| Konu: | ONUNCU KALKINMA PLANININ (2014-2018) TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA SUNULDUĞUNA DAİR BAŞBAKANLIK TEZKERESİ (S. SAYISI: 476) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 127 |
| Tarih: | 01.07.2013 |
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 476 sıra sayılı Onuncu Kalkınma Planı üzerinde görüşlerimi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum. Gecenin ilerleyen bu bölümünde hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ediyorum.
Evet, arkadaşlarımın alkışı üzerine mevcut konuşmama şöyle bir girişle başlamak istiyorum: Eğer bugün buraya bir gözlemci koysaydık, kendi Meclisindeki çalışmasını planlayamayanlar Onuncu Kalkınma Planı'nı da (CHP sıralarından "Bravo." sesleri, alkışlar) normal olarak yapamamışlardır diye ifade ederdi diye düşünüyorum.
Planı incelediğimizde arkadaşlar, Hükûmetin tarımı nasıl gözden çıkardığını, çiftçileri, köylüleri kaderleriyle nasıl baş başa bırakmışsa, bu planda da tarımla ilgili -inanın- en ufak bir gelişme, ileriye dönük bir öneri, hiçbir şeyin olmadığını belirtmek istiyorum.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2003-2012 yılları arasında işlenen tarım alanları 24 milyon hektardan 20,6 milyon hektara gerilemiş. Çiftçiler ekim alanlarından uzaklaşmış ve çiftçiler perişan olduklarını her fırsatta söylüyor. Ancak, bugün burada göremediğimiz Sayın Tarım Bakanı Sudan'dan arazi kiralıyor arkadaşlar, çünkü ülkemizde tarımdan kopuş, çiftçinin toprağından uzaklaşması söz konusu değil. Sonra, planı incelediğiniz zaman, tarımsal desteklemelerle ilgili bölümde 2006 yılının baz alındığını ve büyük bir oranda tarım desteklerinin olduğu ifade ediliyor. Ama bu planı yapan arkadaşlarımız, 2006 yılında çıkan Tarım Kanunu'na göre bütçeden ayrılacak kaynağın gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'inden az olmayacağından, ayrıca akaryakıttaki KDV ve ÖTV ile destek miktarının aynı miktarda çiftçilerin cebinden çıktığından hiç bahsetmemektedirler.
Değerli milletvekilleri, yine bu planı incelediğimiz zaman kooperatifle ilgili, üç maddede çok kısa bölümler bulursunuz. Çünkü, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, kanun hükmünde kurulan bu bakanlığımızın amaçları bölümüne baktığınız zaman, orada da kooperatifçiliğin teşvik edilmesi, kooperatifçilikle ilgili bölüm maalesef kaldırılmıştır. Aynı planda bu durum söz konusudur.
Sulama konusunda da sizlere bir iki konuda bir şeyler ifade etmek isterim. Ülkemizde 28 milyon hektar tarım arazisi var. Değerli arkadaşlar, bunun sulamaya elverişli kısmı 16,7 milyon hektar, ekonomik olarak sulanabilen tarım arazisi 8,5 milyon hektar. Bunun 4,9 milyon hektarı Devlet Su İşleri, Köy Hizmetleri ve çiftçilerle sulanabilmiştir.
Buradan ifade etmek istediğim nokta şudur: 760'ıncı maddenin son bölümünde diyorsunuz ki: "Mevcut su iletim ve dağıtım tesislerinde toprak kanallar ile klasik sistemler yenilenerek kapalı sisteme geçiş hızlandırılacak ve tarla içi sulamalarda modern sulama yöntemleri geliştirilecektir."
Değerli arkadaşlar, ekonomik olarak 8,5 milyon hektar tarım arazisinin sulanmasında şu ana kadar sulanabilme oranı yüzde 57. O zaman, bu gidişle zannediyorum ki yüz yıl gerekli. O zaman Hükûmetin tarıma bakış açısı bu noktada kesişmez mi? Hangi kamu dairesiyle, kimlerle bu sulama işlerini yapacağımızı özellikle sormak istiyorum. Toprak ve su kaynaklarının yönetimini kiminle, nasıl yapacaksınız? Güncel ve sağlıklı arazi bilgilerine nasıl ulaşacaksınız? Ulusal toprak veri tabanını kiminle yapacaksınız, hangi kamu kurumuyla yapacaksınız? Toprak kurullarını ifade ederseniz -sivil toplum örgütlerinden bahsetmişsiniz- 9 üyenin 6 tanesini siz atıyorsunuz. O zaman bu bölümdeki ifade yanlış; toprak ve su kaynaklarının yönetimi yok, toprak ve su kaynaklarının nasıl dağıtıldığı ifadesi var diyor ve hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)