| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 130 |
| Tarih: | 04.07.2013 |
EMİN ÇINAR (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 478 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 8'inci maddesinin d) bendinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi ile ilgili söz almış bulunmaktayım, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Kanun yapmak zor bir iştir. Kanunlar yapılırken asla aceleye getirilmemeli, uzmanların görüşleri alınmalı, sivil toplum kuruluşları ile istişare edilmeli ve gerekli görüşmeler yeterince yapılmalıdır. Ancak, ne yazık ki Parlamento olarak çıkardığımız kanunlar iktidarın dayatmaları ile yeterli müzakereler yapılmadan, gece yarıları, acelece, sanki bir şeyler saklar gibi "Ben yaptım oldu." anlayışla buradan geçirilmektedir.
Bir de AKP'nin adet hâline getirdiği torba yasa uygulamasıyla kanunlar çıkarmaktadır. Hepimizin bildiği gibi torba kanun uygulaması geleneksel komisyon sistemini devre dışı bırakmaktadır. Görüşülen bu teklif ile başka komisyonların görev ve uzmanlıkları alanına giren düzenlemeler ilgili komisyonlarda görüşülmeyerek komisyonlar devre dışı bırakılmıştır. Bu nedenle de İç Tüzük hükümleri ihlal edilmektedir. Bu, Hükûmetin yapılan kanunları ne kadar ciddiye aldığının bir göstergesidir. Alelacele, yangından mal kaçırır gibi, yeterince tartışmadan ve görüşmeden kanun teklifi hazırlıyorsunuz ve birçok hata yaparak Genel Kurula getiriyorsunuz. Ondan sonra da başka tekliflerle, yaptığınız hataları düzeltmek için uğraşıyorsunuz.
Görüştüğümüz bu yasanın sadece 72'nci maddesiyle otuzdan fazla kanunda değişiklik yapılmaktadır. Sadece bu madde on beş sayfadan oluşmaktadır. Diğer maddeler ile kırk beş kanunda değişiklik yapılması öngörülmüştür. Bu durum işleri ciddiye almamaktır. "Bir an önce yapalım, kimse ne yaptığımızı anlamasın, işimize gelen olsun da gerisi önemli değil." zihniyetinden başka bir şey değildir.
İşte bugün, on iki yıllık AKP iktidarının yine Meclisin son zamanına sıkıştırdığı, hatalarla dolu bir torba yasayı görüşmekteyiz. Bugün görüştüğümüz bu yasa televizyon ekranlarından binlerce aile tarafından dikkatle takip edilmektedir. Bunun nedeni ise, kamu çalışanları, 4/B'li olarak tabir edilen yaklaşık 96.500 sözleşmeli personel memur kadrosuna alınacaktır. Bu yasanın sonunda binlerce insanımız ve aileleri memur oldukları için sevineceklerdir. Biz de o ailelerin sevincini paylaşıyor, onlara bu kadroların hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyoruz. Fakat, kamuda çalışan diğer sözleşmeli personeller neden sevinemiyorlar? 4/C'li geçici personeller, mevsimlik ve geçici işçiler, üniversite mezunu ve teknik personel olarak çalışanlar, taşeron işçiler, bu görevlerde çalışan insanlarımız neden bu kadrodan mahrum bırakılmaktadır? Taşeron işçi olarak çalışan binlerce personel neden boynu bükük bırakılmıştır?
Değerli arkadaşlar, seçim bölgem olan Kastamonu'da, Karayolları Bölge Müdürlüğünde, Orman Bölge Müdürlüğünde, kamu hastanelerinde, il özel idaresinde ve Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğünde ve diğer kuruluşlarda yüzlerce taşeron işçi görev yapmaktadır. Bu insanlar kadro beklentisi içerisindedir. Bir an önce taşeron işçilere kadrolarının verilmesini, Hükûmet tarafından bu konunun dikkate alınmasını arzuluyoruz.
Ülkemizin ekonomiden sosyal yaşama, eğitimden geçim sıkıntısına birçok sorunu bulunmaktadır. İddia ettiğiniz gibi, son on yılda ülkemiz çağ atlayarak refaha kavuşmamıştır. Aksine, yoksulluk artmış, tarım bitmiş, insanlarımız geçinemez duruma düşmüştür. Sanayici, esnaf, tüccar ve çiftçimiz de ekonomik sorunlarla piyasada yaşanan durgunluk ve tahsilat sorunları nedeniyle vergi ve prim borçlarını ödemekte sıkıntı çekmekte, hatta ödeyememektedir. Bu yüzden de birçok esnafımız iş yerini kapatmaktadır. Sadece Kastamonu'da son beş yıl içerisinde 800'den fazla iş yeri kapanmış ve esnafımız kendi ilinden göç edip büyükşehirlerde kendisine iş bulabilmenin gayreti içerisinde olmuştur.
Artık popülist politikalardan vazgeçilmeli, Parlamento olarak daha ciddi ve özverili çalışmalarla kanunlar hazırlamalıyız. Bunu da sağlayacak olan iktidar partisi yani AKP'dir. Dayatmaları bir tarafa bırakıp "Ben yaptım oldu." anlayışından vazgeçmeli, muhalefetin önerilerini dikkate almalıdır.
Yanlışlardan bir an önce vazgeçmeniz dileğiyle önergemize desteklerinizi bekliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)