçim kuruluna karşı gelecek bölgesel seçim kurulu başkanlıklarının kurulması lazım.
Bu kanun yeni bir tartışmayı da başlatacak. Yine yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız kendilerini temsil etmek için kimi, nasıl seçecek? Hem milyonlarca seçmenden bahsediyoruz ama onlar sadece burada partilere oy verecekler, kendilerini temsil edecek herhangi bir kimseyi seçme imkânları da maalesef yok.
Şimdi arkadaşlar, bu kanundaki en önemli meselelerden, düzenlemelerden bir tanesi de -ikinci olarak- Mavi Kart meselesi. Mavi Kart meselesi tabii ki Türkiye'de kanayan bir yarayı çözecek, görünüş böyle. Ama geçmişte Pembe Kart bunu çözemedi. Geçmişte biz vatandaşlarımıza vatandaşlıktan çıkma izni verdik. Onlar bulundukları ülkenin vatandaşlığını aldıktan sonra buradaki vatandaşlığını aktive ettik. Her ikisinde de, başta Almanya olmak üzere Avusturya ve diğer bazı çifte vatandaşlığı kabul etmeyen ülkeler bizim bu uygulamamızı öğrendiklerinde oradaki vatandaşlarımızı vatandaşlıktan çıkarttılar.
Şimdi, bu konunun çözülmesi tabii ki güzel. İnsan kendi ülkesine geldiğinde? Buradan Almanya'ya gitmiş, Avusturya'ya gitmiş, başka ülkelere gitmiş. Çifte vatandaşlığı kabul etmeyen ülkelerde yaşamak zorunda kalan vatandaşlarımızın Türkiye'ye geldiğinde yabancı muamelesi görmesi elbette ki onları incitmektedir. Bu sorunun çözülmesi lazım. Ama bu sorunun çözümü bizce bu değil. Yani yarın bu konu da öğrenildiği zaman, Almanya ya da Avusturya, çifte vatandaşlığı kabul etmeyen diğer ülkeler bizim bu vatandaşlarımızın vatandaşlıklarını iptal etme yoluna gidebilirler. Bu da vatandaşlarımızın yeniden, ya burada ya orada vatandaşlık işlemlerini yürütememesi anlamına gelir.
Şimdi buradan iktidar milletvekillerine seslenmek istiyorum: Sizin tabirinizle dünya lideri bir Başbakan var. Bütün Kuzey Afrika coğrafyasını yeniden yapılandırıyor, Suriye vatandaşlarının derdiyle dertleniyor, İsrail'e meydan okuyor. Bu durumda, Mavi Kartla vatandaşlarımıza umut vermeyelim. Çünkü bu gene bizi yarı yolda bırakabilir. Sayın Başbakan Sayın Merkel'i çağırsın, oturalım masaya, çifte vatandaşlık meselesini çözelim, bu vatandaşlarımızın duygularıyla oynamayalım. Çünkü hakikaten o insanlar psikolojik olarak sıkıntıdalar. Ben İçişleri Bakanlığında yedi yıl hukuk müşavirliği yaptım. Vatandaşlığı iptal edilen, tekrar geriye vatandaşlığını kazandığında Almanya tarafından vatandaşlığı iptal edilen vatandaşlarımızın nasıl ağladıklarını, buraya gelip tekrar, istemeye istemeye "Haberimiz olmadan bizi tekrar vatandaş yapmış." diye davalar açtıklarının ben canlı şahidiyim. Bu davalarda ben bakanlığımı idari mahkemelerde, Danıştayda temsil ettim.
Onun için bu dünya lideri Başbakanımızın bu meseleyi çözmesi lazım. O zaman kendi vatandaşının derdini çözemeyenlerin de başkalarının derdiyle pek fazla uğraşmaması lazım.
Gene Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı diye bir başkanlığımız var. Adı çok güzel. Fonksiyonlarının da çok güzel olmasını elbette gönlümüz arzu ediyor çünkü dünyanın dört bir tarafında yaşayan Türklerin yaşadığı sıkıntıları biliyoruz. Ahıskalıların, Azeri kardeşlerimizin dünyada nasıl sıkıntılarla karşılaştıklarını biliyoruz ama öyle bir teşkilat kuruldu ki arkadaşlar, bu teşkilatın görev tanımı somut değil. Yani bazı işleri Dışişleri Bakanlığı mı yapacak, Millî Eğitim Bakanlığı mı yapacak, TİKA mı yapacak yoksa bu Başkanlık mı yapacak? Bu Başkanlık yapacaksa bunları nasıl yapacak? Bu Başkanlığın diğer kurumlar üzerindeki fonksiyonu nedir?
İşin doğrusu kanunun tümünü incelediğinizde ortada bir karmaşa var. Bu karmaşayı ortadan kaldırmanın yolu, bir kere öncelikle bu tanımı doğru yapmak ama bakıyoruz ki bu tanım maalesef doğru yapılmadı. Gene buraya yeni yeni kadrolar ekleniyor. Bu kadrolardan maksat yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının, Türk topluluklarının, akraba topluluklarının sorunlarını çözmenin ötesinde yeni yeni kadrolar ihdas ederek kamudaki kadrolaşmaya yeni kapılar açmak gibi gözüküyor.
Bu işlerle uğraşacağımıza, vatandaşlarımızın, dünyada bu sıkıntıları paylaşan, Azerbaycan'da, Ahıska'da, Amerika'da, Almanya'da yaşayan soydaşlarımızın, Türk kardeşlerimizin, Kerkük'te yaşayan kardeşlerimizin sorunlarını çözecek bir yapı üzerinde uğraşalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
MEHMET ERDOĞAN (Devamla) - Bu yapı bunları çözmekten âciz. Bunları çözebilecek güce getirelim. Biz bu yapının nasıl işlediğini biliyoruz arkadaşlar. Yani burada bize bunları tarif etmeyin.
Onun için, ben gene de zaman varken bazı eksikliklerin bu kanunun maddeleri üzerinde verilecek önergelerle çözülebileceğine inanıyorum. İnşallah bu kanundaki aksaklıklar verilecek önergelerle çözülür.
Şimdiden bu kanunun hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Hepinizi bu vesileyle tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Erdoğan.