GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:133
Tarih:07.07.2013

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

478 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 73'üncü maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi olarak vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bu maddeyle Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği çalışanları da kapsam içerisine alınıyor. Yani 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname yeniden bir düzenleme içerisine giriyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde kanun hükmünde kararname yanlışları maalesef devam ediyor sayın milletvekilleri. Geçmiş dönemlerde, özellikle bizler, muhalefet olarak müteaddit defalar "Kanunlar Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülsün, ondan sonra çıkarılsın." dediğimiz zaman, bunlar maalesef bir kabul görmedi. Akabinde de çıkarılmış olan kanun hükmünde kararnamelerin birçoğu çeşitli defalar, işte, torba kanunlarla veya diğer birtakım getirilen kanunların içerisine konularak değiştirilmeye çalışılıyor, şu anda yapılan da budur. Yani kamu personel rejimi her geçen gün değiştirilerek bir şekilde getiriliyor.

Hâlbuki, biliyoruz ki Devlet Personel Başkanlığında çok değerli uzman arkadaşlar var. Yani burada o Devlet Personeldeki uzman arkadaşların bir araya getirilerek hepsinin, bütün, ne kadar kamuda çalışan insan varsa bunların hepsinin bir araya getirilip, onların, belirli bir torba şeklinde değil de hakiki bir düzenleme içerisinde getirilmiş olması ve sorunlarının çözülmüş olması herhâlde daha doğru olabilirdi. Ancak, maalesef, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, tek başına iktidar olmuş olmasına rağmen, sorunların hepsini pansuman tedbirler içerisinde çözmeye çalışmakta ve akabinde de yeniden çeşitli değiştirmeler içerisine girmektedir.

Bakınız, kamuda sağlıklı ve tutarlı bir personel rejimi maalesef bu zamana kadar uygulanmamıştır. Personel rejimi nesnellikten uzaklaştırılmış, istihdam rejimi bozulmuştur. 657 sayılı Kanun geçici işlerin ifası için istisnai hâllere münhasır olmak üzere sözleşmeli ve geçici personel istihdamını mümkün kılmıştır. AK PARTİ döneminde bu istisnai uygulamalar asıl istihdam şeklinin, maalesef, önüne geçmiştir.

Saygıdeğer milletvekilleri, burası çok önemlidir: Bakınız, çocuklarımız aylarca, günlerce çalışıyorlar, kurslara gidiyorlar, okullarını bitirmişler ve bunlar "İşe gireceğiz, memur olacağız." şeklinde bir heves içerisinde çalışmalarına devam ediyorlar; aileler de aynı şekilde ama ne yapıyoruz? 4/B ve 4/C şeklinde, bilhassa 4/C değil de 4/B şeklinde bunları istihdam ediyoruz. Akabinde de yakın bir zamanda -zaten her iki yılda bir seçim oluyor- seçim öncesinde, seçime münhasır olmak üzere, bunları kadrolara alıyoruz. Tabii, burada şimdi adaletsizlik meydana gelmiyor mu? Burada çok büyük bir haksızlık meydana geliyor. Yani işte, çalışan çocukların hakları, çok yüksek puan almış olmalarına rağmen, maalesef bir kenara bırakılıyor ve onlar 4/B kapsamı içerisine alınıyor ve akabinde de tek tek kadroya geçiriliyor. Hâlbuki şu anda, ülkemizde bu yönlü olarak çok büyük sıkıntılar içerisinde olan insanlar da var. Gerçi, ben 4/B kadrosuna geçen insanlara bir şey demiyorum. 4/B'lilere şimdi, şu an itibarıyla, bu kanun içerisinde kadro verildi. Doğru bir kanundur, verilmesi gerekebilir ama şu anda, atanamayan öğretmen çocuklarımız var, yine okullarını bitirmiş bir sürü insanımız var. Bu çocuklarımız acaba ne yapıyorlar? Bu çocukların bir kısmı gidiyor garsonluk yapıyor, bir kısmı gidiyor başka işler yapmaya çalışıyor, büyük bir kısmı da psikolojik bunalım içerisinde. Tabii sadece bunlar mı? Hayır, değil. Yani şu anda 4/C kapsamı içerisinde bulunan insanlarımız var. 4/C kapsamındaki insanlar da kadro verilmesini bekliyorlar veyahut da diğer işte, sözleşmeli olarak çalışanlar, bu kapsam içerisine girmeye çalışıyorlar.

Bakınız, şu anda, torba kanun görüşülürken hepimize, bütün milletvekillerinin hepsine müteaddit yerden, devamlı olarak telefonlar geliyor: "Bu kanunun içerisine nasıl girebiliriz? Bizleri nasıl alabilirsiniz? Bununla ilgili önerge verildi mi?" diye bir söylem içerisindeler. Dün de yine, kapıda, vekil imamlar gelmiş, hepsi orada bekliyorlardı.

Yani, sonuçta şurası bir gerçektir ki burada büyük bir adaletsizlik yapılıyor. 4/C kapsamındaki TEKEL işçileri? Bakınız, bu insanlara "Biz sizlere iş verdik, on bir ay çalıştınız." deniyor. Saygıdeğer milletvekilleri, zaten bu insanlar, TEKEL işçileri kadrolu değil miydi daha önceki zamanlarda? Bunlar, özelleştirme kapsamı içerisinde işte, bir kenara konuldular ve almış oldukları maaşın çok altında maaşlarla hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar ve büyük bir kısmı da emekliliği bekliyor. Öyleyse burada bir yanlışlık vardır ama o yanlışlık maalesef yine, pansuman tedbirlerle geçiştirilmeye çalışılıyor. Sadece onlar mı? Hayır, değil. Şu anda, ülkemizde, birçok kesimde çok ciddi manada psikolojik sıkıntılar vardır. Bakınız, son on yılda, çok büyük sayıda, neredeyse -25 bin nüfuslu bir kasabayı düşünün- 25 bin nüfuslu bir kasaba intihar etti, yok oldu. Yani, şu anda, saygıdeğer milletvekilleri, 25 bin kişi intihar etmiştir, biliyor musunuz? Bunun içerisinde polis memurları vardır, bunun içerisinde askerlerimiz vardır, bunun içerisinde işsiz gençlerimiz vardır, bunun içerisinde işte, ekmeğini almak için yıllarca okumuş, mücadele etmiş fakat bir türlü ekmeğini bulamamış insanlar vardır ve bunların yaşları da 15 ila 34 arasındadır. Yani, bir adaletsizlik ve haksızlık yapılıyorsa bu haksızlığın da mutlaka düzeltilmesi gerekir ama bakıyoruz ki düzeltilme değil, yine pansuman tedbirlerle geçiştirilmeye çalışılıyor.

Önergemizin kabulünü bekliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)