GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GEÇİCİ GÖREV GÜCÜ BÜNYESİNDE TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN 5 EYLÜL 2013 TARİHİNDEN İTİBAREN BİR YIL DAHA UNIFIL HAREKÂTINA İŞTİRAK ETMESİ HUSUSUNDA ANAYASANIN 92'NCİ MADDESİ UYARINCA HÜKÛMETE İZİN VERİLMESİNE DAİR BAŞBAKANLIK
Yasama Yılı:3
Birleşim:132
Tarih:06.07.2013

AK PARTİ GRUBU ADINA VOLKAN BOZKIR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü'ne sağladığı kuvvet katkısının bir yıl daha uzatılması hakkında yüce Meclisimizin onayına sunulan Hükûmet tezkeresinin gerekçelerini AK PARTİ Grubu adına açıklamak amacıyla söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü UNIFIL, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 11 Ağustos 2006 tarihinde kabul ettiği 1701 sayılı Karar'la kurulmuştur. Lübnan makamlarının doğrudan talepleri ve bölgedeki güvenlik koşulları da dikkate alınarak Hükûmetimizin önerisi üzerine yüce Meclisimiz 5 Eylül 2006 tarihinde aldığı 880 sayılı Karar'la Türkiye'nin hudut, şümul ve miktarı Hükûmetçe belirlenecek Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının UNIFIL'e iştirak etmelerini onaylamıştır. Bu çerçevede UNIFIL güçlerine dâhil olan Türkiye Silahlı Kuvvetleri unsurları Ekim 2006'dan itibaren bölgeye konuşlandırılarak görevlerine başlamışlardır. UNIFIL'e katılan birliklerimizin masraflarının geri ödenmesi konusunda Türkiye ve Birleşmiş Milletler sekretaryası arasında mutabakat muhtırası ve yardım mektupları imzalanmıştır. Bu çerçevede askerî unsurlarımızın masrafları Birleşmiş Milletler tarafından ödenmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin 2006 yılında yaşanan, geniş bir bölgeye yayılma ve ciddi boyutlar kazanma istidadı  gösteren İsrail-Lübnan savaşına son verilmesi ve ateşkes sağlanması için yoğun gayretler gösterdiği malumlarınızdır. UNIFIL'e yaptığımız kuvvet katkısı da bu gayretlerin bir nişanesini oluşturmaktadır.

1701 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararında UNIFIL'in görev süresi geçici olarak bir yıl olarak belirlenmiş, bu sürenin gerekli görülmesi hâlinde her yıl uzatılması da öngörülmüştür. Bugüne kadar Lübnan-İsrail sınırında istikrar ve güvenliğin sağlanmasına önemli katkılarda bulunan UNIFIL'in görev süresi bugüne kadar 6 defa uzatılmıştır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin UNIFIL'in görev süresini Ağustos 2013 itibarıyla bir yıl daha uzatması beklenmektedir. Yüce Meclisimizin UNIFIL'e askerî unsurlarımızın iştirakini temin eden yetkilendirmesinin süresi ise 5 Eylül 2013 tarihinde dolacaktır. Bu yetkilendirmenin UNIFIL'in görev süresine paralel şekilde uzatılması gerekmektedir. Bu çerçevede Hükûmetimiz yüce Meclisimizin çalışma programını da dikkate alarak ülkemizin katkı süresinin UNIFIL'in görev yönergesiyle eş güdüm içinde uzatabilmesini teminen Anayasa'mızın 92'nci maddesi uyarınca yüce Meclisimizden vakitlice izin istemiş bulunmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz siyasi, ekonomik ve beşerî planda Mağrip'ten Bereketli Hilal'e uzanan geniş Akdeniz havzası ile yüzyıllara dayanan ortak bir geçmişe sahiptir. Tarihin doğal akışı uyarınca, geleceğimiz, içinde yaşadığımız bu bölgenin kaderinden ayrı düşünülmemelidir. Bölgesel istikrar, güvenlik ve barış ile bağlantılı her türlü gelişmenin iç ve dış politikamız üzerinde önemli yansımaları şüphesiz ki olacaktır. Dolayısıyla, yakın çevremizde olup biten gelişmelere kayıtsız kalmamız mümkün değildir. Son dönemde bölgemizde yaşanan gelişmeler Türkiye'yle bölge ülkelerinin esenlik ve dirliğinin birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini bir kez daha göstermiştir. Bu anlayıştan hareketle Hükûmetimizin dış politikası ülkemizin etrafında bir barış, güvenlik, istikrar ve refah kuşağının oluşturulmasını hedefleyegelmiştir. Sürdürülebilir istikrarın bölge halklarının meşru talepleri doğrultusunda barışçıl ve düzenli demokratik dönüşüm süreçlerinin tamamlanması yoluyla tesis edilebileceğini ülkemiz her fırsatta dile getirmektedir. Esasen millî çıkarlarımızın ve ulusal güvenliğimizin savunulması ve ilerletilmesinin ancak bölgemizde barış, istikrar ve güvenliğin tesisine aktif katkı sağlayarak hayata geçirilebileceği de açıktır. Bu anlayışla hareket eden Hükûmetimiz, uluslararası meşruiyeti haiz olan ve uluslararası toplumun ortak iradesini yansıtan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı Kararı'nda öngörülen amaçlar doğrultusunda, Lübnan'da görev yapan Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü UNIFIL'e kuvvet katkısında bulunmaya devam etme iradesine sahiptir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerek Orta Doğu ve Akdeniz havzasına yönelik dış politikamız bağlamında gerek Suriye'deki gelişmelerin seyri bakımından Lübnan ile özel ilişkilerimiz mevcuttur. Esasen Lübnan, tüm bölgenin istikrarı bakımından kilit konumda bulunan ve uluslararası toplum tarafından yakından izlenen önemli bir ülkedir. Lübnan'da barış ve istikrarın korunması bölgemizin değişim sürecinde kritik önemdedir. Yüce Meclisimizin UNIFIL'de görev yapan askerlerimizin görev süresinin uzatılması konusunda Haziran 2012'de aldığı son karardan bu yana Lübnan'da önemli gelişmeler olmuştur. Suriye'deki gelişmelere bağlı olan dış etkenler Lübnan'ın iç istikrarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Son dönemde Hizbullah'ın, artan ölçüde, Suriye rejimine destek vermesi ve Suriye'deki iç karışıklığın başta mülteci akını olmak üzere Lübnan'a olumsuz yansımaları ülkedeki siyasi tartışmaların ana gündem maddesini oluşturmaktadır. Bu kapsamda, Lübnan'daki etnik ve dinî gruplar arasında dönemsel gerginlikler yaşanmaktadır. Suriye rejimi Suriye halkına uyguladığı mezalim yetmiyormuş gibi son aylarda komşu ülkelere yönelik de mütecaviz bir tutum benimsemiştir. Bunu en fazla hisseden ülkelerin başında da Lübnan gelmektedir. Öyle ki Suriye rejimi mütemadiyen Lübnan'ın egemenlik ve toprak bütünlüğünü ihlal edecek şekilde askerî operasyonlar icra etmekten de geri durmamaktadır.

Öte yandan, Ağustos 2012'de Lübnan'da fidye amacıyla kaçırılan 2 vatandaşımız tarafımızdan yapılan yoğun girişimler ve Lübnan makamlarının çabası sonucunda eylül ayı içerisinde serbest bırakılmışlardır. Aynı dönemde, Suriye'den otobüsle geçiş yapan 11 Lübnan vatandaşı Suriyeli muhalif unsurlar tarafından kaçırılmış, bu kişilerden 2'si ülkemizin de girişimleriyle bilahare serbest bırakılmıştır. Hâlen Suriye'de rehin durumunda bulunan 9 Lübnan vatandaşının serbest bırakılması sürecinde Lübnan makamlarıyla bilistişare, her türlü katkı imkânlar ölçüsünde verilmektedir.

Lübnan gündeminin ön sıralarında yer alan bu durum bağlamında rehin tutulan kişilerin aileleri kamuoyu yaratmaya matuf, münferit gösteriler düzenlemişlerdir. Lübnan makamları bu süreçte ülkemizle tam bir iş birliği içinde hareket etmiş ve istenmeyen hadiselerin yaşanmasına imkân verilmemiştir.

19 Ekim 2012 tarihinde Beyrut'ta meydana gelen terör eyleminde aralarında İç Güvenlik Kuvvetleri İstihbarat Dairesi Başkanı Tuğgeneral Visam Hasan'ın da bulunduğu 8 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından Başbakan Mikati Cumhurbaşkanı Süleyman'a istifasını sunmuş ancak Cumhurbaşkanı Süleyman ülkenin içinde bulunduğu hassas durumu göz önüne alarak bu istifayı kabul etmemiştir.

Ülkede istikrarın korunması amacıyla Cumhurbaşkanı başkanlığında Ulusal Diyalog Toplantıları sürecinin canlandırılması çalışmaları devam etmektedir.

Son durumda, Cumhurbaşkanı Süleyman, Tammam Salam'ı yeni hükûmeti kurmakla görevlendirmiştir.

Lübnan'da seçim sisteminde değişiklik yapılmasına dair uzun tartışmaların ardından, Lübnan Meclisinin 31 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleştirilen Genel Kurulunda Meclisin görev süresi on yedi ay yani 20 Kasım 2014 tarihine kadar uzatılmıştır.

Diğer taraftan, Lübnan'da, sonuncusu 23 Haziran'da Sayda'da olmak üzere geçtiğimiz dönemde farklı mezhep grupları arasında aralıklarla silahlı çatışmalar yaşanmış, ancak Hükûmetin, Lübnan halkının ve Lübnan ordusunun sağduyulu tavrı neticesinde çatışmaların büyümesi önlenmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Lübnan'da gelişmeleri yakinen takip etmekteyiz. İç siyasi tartışmaların Lübnan halkının tüm kesimlerini ortak bir paydada buluşturacak şekilde ve suhuletle yürütülmesinin büyük önem taşıdığını her fırsatta dile getirmekteyiz.

Lübnan'daki gelişmelerin, Suriye sorununun bölgesel barış ve güvenliğe yönelttiği tehdidin vahametiyle doğrudan ilintili olduğunun tekrar altını çizmek istiyorum. Suriye'de rejim, Lübnan içindeki belirli siyasi ve askerî unsurların da yardımıyla, en başta Lübnan'a zarar verecek tehlikeli adımlar atmaya yönelmiştir. Suriye'deki çatışmalara Hizbullah'ın müdahil olması, gerek Lübnan'ın gerek bölgemizin güvenlik ve istikrarına yönelik ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Böyle bir dönemde Lübnan'da toplumsal uyumun korunması her zamankinden daha da önem kazanmıştır. Bu açıdan Lübnan'ın kendini Suriye krizinden uzak tutmaya özen gösteren politikasını destekliyoruz.

Bölgemizde tehlikeli boyutlara ulaşan ve en önce Suriye'deki rejimin körüklediği mezhepçiliği dikkate alarak, Lübnan'daki gelişmeleri yakından izliyoruz. Ulusal diyalog arayışının mevcut sorunların aşılmasına ve Lübnan'daki barış içinde bir arada yaşama kültürüne katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Tüm Lübnanlı muhataplarımız nezdinde, birlik ve beraberlik içinde, "Lübnanlı" bilinciyle hareket edilmesi mesajını kuvvetle vurguluyoruz.

Lübnan'ın sosyopolitik dokusunun hassas dengeler üzerinde kurulu olduğu bir vakıadır. Özellikle Suriye'de rejimin izlediği tedhiş ve terör siyasetinin bölgesel yansımalarının Lübnan'ı derinden etkileyebileceği daima hatırda tutulmalıdır. Böyle bir ulusal ve bölgesel konjonktürde, Lübnan'da huzur ve sükûnetin korunması her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Bu nedenle, UNIFIL'in bugüne kadar başarıyla ifa ettiği görevinin devamına da ihtiyaç bulunmaktadır.

Zira, UNIFIL'in göreve başlamasının ardından Lübnan-İsrail sınırında ve bölgede sağlanan güvenlik ve istikrar ortamı sürmektedir. Taraflar, 1701 sayılı Karar çerçevesinde tesis edilen ateşkese uymuşlardır. Lübnan ordusu güney Lübnan'a konuşlanmış ve UNIFIL görev yönergesi ile hareket konsepti ve angajman kurallarında tanımlanan işlevleri çerçevesinde barış, güvenlik ve istikrarın idamesine katkıda bulunmayı sürdürmüştür.

Türkiye'nin Lübnan'da barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik somut katkıları Lübnan'la ikili ilişkilerimizin her veçhesine olumlu etki yapmaktadır. UNIFIL'e verdiğimiz kuvvet katkısı Lübnan halkı tarafından da desteklenmektedir. Türkiye UNIFIL'e yaptığı katkılarla barışı koruma harekâtının etkin biçimde icrasında önemli işlev üstlenmiştir. Böylece hem Birleşmiş Milletler sistemi içinde hem bölgesel ve küresel ölçekte görünürlüğünü artırmıştır. UNIFIL'de görev yapan birliklerimizin üstün performansı diğer katılımcı ülkeler tarafından da takdirle karşılanmaktadır. Mevcut durumda uluslararası toplumun, bölgemizde çok kültürlülüğün, karşılıklı saygı ve hoşgörünün demokratik mekanizmalar işletilmek suretiyle hayata geçirildiği nadir ülkelerden olan Lübnan'ı yalnız bırakmaması hayati önem taşımaktadır. Bu amaçla, UNIFIL'in katkısıyla sağlanan istikrar ortamının sürdürülmesi gereklidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yukarıda belirttiğim hususlar ışığında Lübnan'ın barış ve istikrarının korunmasını teminen Türkiye'nin de uluslararası hukuka uygun çabalara katkıda bulunmaya devam etmesi tabiidir. UNIFIL'e sağladığımız katkının süresinin bir yıl olup uzatılması vesilesiyle ülkemiz, Suriye'deki çatışmaların yansımalarının bölgesel ölçekte daha fazla hissedildiği bir ortamda Lübnan devleti ve halkıyla dayanışma içerisinde olduğunu ve desteğini sürdürdüğünü de teyit etmiş olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son vermeden önce çok önemli gelişmelerin yaşanmakta olduğu Mısır'a da değinmek istiyorum. Türkiye, Mısır'da 25 Ocak devrimiyle başlayan demokratik dönüşümü yürekten desteklemiş ve demokrasi yürüyüşünde dost ve kardeş Mısır halkının yanında yer almıştır. Mısır'da meydana gelen gelişmeleri bu bağlamda kaygıyla izliyoruz. Mısır'daki durum Mısır Silahlı Kuvvetlerinin bir askerî darbe ile Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi görevden uzaklaştırması ve anayasayı askıya alması ile son derece hassas ve endişe verici bir aşamaya ulaşmıştır. Mısır tarihinde ilk defa hür ve uluslararası gözetimde yapılmış olan bir seçimle seçilmiş bir Cumhurbaşkanının görevinden seçim dışı yollarla ve bir askerî darbeyle uzaklaştırılmasını, gözaltına alınmasını demokratik hiçbir ülkenin anlaması ve kabul etmesi mümkün değildir. Sandık, demokrasinin namusudur; bunu herkesin, özellikle de Mısır'daki gelişmeleri darbe olarak nitelendirmekten dahi kaçınan Avrupa Birliği ülkelerinin bilmesi ve özümsemesi gereklidir. Elli yıldır demokrasiye yapılan müdahalelerden çok çekmiş ve bunun acılarını uzun zaman yaşamış bir ülke olarak Mısır'daki askerî darbeyi kınıyoruz ve seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi'ye ve Mısır halkının demokratik tercihlerine bu yeni dönemde gereken saygının gösterilmesini bekliyoruz.

Bu meyanda, dost ve kardeş Mısır halkının 25 Ocak 2011 devrimiyle başlattığı demokratikleşme sürecinin başarıya ulaşması için, yönetime el koyan askerî konseyi ve Mısır'daki tüm tarafları sağduyuyla hareket etmeye, hukukun ve demokrasinin üstünlüğü ilkesine saygı duymaya ve en kısa zamanda tüm partilerin yer alacağı serbest ve adil bir seçim düzenleyerek demokratik düzeni yeniden tesis etmeye davet ediyoruz. Mısır'ın bu sayede, en kısa sürede gücünü anayasal meşruiyetten alan, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygılı bir sivil yönetime kavuşmasını temenni ediyoruz.

Türkiye her zaman olduğu gibi dost ve kardeş Mısır halkının yanında olmaya ve Mısır'da demokrasinin yeniden tesisi için tüm gücünü kullanmaya, Mısır'ın siyasi istikrarına, birlik ve beraberliğine ve ekonomik kalkınmasına destek vermeye devam edecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bölgemizle ilgili olarak çizmeye çalıştığım bu tablo ışığında ve Lübnan'la ikili ilişkilerimiz ve bölgedeki güvenlik koşulları da göz önünde tutularak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin, UNIFIL'in görev süresinin uzatılması yönünde karar alması durumunda hudut, şümul ve miktarı Hükûmetçe belirlenecek Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, 1701/2006 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı ve 880 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı'yla tespit edilen ilkeler kapsamında, 5 Eylül 2013 tarihinden itibaren bir yıl daha UNIFIL deniz görev gücüne iştirak etmesi ve bununla ilgili gerekli düzenlemelerin Hükûmet tarafından yapılması için Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca izin verilmesini yüce Meclisin takdirlerine sunuyorum.

Saygılarımla. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)