GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:131
Tarih:05.07.2013

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 478 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 40'ıncı maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na bir ilave fıkra ekleniyor, bununla ilgilidir önergemiz. Buradan sağlıkla ilgili bazı konuları gündeme getirmek istiyorum.

Geçen günlerde, Sağlık Bakanlığı yetkilileri, tüm ülke genelinde bakılan hasta sayısını ve ameliyat sayısını anlattılar. Yani sağlıkta çağ atlayan ülkemizde muayene olan hasta sayısının artmasıyla, yapılan ameliyat sayısının artışı ile maalesef övünülmüş olduğu yapılan açıklamalarla ortaya konulmaya çalışıldı. Hâlbuki, mademki çağ atlamışız, öyle ise muayene olan hasta sayısının da, ameliyat olan hasta sayısının da azalmış olması gerekmez miydi? Maalesef, tam tersi değerlendirmeler içerisinde bulunuyorlar.

Gelişen ve globalleşen dünyada vatandaşımız, ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetini, yurt içi ya da yurt dışı her yerden ve her türlü sağlık kuruluşundan alabilir. Yani hasta tedavi etmek Sağlık Bakanlığının esas görevi değil, ikinci görevi olmalıdır. Sağlık Bakanlığının asli görevi vatandaşların hasta olmasını önlemektir. Bunun için de gerekli her türlü tedbiri almak ve uygulanmasını sağlamak da görevlerinin başında gelmelidir. Örneğin, sigara ve obeziteyle mücadele için yapılan çalışmalar bunlara örnek olarak gösterilebilir.

Zararlı gıda ve içecekler, genetiği değiştirilmiş gıdaların alınmaması ve doğal gıdaların tüketilmesi, hava kirliliğiyle mücadele, suların kirletilmesinin önüne geçilmesi, insanların psikolojisini olumsuz etkileyen ruhsuz şehir yapılanmaları ve gökdelenlerde yaşama karşı mücadele, büyükşehirlerde aşırı nüfus yapılanmasının sağlığı tehdit etmesinin anlatılması, kentsel yaşamdan çok, kentlerde kırsal yaşam imkânlarının özendirilmesi, bulaşıcı hastalıklarla mücadele gibi örnekler sıralanabilir yani bunları sıralı hâlde söyleyebiliriz. Pekâlâ, ben buradan soruyorum: Acaba saymış olduğumuz sıralamalardan hangisinde şu anda başarılı olduğumuz söylenebilir? "İnsanlarımızın sağlığını düzelttik, bu konularda çok ciddi mesafeler aldık." diyebiliriz. Hazır gıdalarda mı, genetiği değiştirilmiş gıdalarda mı, suni şeker kullanımının önlenmesinde mi, acaba hangisinde başarılıyız? Dünyanın birçok ülkesinde, artık neredeyse, suni şekerle ilgili, nişasta bazlı şekerle ilgili, yapmış olduğu rahatsızlıklardan dolayı her tarafta kaldırılmaya çalışılmaya başlanmıştır. Neredeyse bu oran, nişasta bazlı şekerin kullanım oranı bizim ülkemizde yüzde 15'lerin üzerine çıkarılırken, dünyanın birçok ülkesinde maalesef yüzde 1'lere düşürülmeye başlanmış, hatta bazı yerlerde ise bu yüzde 1'lik oran bile çok görülerek yüzde 1 oranının altına doğru inilmeye başlanmıştır. Ancak, enteresandır, bu tablo bizim ülkemizde tam tersidir. Yani gidildiği zaman hastanelerdeki cildiye polikliniklerine, bunlarla ilgili çok ciddi sorunların yani alerjik, deri döküntülü hastalıklardan tutun da çeşitli kanser hastalıklarına kadar bu yönlü bir sürü sıkıntıyla karşılaşılmış olduğunu görürsünüz. Yani dünya kendisi, nişasta bazlı şekerin oranlarını yüzde 1'in altına düşürürken, maalesef biz hâlâ bunu düşürmemekte ısrarcıyız.

Geçmiş dönemlerde Sağlık Bakanlığıyla ilgili 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kanunlaştırıldı. Bu kanunda, tabii, beklenilen birçok konu vardı, yapılması gereken birçok konu vardı. Ancak, bunların hiçbirisi maalesef yapılmamış ve birçok mağduriyetler de beraberinde yaşanmıştır. Bunların başında sağlık personeli gelmektedir. Bakınız, Sağlık Bakanlığında şube müdürü, hastane müdür yardımcıları, sağlık müdür yardımcıları, araştırmacı kadrosuna bunların hepsi atanmışlardır yani müdürlerin hepsi kendilerinin istemedikleri bir şekliyle, daha farklı kadrolara atanmaları gerekirken araştırmacı kadrosuna atanarak çok büyük bir mağduriyet içerisine alınmışlardır. Hâlbuki bu insanlar bu hizmete gelebilmek için yıllarca çalışmışlar, çabalaşmışlardır. Bilgi biriktirdiler, birçok zor sınavları geçerek göreve gelmişlerdir ancak 1 maddelik kanunla bu insanların unvanları maalesef yok edilmiştir. Sizce bu doğru mudur? Neden bu insanların haklarını çiğniyorsunuz? Yazık değil midir? Hâlbuki diğer bakanlıklarda benzer unvanlarla çalışanlar uzman kadrolarına atanarak özlük hakları korunmuştu. Sağlık Bakanlığında bu yapılabilirdi ama yapılmamıştır.

Herhâlde çok az şey söyleyebiliyoruz. Öyleyse, torba kanunla birçok konuyu çözüyoruz sanıyorsunuz ama maalesef çözülmüyor. Ancak ülkemizin esas gündemi insanların yaşamları, karşılaştığı sorunlar ve çözüm önerileri olmalıdır. Ancak AKP iktidarı gerçek gündemle değil de suni gündemlerle uğraşarak millete zaman kaybettiriyor ve zamanı da hep beraber heba ediyoruz. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

REŞAT DOĞRU (Devamla) - Ancak yüce Türk milleti yapılan her şeyi hafızasına yazıyor diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)