GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN, ELÂZIĞ MİLLETVEKİLİ ENVER ERDEM VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN GEÇİCİ KÖY KORUCULARININ SORUNLARININ ARAŞTIRILMASI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GÖRÜŞMELERİNİN, GENEL KURULUN 4 TEMMUZ 2013 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:130
Tarih:04.07.2013

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Görüştüğümüz konu, sorunlar olarak çok eskiden beri, yaklaşık yirmi yıldır Türkiye siyasetini ilgilendiren bir konu. Karmaşık ama çözüm yolları konusunda da partilerimizin uzlaşabildikleri pek fazla ortak bir nokta yok.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa'mızın 128'inci maddesinde "Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür." denmektedir. Dolayısıyla, güvenlik gibi devletin yürütmesi gereken asli ve sürekli bir kamu hizmetinin de memurlar ve diğer kamu hizmetlileri eliyle yerine getirilmesi gerekmektedir ancak 1924 yılında 442 sayılı Köy Kanunu ile birlikte uygulamaya girmiş ve 1985 yılında yapılan kanun değişikliğiyle sınırları ve yetki alanı belirsiz bir şekilde geçici köy koruculuğuna dönüştürülmüş, güvenlik alanında, emniyet ve jandarma personeli gibi bir statüye sahip olmadıkları ve benzer eğitimlerden geçmedikleri hâlde, benzer yetkiler ve silahlarla donatılmış köy korucuları üretilmiştir. Devletin güvenlik gibi insan haklarına her an tehdit oluşturabilecek hassas bir hizmet alanında geçici, yetkileri ve statüleri muğlak, gerekli eğitimden yoksun kişilerle hizmet vermeye çalışması, aslında hukuk devletiyle de bağdaşmaz, insan haklarıyla da bağdaşmaz.

Değerli milletvekilleri, devletin pek çok eğitiminden geçmiş jandarmasının ve polisinin, geçtiğimiz günlerde Gezi olaylarında gördüğümüz gibi, orantısız güç kullanması, yine geçtiğimiz günlerde Lice'de bir karakoldan açılan ateş sonucu 1 arkadaşımızın öldürülmesinde gördüğümüz gibi güvenlik güçlerinin eğitimi büyük bir önem taşımaktadır.

Aslında, geçici köy korucularının, içinde yer aldıkları sistemden büyük bir memnuniyetsizlik duydukları da ortadadır. 2011 yılında yapılan bir saha araştırmasına göre, geçici köy korucusu olma isteğinin en önemli nedeni işsizlik ve yoksulluktur. Korucuların yüzde 55'i sistemden memnun olmadığını belirtirken çalışmaya devam etmek isteyenlerin oranının yüzde 93 düzeyinde olması sisteme bir istihdam olanağı olarak bakıldığını açıkça göstermektedir. Geçici köy korucusu oldukları için herhangi bir zorlukla karşılaşmadıklarını belirtenlerin oranı ise sadece yüzde 4'tür. Araştırma sonuçlarına göre, geçici köy korucuları çalışma şartlarının ve özlük haklarının iyileştirilmesini ve kendilerine başka kurumlarda çalışma fırsatı verilmesini talep etmektedirler.

Değerli milletvekilleri, 1985 yılındaki kanun değişikliğiyle, geçici köy koruculuğu oluşturulurken ilgili maddede, olağanüstü hâl ilanını gerektiren sebeplerden bahsedilmiştir. Olağanüstü hâl uygulamasına on yıl önce son verildiği bilindiğine göre, ülkemizdeki gerekçelerin geçici köy korucuları için ortadan kalktığı bir gerçektir. Önemli olan, bir istihdam için bu işe başvurduklarını söyleyen köy korucularına istihdam olanakları yaratacak tedbirleri almamız gerekmektedir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bölgenin öncelikli olarak kalkınmasını hedeflerken sayıları yaklaşık 70-80 bini bulan köy korucularını da önemsiyoruz.

Değerli milletvekilleri, doğu ve güneydoğunun kalkınması için öncelikli hedefimizin yeterli kamu kaynaklarının bölgeye aktarılması olduğunun bilincindeyiz. Devlet, kalkınmanın sorumluluğunu burada üstlenmelidir. Kamu öncülüğünde girişimcilik yaygınlaştırılmalıdır. Özelleştirme sonrası duran tesisler ekonomiye kazandırılmalıdır. Bölgede, sosyal devlet uygulamalarına hız verilmelidir. Yoksullukla mücadele ve sıfır açlık için vatandaşlık hakkı ödemesi ve bunların da bedelsiz olarak sağlık hizmeti projelerinin uygulanmasına başlanılmalıdır. Mayın alanları temizlenerek tarıma elverişli hâle getirilmelidir. Sınır bölgelerindeki mayınların Türk Silahlı Kuvvetlerinin sorumluluğu altında hızla temizlenmesi sağlanmalı ve Tarım Bakanlığının da yaygın denetimi altında sözleşmeli organik tarım işletmeciliği yapmaları koşuluyla çevrede yaşayan ve tarım kooperatifleri bünyesinde örgütlenen topraksız veya az topraklı köylüye tahsis edilmesi gerekmektedir.

Çatışma döneminin bölgede yarattığı sosyoekonomik yaralar hızla sarılmalıdır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşam kalitesinin hızla gelişmesine katkıda bulunulmalı, terör ortamının yaratmış olduğu ekonomik mağduriyetler, hak ve hukuk temelinde, hoşgörü anlayışı çerçevesinde giderilerek gerekli tüm sosyoekonomik önlemler alınmalıdır. Boşaltılmış köylerin geri dönüşü mutlaka sağlanmalıdır, güvenlikli ve gönüllülük kriteri çerçevesinde bu köylerin tekrar geri dönüşlerine olanak verilmelidir.

Görüldüğü gibi, köy koruculuğunu sadece bir istihdam aracı olarak değil, bölgenin kalkınmışlık ve gelişmişlik açısından da değerlendirmemiz ve onları da güneydoğu ve doğunun ekonomik sistemine katmamız gerekmektedir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu sistemin devletin güvenlik zafiyetinden kaynaklandığını ve devletin güvenlik güçlerinin görevlerini yerine getirmemesinden kaynaklanan bu açıktan dolayı oluşturulan köy korucularının, artık kurumlarının daha fazla sürdürülemez olduğunu görmekteyiz.

Bu nedenle, vermiş olduğumuz kanun teklifleriyle, geçici köy korucularının ve çalışma şartlarının, özlük haklarının iyileştirilmesini ama sonuç itibarıyla da geçici köy korucularının kaldırılarak, devletin asli güvenlik güçleri varsa, onların görevlerini yerine getirmesini öneriyoruz.

Kanun teklifimizde, çalıştıkları her yıl için yüz seksen gün yıpranma payı getiriyoruz köy korucularımıza. Böylece, on yıl görev yapanların on beş yıllık bir hizmet süresi olacak, emeklilik yaşını da 45'e indirmek suretiyle, on beş yıllık hizmeti olanlara çalışırken aldıkları maaşı emeklilikte alacak şekilde emekli olma hakkı getiriyoruz. Bu konuyu görüştüğümüz zaman, umuyorum ki, bütün partiler de ortak bir görüş, irade beyanında bulunurlar. Yaş ya da çalışma süresini doldurmayanlara ise bu şartları yerine getirinceye kadar kamu kurumlarında çalışma olanağı sağlıyoruz yani burada, köy korucularının hemen tasfiye değil, bu kişilerin mağduriyetlerini giderecek ve taleplerini yerine getirecek sosyal güvenceye kavuşturulmalarını arzu ediyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'de parlamenter demokrasiyi kuran ve çok partili sisteme Türkiye'yi götüren bir partidir. Dün Mısır'da gerçekleştirilmiş olan askerî darbede Cumhuriyet Halk Partisinin görüşü çok açıktır ve çok nettir. İnsan haklarını, özgürlüğü, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve çok partili siyasal yaşamı savunan Cumhuriyet Halk Partisinin darbeler karşısındaki durumu çok açıktır. Cumhuriyet Halk Partisi, dünyanın neresinde olursa olsun hatta Türkiye'de bu konu konuşulduğu zaman dahi darbelerin her zaman karşısında olmuştur, karşısında olmaya da devam edecektir. Bu konuda, Cumhuriyet Halk Partisinin geçmiş dönemlerde darbelerden en zarar gören partilerden biri olduğunu hepinizin hatırlaması gerekmektedir. Darbelerin mağduru olmuş bir partinin, elbette ki, dünyanın neresinde olursa olsun bir darbenin karşısında olması kadar hepimiz açısından önem arz eden bir durum olamaz. Cumhuriyet Halk Partisi ve tüm üyeleri, başta Genel Başkanı olmak üzere bütün en sade üyelerine kadar tümüyle darbelere karşıdır. Türkiye'de biz demokrasiyi işletmek istiyoruz. Türkiye'de sorunlarımızı konuşarak ve mutlaka sandıkta çözmek istiyoruz. Bu amaçta olan Cumhuriyet Halk Partisinin bütün üyelerinin her biri, hiç şüpheniz olmasın ki, sokağa inen tankların karşısında korkusuzca duracaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)