| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 130 |
| Tarih: | 04.07.2013 |
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 478 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 17'nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bu maddedeki en önemli husus, sürücü belgelerinin değiştirilmesi. Bununla ilgili, bu konu ilk gündeme geldiğinde, ben İçişleri Bakanlığına bir soru önergesi verdim ancak gelen cevapla verdiğimiz soru önergesi birbiriyle örtüşür durumda değil. Bir defa sürücü belgesinin kaç yıl geçerli olacağının yönetmelikle belirlenmesi doğru değildir, bunun kanunda açıkça belirtilmesi lazım.
Yine, sürücü belgelerini değiştirmenin elbette ki bir bedeli var, bu bedeli kim ödeyecek? Zaten vatandaşın canı burnunda, herkes geçim derdine düşmüş. Şimdi, bunun üzerine, bugün sosyal medyada 101 lira bu belgelerin değiştirilmesiyle ilgili bedel alınacağı, ücret alınacağı beyan edilmektedir ama bu işin maliyeti kaç paradır ve bu işten elde edilecek geliri kim elde edecektir? Yani, bu işin gerçekten maliyeti nedir, bu işten ne kadar para kazanılacaktır ve bu parayı kim kazanacaktır? Yani, bu belgeleri devlet kendisi mi değiştirecek, yoksa bu değiştirme işi birilerine peşkeş mi çekilecek veya bu değiştirme işinin ücretini devlet mi karşılayacak, vatandaş mı karşılayacak, yoksa bundan geri adım atılıp bu para vatandaştan mı alınacak?
Tabii, buradaki değiştirme işleminin kriteri ne olacak? Bu da çok önemli. Mesela, şu anda, SRC Belgesi diye bir belge verilmekte vatandaşa, verilen bu belgelerde vatandaştan istenen şey şudur: Sürücü belgenin fotokopisini çek, nüfus cüzdanının fotokopisini çek, şuraya şu kadar para yatır, gönder, ondan sonra bir ay sonra senin eline SRC Belgesi gelsin. Arkadaşlar, vatandaşın zaten ehliyeti var, nüfus cüzdanı da var, uydurma bir belge veriyorsunuz. Hiçbir sınav yok, bir kriter yok, sağlık kontrolü yok, ortada hiçbir şey yok. Sadece vatandaştan bir miktar -150 lira mı, 155 lira mı neyse paranın miktarı, bu da her sene herhâlde yılbaşında değişiyor- para almak için vatandaş bir SRC Belgesi zulmü yapılıyor. Buradaki ehliyeti değiştirme zulmü de acaba bunun gibi bir şey mi olacaktır?
Şimdi, eğer ehliyet verme işini özelleştirmeyi düşünüyorsanız bu konuda vatandaşın sırtından kimlere para kazandırmayı düşünüyorsunuz, bu kanunla birlikte Hükûmet yetkilisi, Hükûmet temsilcisi bunu da açıklasın açıkça.
Bir de tabii, bugünlerde Gezi eylemlerinde görev yapan çevik kuvvet polislerinin değişik miktarlarda maaş taltifiyle ödüllendirilmeleri konuşulmaktadır. Bununla ilgili bugün Emniyet Genel Müdürlüğü de bir açıklama yapmış ve çevik kuvvette görev yapan personele 1.000 ila 1.500 lira arasında değişik maaş ödüllendirmeleri verildiği ilan edilmiştir. Bu ödüllendirme olayında da emniyet teşkilâtı bir kez daha ayrıştırılmıştır. Trafik polisleri, karakolda çalışanlar, değişik birim ve illerden İstanbul'a, Ankara'ya polis topladınız. Bunlara nasıl ödül vereceksiniz? O çevik kuvvetle bunların arasındaki farklılık nedir yani çevik kuvvet polislik görevini yapıyor da diğerleri yapmamakta mıdır? Çevik kuvvete verilen bu para bunlara niçin verilmemektedir? Yine, bu olaya gitmemekle beraber, birçok arkadaşının bu olayda görevlendirilmesi sebebiyle, 12-12 karakollarında, görev yaptığı birimlerde çalışan diğer emniyet personelinin suçu, günahı nedir? Yani, çevik kuvvetin sizin açınızdan diğer polislerden farkı nedir?
Biliyorsunuz, geçen sene, kanun hükmünde kararnameyle tazminatları düzenlerken de çalıştığı birime göre polislerin aldığı tazminatları farklılaştırdınız. Dolayısıyla "benim polisim-benim olmayan polis" diye polisi de kendi içerisinde ayrıştırmaya devam ediyorsunuz. Bu, yarın, bundan sonra diğer olaylara müdahale sırasında sizin önünüze sıkıntı olarak dönecektir. Polisi yanlı kullanıyorsunuz, bir de polisi kendi içinde ayrıştırıyorsunuz; hem vatandaşla polisi karşı karşıya getiriyorsunuz hem de polisi kendi içinde birbiriyle karşı karşıya getiriyorsunuz. Buna hakkınız yok arkadaşlar. Bu, önümüzdeki dönemde yeni sıkıntılar olarak, yeni huzursuzluklar olarak size dönecektir. Bu hatanızdan bir an önce dönün. Bu polisin hepsi Türk devletinin, Türk milletini polisidir, hepsine eşit davranın.
Teşekkür ediyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)