| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 133 |
| Tarih: | 07.07.2013 |
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
AKP Hükûmetinin, sadece içeride değil aynı zamanda ülke dışında da ülkemizin öncelikli gündem maddeleri yerine kendi gündemini oluşturmak üzere bazı konuları ön plana çıkarma ve suni gündemlerle dikkatleri başka alanlara çekme gayretleri devam ediyor.
Mısır'daki askerî darbe, Mısır halkının iradesini askıya alan antidemokratik, insan haklarına aykırı bir hareket, millî iradenin alenen gasbedilmesi. Darbelerin getirdiği sıkıntıyı en iyi milletimizi bilir. Bundan dolayı, Allah'a şükür, milletimizin, en azından kahir ekseriyetinin sadece darbelere karşı bir doğal refleksi vardır. Darbeyi desteklemek hiçbir partiye bir şey kazandırmayacağı gibi, bu hâlde milletin şamarını da, ebediyen izleri silinmemek üzere yiyecektir.
Değerli milletvekilleri, darbe ne kadar tehlikeli ne kadar riskli ise toplum hayatı açısından, her an darbe yapılacakmış, her an Türkiye bir darbe tehlikesi altındaymış gibi bir hava yaratmak, bir söylem içine girmek de bir o kadar tehlikelidir, Hükûmetin öz güven eksikliğine delalettir. Bu korkunun milletin yüreğine yerleştirilmesi gibi zararlı neticeleri ortaya çıkaracaktır.
Ülke gündeminin normalleşmesi lazım, millî gündemine dönmesi lazım. "Cambaza bak, cambaza" oyunu oynanırken ülkemizi yakından ilgilendiren hususlara maalesef uzak duruyoruz. Bizden müspet adımlar bekleyen, Türkiye'yi çare gören soydaşlarımız seslerini bizlere duyurmakta zorlanıyor. 26 Haziran 2013'te Doğu Türkistan'ın Turfan şehrinde başlayan, Hoten ve Urumçi'ye sıçrayan insanlık dışı katliam ve olaylardan bahsediyorum. Bağımsız Doğu Türkistanlılar Derneğinin Genel Başkanı Sayın Abdulmecit Avşar feryat ediyor soydaşlarımızın sesini Türkiye'ye duyurmak için. Turfan'da 7 yaşındaki bir Uygur çocuğunun Çinliler tarafından âdeta doğranmasıyla başlayan olaylarda yüzlerce Uygur Türkü öldürülmüştür. Bu vahşet insanlık tarihinin yüz karasıdır. Birçok ana baba evladını yitirmiş, bir o kadar çocuk da öksüz ve yetim kalmıştır. Mübarek ramazan ayına girerken bu Müslüman Türk vahşetini görmezlikten gelemeyiz. Hele hele her fırsatta büyük devlet olduğunu iddia edenlere sözümüz odur ki bu suskunluk, bu kabullenilmişlik büyük devlet tavrı değildir. Kendinizi kandırmayın, milletimizi de kandırmayın. Doğu Türkistan'da yaşanan olaylara karşı dünya kör ise bu Çin'in sahip olduğu ekonomik ve siyasi nüfuzdan kaynaklanmaktadır. Bu ülkelere elbette söylenecek şeylerimiz olacak. Ancak kendisinin sessiz kaldığı, olaylara sırtını dönen bir Türkiye'nin böyle bir hakkı olabilir mi? Sessiz kalmaz ise Avrupa en fazla birkaç milyon dolar kaybedecektir ama kendi soydaşları ile ilgili olarak "üç maymun"u oynayan Türkiye, tarihine karşı suç işler, insanları karşısında itimadını yitirir ve gelecekteki iddialarından vazgeçmiş olur. Açık bir vahşet yaşanıyor Turfan'da, Hoten ve Urumçi'de. Silahsız insanlara karşı Çin ordusu ağır silahlar ve tanklarla mukabele ediyor ve Müslüman Uygur Türklerini keyfî olarak öldürüyor. Hani, zulüm karşısında susan dilsiz şeytandı. Gücümüz yettiğince elbette Mısır'daki, Filistin'deki tüm Müslümanlara sahip çıkalım Arap dünyasını da harekete geçirerek ama değerli arkadaşlar, Uygur Türklerinin bizden başka kimsesi yok ve Türkiye sessiz kalıyor. Cumhurbaşkanı sessiz, Başbakan sessiz, Dışişleri sessiz. Varsa yoksa Mursi, varsa yoksa Mısır darbesi. Türkiye, tarihî misyonundan uzaklaşmamalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak hem yetkilileri göreve davet ediyor hem de milletimizi demokratik tepkilerini vermek üzere her demokratik platformu kullanmaya çağırıyoruz.
Dünyanın bir ucunda soy birliği ve din birliği içinde olan ve bizden yardım bekleyen kardeşlerimize, hiç olmazsa, Somali'ye, Myanmar'a, Kahire'ye, Gazze'ye gösterdiğimiz duyarlılığı sergileyelim. Bu suskunluğun bedeli, unutmayalım ki, hem bu dünyada milletimiz tarafından hem de ruzimahşerde Yüce Yaradan tarafından sual edilir.
Vebal, bu ülkeyi, bu milleti dünyanın her tarafında zulüm içinde hayatlarını sürdürmeye devam eden soydaşlarımızı kucaklamayan iktidarın üzerinde kalacaktır diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)