GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ SÜLEYMAN ÇELEBİ VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN ALEVİ YURTTAŞLARIMIZA YÖNELİK GERÇEKLEŞEN MARAŞ, ÇORUM VE SİVAS KATLİAMLARINA İLİŞKİN DOSYALARIN YENİDEN AÇILMASI, ZAMAN AŞIMININ ORTADAN KALDIRILARAK MADDİ ZARAR GÖRENLERİN TESPİT EDİLMESİ AMACIYLA 22/5/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 1 TEMMUZ 2013 PAZARTESİ GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNARAK GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:127
Tarih:01.07.2013

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Onu da kullanacağız Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; öncelikle -Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına bu öneriyi veriyoruz. Bu öneri, Maraş, Çorum ve Sivas katliamlarında zaman aşımının kaldırılmasına yönelik araştırma yapılmasına ilişkindir- yüce Meclisi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

12 Eylül askerî darbesi sürecini hazırlayan ve darbe koşullarını yaratan olaylardan Maraş ve Çorum katliamı, düşüncelerinden, inancından ve kimliğinden ötürü katledilen 35 aydın, demokrat, sanatçı, ilerici canın yitip gittiği ve 20'nci yılını dolduracak olan Sivas katliamı dâhil, tarihin karanlığına ışık tutup katliamlarla yüzleşmek için, inançsal ve kültürel kıyımları hedefleyen insanlık suçlarında zaman aşımının olmaması gerektiği kabul edilmelidir. Bu hakikatlere ve Alevi taleplerine kulak tıkamış bir iktidarın yeni ve baştan yazılmış demokratik bir anayasayı hazırlaması mümkün görünmüyor. Bugün, Hükûmet uygulamalarıyla inanç ve kimlik ayrımcılığını körüklerken Başbakan da kullandığı dil ve üslupla mezhepçi yaklaşımlarını sürdürüyor. Bu katliamların aydınlatılması barış ve adalet duygusuna gerçekten sahip olunup olunamayacağını bizlere gösterecektir. Darbeleri Araştırma Komisyonunda bile Maraş ve Çorum olayları üstünkörü ele alınmış, özellikle Alevi toplumunu yaralayan ve travmaları hâlâ devam eden bu olayların üzerine gidilmemiştir. ABD tarafından Sovyetler Birliği'ne karşı yeşil kuşak oluşturma projesine Türkiye 12 Eylül rejimiyle dâhil olup, devlet, kendi ve ABD'nin eliyle gerici kesimlere güç verip bu yeşil kuşak projesine ayak bağı olabilecek olan sol, sosyalist, demokrat, Alevi, ilerici yurttaşları baskı, şiddet, ölüm, katliam ile yok etmeye, etkisizleştirmeye çalışmıştır. Bugün de AKP bu kuşaktan ve darbe koşullarından beslenip büyüyerek gelen, o yüzden ve hâlâ darbe yasalarını değiştirmeyen, katliamları aydınlatmayan, 12 Eylül askerî darbesiyle yüzleşmekten kaçınan bir partidir. Bu yüzden Çorum, Maraş ve Sivas'ın üstü örtülmektedir. 12 Eylül zihniyetini hâlâ koruduğunuz için zorunlu, seçmeli din dersleri koyarak Alevi çocuklarına Sünni inancı dayatmaya çalışmaktasınız.

İşte, sizler, sizden olmayanın hakkını da koruyamadığınız için sadece kendinize demokrat, sadece kendinize Müslüman'sınız. Maraş katliamında sorumluluğu bulunanlar ya hiç yargılanmadan kurtuldular ya da göstermelik dava dosyalarıyla yargılanıp beraat ettirildiler. Çünkü, Maraş katliamı tasarlanırken senaryonun en önemli parçası katliamcıların önce izole edilmesi, sonra bu izolasyon yardımıyla suçsuz ilan edilmesiydi.

Çorum'da da 12 Eylül öncesi Alevilere yönelik bir baskı, kıyım, sindirme yaratılmıştır; kimliklerinden ve düşüncelerinden ötürü, 12 Eylül öncesi yüzlerce insan katledilmiştir.

Sivas'ta Madımak Oteli'nde, sanatçılar, aydınlar, yurttaşlar, bu ülkenin aydınlık yüzleri, Maraş'ta ve Çorum'da olduğu gibi, düşünce ve kimliklerinden dolayı, dinî saiklerle, sistemli ve planlı olarak katledilmişlerdir. 12 Eylülün getirdiği düzenle devletin kadim anlayışı dışında kalan, bu yüzden de ötekileştirilen kesimlere yönelik gerçekleştirilen bir katliamdır. Cumhuriyetin inşasında önemli bir yeri olan Sivas'ta gerçekleşen bu vahşet, aynı zamanda, laik ve demokratik bir cumhuriyet istemeyenlerin örgütlü, sistemli ve derin ilişkiler içerisinde gerçekleştirdikleri bir olaydır. Zaten 131 sanıkla gerçekleşen davada, savcının ve mağdur avukatlarının iddiasına göre, suç, laik cumhuriyete karşı şiddet yoluyla örgütlü bir ayaklanmaydı. Yargıtay da davayı şiddet yoluyla laik anayasal düzene karşı suç kapsamına almıştır.

Aslında, araştırma önergemizde, Maraş ve Çorum katliamlarını da kapsayan bir önerge hazırlamamızın nedeni, 12 Eylül ile birlikte Türkiye'nin aydınlık geleceğini yani eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye'nin yaratılmasını engelleyen faşist ve gerici darbenin izlerinin Sivas katliamında da görülmesidir. Sivas katliamı gerçekleşirken polisin saatlerce katliamı işleyen kitleyi dağıtmaya yönelik bir girişimde bulunmaması, âdeta onları izlemesi, en son ve yakın olarak gördüğümüz Gezi olaylarında milyonlarca insanı öldüresiye dağıtan polisin bir katliamı izlemesi, hâlâ Sivas katliamı davasının neden derinleşerek sürdürülmediğini ortaya koymaktadır. Hâlâ kırmızı bültenle aranan failler bulunmamış, yakalanan failler hakkında zaman aşımı ileri sürülerek bir kere daha Sivas'ta ölen canlar, aileleri ve toplum yara almıştır. Bu nedenle, evrensel hukuk ilkelerine aykırı şekilde örtülerek zaman aşımına uğratılmış olan Sivas, Çorum ve Maraş dosyaları tekrar açılmalıdır, devlet elindeki sırlarını ve arşivlerini kamuoyunun bilgisine sunmalıdır. Ayrıca, katliamın 20'nci yılında Madımak Oteli "utanç müzesi" yapılmalıdır. Bu katliamlar, Türk Ceza Kanunu'nun 77'nci maddesinde düzenlenen aşağıdaki fiillerin siyasal, felsefi, ırki veya dinî saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi insanlığa karşı suç oluşturur, "insanlığa karşı işlenen suçlar" başlığı altında değerlendirilmelidir. Aynı kanun, bu suçlarda zaman aşımının olmayacağını da hüküm altına almaktadır.

Katilleri aklanırsa tarih aklayanları unutmayacaktır. Madımak Oteli'nde diri diri yakılan 35 canı ne tarih unuttu ne de onların yakınları, dostları, sevenleri? Tıpkı 1978'de Maraş'ta, 1980'de Çorum'da olduğu gibi vatandaşlarımızı hedef alan bu saldırıda öldürülen insanlarımızın failleri bulunmalı ve yargılanmalıdır. Toplumsal vicdan ancak böyle rahatlayabilir, toplumsal barış böyle sağlanabilir. Biz, Sivas'ı unutmadık ve unutturmayacağız.

Sayın Başkan, tavsiyenize de uyarak, bu kalan süremi o arkadaşlar huzurunda ve ölenler huzurunda saygıda durarak tamamlamak istiyorum.

Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

(Hatip kürsüde saygı duruşunda bulundu)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çelebi.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) - Saldıranları nefretle bir kez daha kınıyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)