| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 133 |
| Tarih: | 07.07.2013 |
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, söz almayı istememdeki asıl neden, dün yapılan saldırıyla, palalı saldırıyla gözaltına alınan ve tutuklamaya sevk edilen 4 kişinin bugün serbest bırakılmasıyla ilgili hukuki nitelendirmede bir hata olduğunu, bir danışıklı dövüş yapıldığını ve gerçek anlamda bu insanları cezalandırmak kastıyla herhangi bir şekilde haklarında soruşturma açılmadığını anlatmak amacıyla burada söz alıyorum.
Şimdi, bu şahısların ifadelerini basına yansıttılar. Şahıslar diyorlar ki: "Biz, herhangi bir şekilde saldırmadık kimseye ve bu arada da bize herhangi bir şekilde polis bir uyarıda bulunmadı ve polise direnmedik." Aynen verdikleri ifade şu şekilde: "Bu sırada çevik kuvvet geldi, bize `Siz içeri geçin, çekilin, biz geldik' dedi, biz de iş yerimize girdik, kesinlikle polise direnmedik. Zaten polisle aramızda herhangi bir sorun yaşanmadı."
Bütün ifadeler bu doğrultuda ama savcının tutuklamaya sevk maddesi "Kasten yaralama ve aynı zamanda da polise direnme." Görevli memura mukavemetten gönderiyor savcı.
Yalnız görülüyor ki aslında, polis onlara herhangi bir şekilde, "Bu işlemleri yapmayın, elinizdeki şeyi bırakın." diye bir önlem almaya çalışmamış. O palalarla bu insanlar, kadın, çoluk çocuk demeden, insanların üzerine saldırıyorlar ve polis en ufak bir önlem almıyor, daha onların sırtını sıvazlıyor.
Hepimiz bugünkü görüntüleri izlemişizdir, ana haber bültenlerinde verildi. Polis sadece onları elinin şeyiyle itiyor ve "Yerinize girin." diyor, onların da ifadeleri böyle. O zaman, öncelikle, bu polisler hakkında görevi kötüye kullanmaktan kesinlikle soruşturma açılması ve cezalandırılmaları yolunda gereken işlemin yapılması gerekiyor. Bu konuda sayın bakanların ve sizlerin hepinizin bu duyarlılığı göstermeniz gerekiyor çünkü bunun yolu açıldığı takdirde, palayla, satırla insanlar saldırıya başladığı takdirde, bunun yolu nereye kadar gidecek? Orada hepimiz gördük, o satırla bir kadına saldırdı, eğer yanlış bir açıdan yapmış olsaydı ne olacaktı? O kadın belki orta yerinden bölünecekti, bağırsakları ya da başkaca organlarının tümü zarar görmüş olacaktı.
RECEP ÖZEL (Isparta) - O kadar da değil ya!
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Recep Bey, iyi baksaydınız. Şöyle değil de şu açıdan vursaydı ne olabileceğini hepimiz görüyoruz.
Şimdi, bu suç nitelendirmesi kasten yaralama olarak belirlenmiş. Kasten yaralama ama aynı zamanda, silahla olduğu takdirde tutuklanma sebebi aslında ama ne yazık ki savcı, dostlar alışverişte görsün diye böyle nitelendiriyor. Savcı da diyor ki "Suç vasfı tutuklamayı gerektiren bir şey değil." Ama, asıl suç vasfının ne olması gerektiğini hepimiz, biz biliyoruz: Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit. Bu eğer silahlı olursa altı yıla kadar cezası var. Şimdi, siz suç nitelendirmesini hatalı yapıyorsunuz, "kasten yaralama" diyorsunuz, "Bu da zaten tutuklamaya neden olacak bir şey değil." diyorsunuz ve bu insanları serbest bırakıyorsunuz.
İÇİŞLERİ BAKANI MUAMMER GÜLER (Mardin) - Diyen kim?
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Asıl cezalandırılması gereken madde bu olmasına rağmen, ne savcı bunu bu şekilde nitelendiriyor ne hâkim resen bunu göz önünde tutuyor ve serbest bırakıyor. Aynı zamanda, polisler de görevini yapmadığı hâlde, hiçbir şekilde soruşturma açılmıyor.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Yargının işi?
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - O zaman, bundan sonra herkes eline sopayı alacak, satırı alacak, bıçağı alacak, her önüne gelene saldıracak, ondan sonra da koruma altına alınacak, öyle görünüyor. Öyle yapmayı istiyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Sen alma da!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Ya, öyle bir şey yapmıyoruz. Beraberce yapalım? Burada bizi niye taraf yapıyorsunuz?
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Arkadaşlar, neden itiraz ediyorsunuz? Görünmedi mi bu, görmediniz mi, neden itiraz ediyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen sayın hatibe müdahil olmayalım.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Artık, polisin yapmasını değil, vatandaşın yapmasını istiyorsunuz, vatandaşı tahrik ediyorsunuz ve vatandaşları birbirine kırdırmaya çalışıyorsunuz.
HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) - Yuh artık!
RECEP ÖZEL (Isparta) - Hayır, hayır?
MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) - Esnafı siz bıktırdınız!
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Eğer böyle devam ederseniz iç savaşa doğru bu ülkeyi sürüklüyorsunuz, sürüklemeye çalışıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri?
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Hepiniz gerçeği gördüğünüz hâlde, bunları görmezlikten geliyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen?
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Ayıp artık ya, ayıp! Bu kadar da olmaz! (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından "Sana ayıp!" sesleri)