GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:131
Tarih:05.07.2013

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Daha önceden de ifade ettik, bir kez daha altını çizmek istiyorum. Aslında, bu kanun yapma tarzı, ciddi anlamda problemli bir tarz. Hep buna itiraz etsek de her defasında iktidar partisi, bütün kanunları bir torbaya dizerek, torbanın içine koyarak karşımıza getirmektedir. Dolayısıyla, burada gerçekten halkın lehine, kamunun lehine ne kadar yarar var ya da bu gerçekten halkın aleyhine bir düzenleme mi, çok fazla da tartışamıyoruz. Bu çok ciddi bir sorun. Bunu bir kez daha eleştirmek istiyoruz. Yani, Türkiye'nin kaderini, halkların, emekçilerin, yoksulların kaderini belirleyecek yasalar yapıyoruz burada, oturduğumuz yerde. Belki bizim burada yaptığımız yasalardan, işte Diyarbakır'dan, Edirne'den köylüler etkilenecek, oradaki işçiler etkilenecek. Onlara sormadan onlar adına kararlar alıyoruz. Bu çok ciddi bir sorun ve bunu bir kez daha eleştirerek başlamak istiyorum.

Değerli milletvekilleri, aslında bu kamulaştırma meselesi, başına "kamu yararı" diye bir ifade koyduğumuzda pozitif bir algı yaratıyormuş gibi bir düzenleme yapılıyor ve aslında tartışmanın da önüne geçiyor. Kamu yararına olan bu şey çoğu zaman halkların aleyhine oluyor. Aslında, AKP Hükûmeti uzun süredir kentsel dönüşüm, barajlar, HES projeleri karşısında, yine, Gezi Parkı olayında yaşadığımız gibi projeler karşısında halktan tepki duyduğunda, bunun önünde halkın güçlü bir tepki göstermesi karşısında yeni çareler arıyor ve aslında yeni bir kuralsızlık yapıyor, kuralsızlığı bir kuralmış gibi bize dayatıyor. Bu sorunları? Halkı ikna ederek bu konuda gerçekten halkın lehine düzenlemeler yapmak yerine "Halkın elindekini nasıl gasb ederim?" yaklaşımı üzerinden bir siyaset yapıyor. Bu, ciddi anlamda problemli bir durum ve buradan da kamu yararına düzenlenen bu kamulaştırma meselesinde bakıyoruz ki kamulaştırma yaparken bile "O yoksul insanların ceplerindeki birikmiş paralarını daha nasıl alabiliriz?" ya da "Onları daha çok nasıl mağdur ederiz?" üzerinden yapılan bir siyaset. Bu yasayla, aslında, kamulaştırma konusunu en ucuza getiren bir yaklaşım içerisinde Hükûmet istediğini yapmak istiyor ve bu, aslında, halkın bu konudaki itirazını, bu sürece katılımını engellemeye çalışan bir kanun teklifi. Bunu kabul etmek mümkün değil.

Bu yasanın, en azından, düzenlenen bu, kamu yararına yapılan yasanın, orada yaşayan insanların da görüşü alınarak, oradaki insanların mağduriyetini giderecek bazı uygulamalar olması önemli diye düşünüyoruz. Çünkü mesela, bir yerde siz baraj yapacaksınız. Baraj yaptığınız yerde bir maliyet belirliyorsunuz ve bu maliyette o toprak üzerinde, o arazi üzerindeki taşınmazları saymıyorsunuz, oradaki ağaçları saymıyorsunuz, onu ekonomik değer olarak kabul etmiyorsunuz ama oradaki insanları zorunlu göçe maruz tutuyorsunuz, oradaki insanlara diyorsunuz ki: "Burayı kamu yararına biz sizin elinizden alıyoruz, buraya baraj yapacağız, HES yapacağız ya da AVM yapacağız. Bunun üzerinden size verdiğimiz 3 kuruşla gidin, nerede yaşarsanız yaşayın." Bu, kabul edilebilir bir durum mudur? Siz birilerinin cebini doldururken, birilerine orada rant alanı açarken, kendi yandaşlarınıza rant alanı açarken oradaki yoksulları, emekçileri, insanları da buna mahkûm etmek kabul edilebilir bir durum değil. Biz bunu gördük, Ilısu Barajı'nda da gördük. Yani, aslında, kamu yararına denilen kamulaştırma meselesinin kendisi problemli. Yani, bu, kamu yararına olmayı kim belirliyor? İktidar belirliyor, kendine göre belirliyor. Nerede işine yarayacak bir durum varsa bunun karşısında işte katılımcı olma durumu olmadığı için orada yaşayan, diyelim ki, bu kamulaştırma yapılacak alandaki insanlar bu sürece dâhil edilmediği için, de bu sosyal patlamalara neden oluyor Gezi Parkı direnişinde gördüğümüz gibi ya da işte Karadeniz'de HES projelerine karşı olan direnişte gördüğümüz gibi ve bunlar çoğalacaktır, yani, halk? Siz bu kadar, istediğiniz kadar yasa çıkartın, yasa çıkarmak sizin haklı olduğunuzu göstermez. Yani  diyelim ki "Kanunen burada bizim hakkımız var." demek, sizin haklı olduğunuzu göstermiyor. Sadece siz aslında işçinin, emekçinin, halkın haklarını görmezden gelen ve buna bir baskı politikası uygulayarak, yasalar eliyle baskı uygulayarak kendi lehinize geçirmeye çalışıyorsunuz. Bu, kabul edilebilir bir durum değil; bunun karşısında tepkilerin ortaya çıkması da gayet anlaşılabilir bir durum. O açıdan biz, AKP iktidarına tekrar öneriyoruz -daha bu Meclis çalışacak- lütfen yasa yaparken, kanun yaparken halkın lehineymiş gibi gösterdiğiniz bu meseleleri halkla tartışın, halk karar versin "Bizim lehimize mi, değil mi?" O zaman sorunlar da çıkmayacak ama şimdi halk adına burada karar veriyoruz "Halk adına işte kamulaştırma yapacağız." diyoruz, burasını "kamu yararı" diye ifade ediyoruz ama burada da?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEBAHAT TUNCEL (Devamla) - ?insanları mağdur ediyoruz, bu alanda yaşayanları mağdur ediyoruz. Bu, kabul edilebilir bir durum değil.

Biz önergemizin bu şekilde kabul edilmesini, en azından vatandaşların mağduriyetini gidereceğini düşünüyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)