GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:130
Tarih:04.07.2013

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; 478 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 8'inci maddenin (f) bendini değiştirmek gayesiyle vermiş olduğumuz önerge üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Önergemizle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun eki (1) sayılı ek gösterge cetvelinde bulunan "defterdarlık uzmanları" ibaresinin yeri değiştirilmek istenmektedir. Bu önergemizin kabulü söz konusu olursa defterdarlık uzmanlarının 2200 olan ek göstergesi 3600'e kadar yükselebilecektir.

Doğası gereği hiçbir kariyer meslek grubunun, uzmanlığın bir diğeri ile ast-üst olması söz konusu değildir. 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen düzenlemede aynı unvanı haiz olmakla beraber farklı hizmet sınıfında bulunan uzmanlara farklı özlük hakları söz konusu olmuştur. 659 ve 666 sayılı kanun hükmünde kararnameler sonrasında, kanun hükmünde kararname öncesinde aynı özlük haklarına sahip bulunan Maliye uzmanlarının ek göstergeleri 2200'den 3600'e çıkarılmak ve 2000 makam tazminatı verilmek suretiyle maaşlarında 1.500 liraya varan bir artış yapılırken, yine, benzer işleri bakanlık merkez ve taşra teşkilatında uzun yıllardır özverili bir şekilde görev yapmakta olan defterdarlık uzmanları düzenleme kapsamına alınmayarak mağduriyete uğratılmış, defterdarlık uzmanları ile Maliye uzmanları arasında, kabul edilebilirlikten uzak bir fark yaratılmıştır. Bu çerçevede, diğer uzman kadrolarına nazaran mağdur edilmiş olan defterdarlık uzmanlarının bu önerge ile mağduriyetleri giderilebilecektir.Tasviplerinize takdim ediyoruz.

Ek gösterge ve mağduriyet deyince akla gelen kesimlerden biri de şüphesiz, emniyet sınıfı yani polislerimizdir. Buradan, 2007 yılında yani altı yıl evvel sayın Başbakanın canlı TV yayınlarında vermiş olduğu sözü bir kez daha hatırlatmak isterim. Polislerimiz artık "Aslan polis, destan yazdı; al sana aylıkla ödüllendirme." sözlerine itibar etmemektedirler, icraat beklemektedirler. Bir ulufe edasıyla dağıttığınız aylıkla ödüllendirme karın doyurmamaktadır, polisimiz kalıcı düzenleme beklemektedir.

İktidar partisi her yasama yılı sonuna, yani milletvekillerinin, Meclis çalışanlarının aşırı derecede yorulduğu, tatil beklentisi içinde oldukları döneme Anayasa, İç Tüzük ve diğer mevzuatı da çiğneyerek hazırladığı torba kanunları getirmektedir. Böylece milletvekillerinin yorgunluğundan ve dalgınlığından faydalanarak, bir an evvel tatile gitme isteklerini istismar ederek, çok düşünmeden, müzakere etmeden yasal düzenleme yapılmasını amaçlamaktadır.

İktidar partisi mevzuat hükümlerini çiğneyerek Meclisten geçirdiği düzenlemelerden dolayı daha sonra ise mahcup olmaktadır. Örnek mi istiyorsunuz? Yaygın adıyla "2/B yasası" olarak bilinen yasa en bariz örnektir. Meclise Hükûmet tasarısı olarak gelen 2/B düzenlemesi yeterince incelenip müzakere edilmeden gündeme gelmişti. Tasarıya ilişkin muhalefet partilerinin görüşleri de dikkate alınmadan Komisyon ve Genel Kuruldan geçirilen tasarı, yürürlüğe girdikten sonraki bir yıl içerisinde 2 kere tadil edilmek zorunda kalınmıştır.

"4+4+4" diye bilinen eğitim yasası da başka bir örnektir. Mecliste müzakere edilirken altmış aylık çocuklarla ilgili düzenlemenin yanlış olduğunu söyledik. "Okulları dörder yıl olarak kademelendirme, eleman ve fiziki mekân sıkıntısına sebep olur." gibi eleştirilerimiz hiç dikkate alınmamıştı. Şimdi ise eğitime kabul edilen altmış aylık çocukların bir eğitim öğretim yılı içinde yaşadığı sıkıntılar gazete manşetlerini süslemekte, kamuoyunun gündeminde dolaşmaktadır.

Bir örnek de bedelli askerlik yasasıdır. Bu yasa çıkarken süreye, bedele ilişkin itirazlarımızı dile getirdik, dedik ki: "Fakirin çocuğu da bundan faydalanabilsin, bedeli fazla tutmayın ya da yaşı şu şekilde yapalım." Yine dinletemedik. Şimdi bedelli ile ilgili ikinci değişikliğin hazırlığının yapıldığını duymaktayız.

Saygıdeğer milletvekilleri, bu torba kanunun da birçok hükmü arızalı çıkacak ve kamu vicdanı tarafından kabul edilmeyecektir ve siz bu tasarının bazı maddelerini düzeltmek için geri getireceksiniz ama bu arada olan, uygulama imkânı olmayan kanunları çıkardığı için Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarına olacaktır; bu arada bu kanunlardan dolayı mağdur olan, adaletsizliğe uğrayan vatandaşa olacaktır ve nihai olarak, bu uyarıları yapmamıza rağmen, bu yanlış düzenlemelerin yasalaşması için parmak kaldıran milletvekilleri bu vebal altında kalacak ve ezileceklerdir.

Bu düşüncelerle önergemizin kabulünü diler, Türk milletinin milletvekillerini saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)