| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 131 |
| Tarih: | 05.07.2013 |
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; 478 sıra sayılı Teklif'in 35'inci maddesi üzerine vermiş olduğumuz önergeden dolayı söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Müzakere etmekte olduğumuz tasarı bir torba teklif olarak gündemimize gelmiştir. Güncelliğini yitirmiş, ortaya çıkan yeni durumları öngörememiş birçok mevzuatla beraber, çok daha yeni tarihli mevzuatı değiştirmektedir. On bir yıllık iktidarı boyunca iktidar partisi tarafından her seferinde reform, önemli düzenleme, çağdaş yaklaşım diye servis edilen ama kısa bir süre sonra hatalı düzenlendiği için tamir edilmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilen birçok kanun bulunmaktadır. Mesela bu tasarıyla; 2003 tarihli 4982, 2005 tarihli 5411, 2006 tarihli 5464, 2006 tarihli 5488, 2006 tarihli 5502, 2006 tarihli 5510, 2006 tarihli 5520, 2006 tarihli 5525, 2006 tarihli 5543, 2007 tarihli 5602, 2007 tarihli 5651, 2008 tarihli 5737, 2010 tarihli 6093, 2011 tarihli 6102, 2011 tarihli 6114, 2012 tarihli 6328, 2012 tarihli 6331, 2012 tarihli 6312, 2013 tarihli 6446 sayılı kanunlar; 2011 tarihli 638, 659, 660, 633, 635, 639, 644, 645, 649, 652, 655, 663, 664 sayılı kanun hükmünde kararnameler değiştirilmektedir. Tespit edebildiklerimiz bunlar. Böyle bir anlayışı anlamak da, kabul etmek de mümkün değildir. Döneminizde bir kanun makinesi hâline getirdiğiniz Türkiye Büyük Millet Meclisi seri olarak kanun üretmektedir. Çıkarılan kanunlar Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde sürecini tamamlarken muhalefet olarak bizlerin hiçbir değerlendirmemizi dikkate almamaktasınız. Esasa ve usule ilişkin ise itirazlarımız kulak arkası edilmektedir ancak kanunlar yürürlüğe girip itirazlarımızda haklı olduğumuz ortaya çıkınca ya torba kanun tasarısı anlayışına sığınıp kalabalığa ve karmaşaya getirip bu kanunları düzeltmektesiniz ya da ilgisi olmayan bir tasarının arkasına ekleyip düzeltmektesiniz. Öyle bir anlayışın hukuk devletinde yeri olmadığını hatırlatmak isterim. Hukuk devletinde kurallar genellikle yazılıdır ve herkes tarafından önceden bilinir. Siz ise partinizin genel merkezinde bir büroda sizlerden bile habersiz olarak hazırlanmış olan teklif ve tasarıları parmak demokrasisiyle yasalaştırarak bu sürece katkıda bulunmaktasınız. Hatırlatmak isterim ki Türkiye Büyük Millet Meclisini oluşturan milletvekilleri, Türk milletinin vekâleten temsilciliğini yapan, onların ihtiyaç ve sorunlarına cevap vermeye çalışan onurlu ve şerefli birer ferttir. Bu onur ve şerefin gereği olarak, inanmadıkları, doğru bulmadıkları hiçbir düzenlemeye "Böyle emredildi." diyerek el kaldırıp oy kullanmazlar. İktidar partisi grubunun içindeki saygıdeğer milletvekillerinin bu anlayış içerisinde hareket edeceklerine olan ümidim hâlâ mevcuttur.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; bu şekilde arızalı olarak yasalaşan teklif ve tasarıların yani kanunların uygulanmasında da arızalar mevcuttur. AKP hükûmetleri sayesinde yasaların uygulanmasında da bir standart ve eşitlik kalmamıştır. Örneğin, parasız eğitim isterken açılan pankartlar suç ama bölücü terör örgütünün pankartlarını, örgütün eli kanlı katillerinin resimlerini taşımak suç olmaktan çıkarılmıştır. Örneğin, Gezi Parkında oturma eylemi yapmak ağır suç, 21 Mart nevruzunda meydanlarda teröristlerin devlete meydan okuması suç olmaktan çıkarılmıştır. Örneğin, devletimizin topraklarının bir bölümünden Amet ya da Kuzey Kürdistan diye bahsedilmesi suç olmaktan çıkarılmıştır. Örneğin "Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı" diye yapılan ihanet toplantısında bağımsızlık talep etmek suç olmaktan çıkarılmıştır. Dolayısıyla, Parlamentodaki böyle bir iktidar partisi anlayışına böyle bir uygulama yakışır. İktidar partisi hem yasaları kötü yapmaktadır hem de kötü uygulamaktadır ve bu kötü uygulamalar bizleri büyük bir endişeye sevk etmektedir. Hükûmetse bu endişelerimize karşı oldukça bigânedir. Hükûmet artık söylemlerinde, resmî evrakında "terör örgütü" bile diyememektedir. Hükûmetin bu yanlış politikaları milletimize bir bedel olarak dönecektir.
Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak gerekli uyarıları yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Uyarılarımıza kulak asmayan Hükûmet ve Hükûmetin yanlış politikalarına destek veren herkes, millet önünde, tarih önünde ve Yüce Yaradan'ın huzurunda hesabını verecektir.
Bu düşüncelerle, önergemizin kabulünü diler, Türk milletinin milletvekillerini saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)