| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 129 |
| Tarih: | 03.07.2013 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bizim önümüzde olduğu için biz görüyoruz ama siz duymuyor olabilirsiniz, tartışma bitmeden de Genel Kurulun sükûneti sağlanmadan konuşmamızın bir anlamı olmuyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, sordum "Nasıl tanımlarsınız?" diye ama hakikaten bu kanun ucube bir kanun, yani kibar hâliyle.
Şimdi, Allah rızası için? 71 tane ayrı kanunu ilgilendiriyor, 142 madde var. 71 çarpı 2 eşittir
Burada ben gerçekten bir de şunu anlamadım: Şu anda ne konuşuyoruz? Birinci bölümü konuşuyoruz yani kanun, temel kanun olmuş. Ya, 71 tane ayrı kanunu barındıran bir şey nasıl temel kanun oluyor arkadaşlar? Allah rızası için ya -içinizde hukukçu olan bir sürü arkadaşımız var- 91'inci maddeyi açın bir okuyun, grup başkan vekillerinin önünde İç Tüzük duruyor. Aynı konuda benzer şeyleri içeren, şu şu olan, şu şu olan diye dört beş tane ayrı hüküm var. Bunun temel kanun olabilmesi için, ne bileyim, bir Borçlar Kanunu gibi, Medeni Kanun gibi, Ticaret Kanunu gibi... Siz artık her şeyi temel kanun yaptınız da? Sayın Bakan kibarca söyledi az önce "İç Tüzük olunca hızlandıracağız." diye. İstiyor ki muhalefet hiç konuşmasın, hiç önerge vermesin. "Biz bunun için torba yapıyoruz, bunun için temel kanun yapıyoruz." diyor. Ya, insaf! Daha önceki gün konuştuk. Muhalefet olmadan bu Parlamentoyu nasıl çalıştıracaksınız, nasıl demokrasi olacak değerli arkadaşlar? Allah rızası için? Şimdi, pazartesi gününe getirip plan görüşmelerini koydunuz. Ee, peki, ne dediniz de onu kabul ettik? Dün de seçimi koydunuz; çünkü seçim bittikten sonra, bize burada yapılan anlaşmaya göre söylenen şey, sadece torba kanun görüşülecek. Bugün ne geldi? Danışma Kurulu önerinizle pazartesiye kadar diğer kanunları koydunuz mu? Koydunuz. Bizim itirazımız yok ama nedir? O zaman peki, niye kalkınma planını biz pazartesi günü görüştük Sayın Bakanım? Kimin aklı bu? Sayın grup başkan vekillerinin mi, Sayın Elitaş'ın mı? Böyle cin fikirler ondan çıkıyor, bakıyor böyle ama? Pazartesi günü bu kalkınma planını -mademki Meclis öbür pazartesiye kadar açık- biz Mecliste, burada, TBMM TV kapalıyken beş yılda bir yapılan bir kalkınma planını neden görüştük? "Seçimden sonra Genel Kurulu torbayı görüşüp kapatacağız." dediğiniz için.
Şimdi, bu nasıl bir kanun yapma tekniğidir; 142 tane ayrı madde, 71 kanunu içeren bir şeyi nasıl temel kanun yapıyorsunuz, gerçekten ben anlamakta zorlanıyorum. Yani tamam, bir şeyler yapın, getirin, bakalım, eksikleri tamamlayalım diyoruz ama bir yerlere verilen sözleri yetiştirebilmek için yapılan tehditlere pabuç bırakıp eğer her seferinde bir kanun sokarsanız buradan bunu bitirme şansımız yok. Memleketin hayrına bir şey getirsek? Ekonomik, sosyal sıkıntıda olan bir sürü kesim var, onlarla ilgili kanunları getirin diyoruz, maalesef onlara geldiği zaman böyle bir hız yok. Dolayısıyla burada böyle bir kanun teklifi bir kere çok akla ve mantığa faydası olan bir şey değil, zararlı yani anlamakta zorlanıyoruz. Sizin de baktığınız zaman zaten içinde kaybolmamanız mümkün değil. Bir Mevzuat Hazırlama Yönetmeliği var, onun hiçbir maddesine doğru dürüst bu kanun teklifi uymuyor.
Bir de -Sayın Bakan burada, başka bakanlarımız da var Genel Kurulda, bakıyoruz- bunun muhatabı kim Sayın Bakanım? Yani böyle bir tasarı, teklif hepsi birbirine girmiş durumda. Yani Sayın Bakanım -arada sorulara cevap veriyor- bu torbanın muhatabı siz misiniz, ben merak ediyorum. Yani 100'e yakın arkadaşımız burada imza atmış, bir teklif gelmiş, bir tasarı gelmiş, hepsi çorba olmuş. Alt komisyonda arkadaşlarımız saatlerce iki gün boyunca görüşüyor, komisyonun son saniyesinde iki gün boyunca görüştüğümüz bazı şeyler çıkıyor. "Ya, bunların hepsini baştan oturup Bakanlar Kurulunda tasarı olarak yapsanız." dedik. "Bakanlar Kurulunda her bakan kendi konusunda varsa bir şey getirsin." diyoruz.
Şimdi, İç Tüzük Komisyonu çalışıyor, arkadaşlarımız burada. Diyoruz ki: "Senede bir sefer bir torba getirin." Böyle bir torba alışkanlığı olur mu? Son iki ay içerisinde 5-6 tane torba kanun görüştük. Ya, varsa acil bir şey Başbakan orada, Bakanlar Kurulu orada; oturun, önemli olanları getirin ve bu torbanın sahibi Hükûmet olsun. Burada, komisyonlarda görüşülmeden gelen 71 ayrı kanun olan bir tasarı, teklif; tasarıyla birleşip teklif esas alınırsa bunu kimsenin ne inceleme şansı olur ne de bunlara bakma şansı olur. Yani bu imzacı arkadaşlarımızın hepsi -yukarıda da konuştuk- diyorlar ki: "Ya, arkadaşlarımızın siyasi iradeleri var." Ya, 71 tane ayrı kanundaki teklifleri tek tek okuyup bu arkadaşlarımız nasıl getirecekler? Mevzuat Hazırlama Yönetmeliği "Gerekçelerle beraber kanun tasarı, tekliflerinde etki analizi hazırlanır." diyor. Herhangi bir etki analizi yok, nereye gidecek? Yok. Öbür kesimleri kapsarsa ne kadar daha harcama olacak? Bu da yok. Kafamıza göre yazmışız, hepsi arka arkaya gitmiş yani içinde kadastrodan tutun, ormana kadar, personelden tutun bakanlıkların kendi teşkilat kanunlarına kadar? Anayasa Mahkemesinden dönen ve burada görüşmediğimiz KHK'lar var. Sayın Bakana sordum, "Bunların KHK'yla düzenlenmesini nasıl içinize sindiriyorsunuz?" diye. Normal şartlarda bu kanun içerisinde yer alan o maddelerin tamamının biz Anayasa Mahkemesinden döneceğini, çünkü zaten bu KHK'ların öncelikle aynı gün, Resmî Gazete'de yayımlandığı gün Anayasa'ya göre Mecliste görüşülmesi gerektiğini söyledik, yetki kanunu çıkarken de söyledik. E, şimdi, zaten eksik olduğu için bir kısmı gitmiş, yine ilgili iki üç maddeyi buraya koyuyoruz, gerisini yine görüşmüyoruz. Bu kanunların o maddelerinin dışında kanun hükmünde kararnamelerin tamamının burada görüşülmesi gerekiyor Sayın Bakanım; anayasa hükmü "Aksi takdirde o KHK'lar geçersiz olur." diyor. Ha, burada kabul edersiniz, değiştirirsiniz veya reddedersiniz o ayrı bir konu ama burada görüşülmediği zaman bu KHK'lar geçersiz oluyor. Biz burada ne yapıyoruz? Her birinden bir ikişer tane maddeyi almışız, alt alta fıkralar hâlinde yazmışız ve burada bunları onaylıyoruz. O zaman söylemiştim burada yüce Meclisin yetkisini Sayın Başbakan gasbediyor diye. Sizlere de söyledim, bir parmak kaldırma hakkınız vardı KHK'larla o da gitti. Şimdi ne yapıyoruz? O gün söylediğimiz yanlışların bir kısmını, bu kanunun içerisine hepsini koyarak düzeltmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla, gelin, bu yanlış hastalıktan vazgeçelim. Hazır İç Tüzük Komisyonu -Sayın Bakan az önce söyledi "Orada düzeltiriz." diye- gelmişken, yılda bir sefer, Bakanlar Kurulu otursun, acil olan varsa Meclis kapanmadan önce, üç ay içerisinde çıkması gereken bir düzenleme varsa, ha, ona biz de muhalefet olarak destek olalım. Gelin söyleyin "Bunların yetişmesi lazım şu tarihe kadar, önemlidir.", çıkaralım. Onun dışında, birisi orada dururken bir tane daha torba kanun komisyona, öbürü geliyor komisyondan çıktı Genel Kurula, diğeri de Meclis Başkanlığına sunuluyor; arka arkaya. O zaman bu Meclis, kanun yapma makinesi hâline geliyor ve Plan ve Bütçe Komisyonu da maalesef Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünün yerine geçiyor. Bunların hepsinin tasarı olarak gelmesi gerekiyor, ilgili kurumlardan geçmesi gerekiyor ve Başbakanlıkta Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünden süzülerek gelmesi gerekiyor. E, soruyoruz orada, arkadaşlarımız geliyor, kanunla ilgili görüş sorulmamış. İlgili kurumlardan, Başbakanlıktan, bütün hepsinden gelen arkadaşlara sorduğumuz zaman, aceleyle geldiği için maalesef bunlardan görüş alınmamış oluyor Sayın Bakanım.
Şimdi, bu kanunun içerisinde birçok şey var. Maddelerde de yine konuşacağız ama az önce arkadaşlarımız sordu, yarım kaldı. Siz sorumlu bakanken hatırlarsanız beraber Diyanet İşleri Başkanlığının kanununu çıkarmıştık. Burada 2 tane madde var. Arkadaşlarımız defalarca size de geldiler, bize de geldiler, o zaman da söyledik, çalışanlar arasında eşitsizlikler var bazı uzmanlıktan geçişlerle ilgili, hatırlarsanız, yine geldiler, şimdi yine söylediler. Maalesef bu kanun içerisine onu da dercedemedik. İnşallah, Genel Kurul safahatında öncelikle bunları, Diyanet İşleri çalışanlarını? Diğer sözleşmelilerle ilgili de bize onlarca kişi her gün geliyor, "Bizler kapsam dışı kaldık. Sayın Başbakan ve bakanlar bize seçim sürecinde söz vermişti ama sözlerini yerine getirmiyorlar. Ne olur, bunları da önerge olarak verin." diyorlar. Elimizde dosyalar dolusu mağdur kesimlerin raporları ve önergeleri var. Burada, kurumlar arasında adaletsizliği ortadan kaldıracak ve verdiğimiz sözü seçime bırakmadan, eğer varsa bütçe imkânları içerisinde, karşılığında gelirini de bulacak şekilde bütün çalışanları mağdur etmeden bu kapsam dâhiline almak gerekir diye düşünüyorum.
İnşallah, bu torba kanun tasarısı son olur diyoruz ama her seferinde söylüyoruz. Ben, sizi, buradaki başarınızdan dolayı, bu kadar 71 tane ayrı kanunu toplayarak, bir maddeye 53 tane alt maddeyi toplayarak böyle bir ucube yarattığınız için ve bunu da temel kanun olarak bize burada görüştürdüğünüz için tekrar tebriklerimi sunuyorum! Başka söyleyecek bir şey, maalesef, bulamıyorum.
Bu arada, içinde önemli olan gerekli maddeler de var ama maalesef bu kadar çorbaya döndüğü için hepsi birbirine karışmış durumda. Yani zararı faydasından çok olan bir torbaya dönüşmüş durumda diyor, şimdilik, teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)