| Konu: | MHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN, (10/632) ESAS NUMARALI, KÜTAHYA MİLLETVEKİLİ ALİM IŞIK VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN GÖÇ VEREN İLLERDE GÖÇE NEDEN OLAN SORUNLARIN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLEN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GÖRÜŞMELERİNİN, GENEL KURULUN 8 TEMMUZ 2013 PAZARTESİ GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 134 |
| Tarih: | 08.07.2013 |
VURAL KAVUNCU (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin göç veren illerde yaşayan kişiler ve şehirlerle ilgili sorunlar yönünde verdiği araştırma önergesiyle ilgili grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, göç insanlık tarihi kadar eski bir gerçektir. Herkes eskiden, geçmişte tarım ve hayvancılık açısından daha elverişli alanlara gitmek? Doğal kaynakların artan nüfusu beslemeye yeterli olmadığı yerlerden daha iyi yerlere doğru göçler olagelmiştir. Tabii, göçlerin çok daha değişik, siyasi nedenleri de olabilir. Göç ülkemizin de bir gerçeğidir. Geçmişe baktığınızda, İstanbul "Taşı toprağı altın." diyerek 8 milyon nüfustan yakın bir zaman içerisinde, 14 milyon nüfusa eğer tırmandı ise bunu, metropollerin ve çarpık kentleşmenin de bir örneği olarak bu sorunu ortaya koymak gerekir. Göçün sadece iller arasında değil, il içinde, kırsaldan kente doğru da bir akım olduğu gerçektir.
Peki, bununla ilişkili Hükûmetimiz döneminde neler yapılmıştır ben kısaca bunlardan bahsetmek istiyorum. Öncelikle, göç neden olur, buna bakarsak sorunların çözümünde neler yapıldığını daha iyi anlamış olacağız. Eğer tarım alanları yetersizse, erozyonu önleyemezseniz, toprak verimsiz hâle gelirse köylünün karnı doymaz, kırsaldan kente göç eder. Eğer iş imkânları azalırsa, yatırımlar dengesiz olursa, eğitim ve sağlık hizmetlerinde yetersizlik olursa, evet, kentlere göç olur. Ekonomik istikrarsızlıklar, sosyal problemler, güvenlik sorunları göçün, gene, temel nedenidir. Özetle, kişiler yaşadıkları yerlerde karınları doymaz, mutlu olmazlar, sağlıklı bir çevre, çağdaş bir kentte yaşamazlarsa bir göç olur.
Ben, özelde kendi seçim bölgem olan Kütahya'dan da biraz bahsetmek istiyorum. Çünkü bizden önce konuşan önerge sahibi değerli milletvekili -seçim bölgemden- Kütahya'dan bazı örneklerle yola çıktı. Aslında Kütahya'da baktığınızda, son dönemde kamuoyuna da intikal etmiş, 25 bin erkeğin göç ettiğine dair bir spekülasyon var. Şimdi, bir 25 bin nüfus azalmasının doğrudan acaba çalışan nüfusun sadece işsizlik ve ekonomik yetersizlikle ilgili olarak göç ettiği yönünde çıkarımlar aslında tamamen siyasi, son derece sığ ve yanlış çıkarımlardır. Neden derseniz?
Değerli milletvekilleri, meşhurdur Nasrettin Hocanın fıkrası. Bir ödünç kazan vermiş. Kazan geldiğinde, yanında küçük bir kazanla geri gelince oradaki kişi sesini çıkarmamış fakat bir sonraki seferde kazan geri gelmeyince, "Ne oldu Hoca bizim kazan?" deyince bu sefer "Öldü."demiş. "Peki, doğururken ses çıkarmadın da `Kazan öldü.' deyince niye itiraz ediyorsun?" demiş.
Nereden geleceğim buraya? Kütahya'da bir önceki yıl baktığınızda nüfusta yaklaşık 20 bin artış var, bir sonraki yıl 25 bin eksiklik var, bir sonraki yıl gene 10 bin artış var. Şimdi, bu işte bir anormallik var. Anormallik de şu: Çalışan nüfusun eksilmesiyle ilgili değil, tamamen TÜİK'in aldığı verilerde, esas aldığı askerî celp oranlarında. Bir yıl askeriye 1 celp yerine 4 celp bildirmiş ve 4 tane nüfus bildirince böyle bir suni artış meydana gelmiş. Şimdi bundan yola çıkarak illerin ekonomisinin kötü olduğu ve tamamen yok olduğu anlamına gelmez.
Bir de -çok kısa- doğurganlık oranı hâlâ ülkemizde yer yer sorun. Kütahya'mızın Domaniç ilçemizde doğurganlık oranı 1,9. Belediye başkanımız, merkezde doğan çocuklara 1 tane hediye bayrak veriyor. Sordum, "Son üç ayda, Yakup Başkan, ne kadar bayrak verdin?" dedim, Şehir merkezinde toplam 6 tane çocuk doğumu var. Demek ki sadece bu konu değil.
Bir de baktığınızda bir iddia söz konusu oldu, işte, işsizler gitti, geri kalan nüfusta da ortalama olarak işsizlik oranı da azalmış oldu. Bu çok asılsız bir iddiadır. Gidenlerin tamamı işsizlikten gidenler değil, gelenler de tamamen işe sahip olanlar değil. Burada, hareketin içerisinde memurlarımız var, çalışanlar var, işi olup da gidenlerin içinde, ailede işsiz kişiler de var. Dolayısıyla, bu tamamen bilim dışı bir çıkarım ve iddiadır.
Ülkemizde miras yollu arazilerin bölünmesi, tarım alanlarının daralması, çiftçi başına düşen arazi miktarının azalması geçmişte çok önemli bir sorundu. İşte, çözüm olarak biz buralardan başladık. Öncelikle toplulaştırma anlamında yapılan çalışmalarda büyük mesafeler katedildi. 2001 yılına kadar yapılan toplam toplulaştırmaya baktığınızda yaklaşık 450 bin hektarla sınırlı kalırken şu anda 3 milyon hektarın üzerine çıkarılan bir toplulaştırma var. 2023 yılında biz bunu tamamlamayı ve arazileri toplu olarak, verimli olarak çiftçilerimize verebilmeyi hedefliyoruz.
Baktığınızda, ülkemizin her yerinde barajlar, göletler, sulama göletleriyle topraklarımıza bereket geliyor. Sadece Kütahya'da son on yılda yapılan veya yapımı devam eden baraj sayısı 3, yapımı devam eden gölet sayısı 45; binlerce dekar alan, sulama alanları ve kanallarıyla devam ediyor.
İş istihdamına bakalım, neredeydik ne oldu? Türkiye'de işsizlik oranları şu anda euro bölgesinin en düşük miktarlarına doğru yaklaşmaya başladı.
Ben Kütahya'dan kısaca örnekler vermek istiyorum: Çokça eleştiriler var, kamu yatırımları yapılmıyor, iş alanları açılmıyor? Bakın, Emet'te Etibor, 2 tane fabrika Hükûmetimiz döneminde yapıldı, 3'üncü fabrika da 600 bin liralık ödenekle, inşallah, önümüzdeki birkaç yıl içinde gerçekleşmiş olacak. Tunçbilek'te tamamen yeni havzalarla birlikte binlerce yeni iş alanına bir ila beş yıl içinde kavuşulacak. Gene, çokça eleştirilen özelleştirmelerde, son Seyitömer özelleştirmesine baktığınızda şu anda hiçbir işçimizin açıkta kalmadığını görüyoruz.
Gene, organizelere bakalım. Kütahya organizede 2004 yılında 10 tane tesis, toplam 250 çalışan vardı; bugün 70'in üzerinde tesis, 6.500 çalışan var. İkinci organizeyi kurduk. Gediz'de 2006 yılında kurulan organizede 900 kişi istihdam ediliyor ve özelde çalışan kişi sayısı da 2.700'den 5.000'e çıktı.
Tavşanlı OSB'ye bakıyorsunuz, 2006'da kuruldu, 2010 yılında tesisleşmeye başlandı ve toplam 4 tesis kuruldu, 11 tesis yatırımda. Şu anda 1.350 istihdam var, bitince 300 kişilik istihdam olacak.
KOSGEB tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar esnafımıza ve iş kurmak isteyen girişimcilere önemli destekler veriyor. Mevcut iş yerlerinde üniversiteli çalışan işçilere, personele verilen desteklerin yanı sıra tanıtım, katalog, fuar destekleri? gene girişimcilere verilen, yeni iş kuracaklara verilen destekler... Bugün "Ben iş kuracağım." diyorsunuz, size 30 bin lira hibe, gene 70 bin lira da size çok düşük faizle kredi veriliyor. "Ben iş birliği yapacağım, güç birliği yapacağım." dediğinizde, 5 kişi bir araya geliyorsunuz 250 bin lira hibe, geri kalan 500 bin lira da çok düşük faizle size kredi veriliyor. Hanımlara mikro krediler var. Teşviklerde şu anda Kütahya ve Afyon 4'üncü bölge teşvik kapsamında.
Gene, baktığınızda 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Kanunu dört yıl boyunca uzatıldı. Buna göre işveren payı olan primler hazine tarafından veriliyor. Bakın, illerin genişlemesine yönelik olarak ulaşımda, tüm Türkiye'de ulaşımda katedilen mesafe halkımız tarafından çok iyi değerlendiriliyor.
Gene, Kütahya ve bölgemize hitap eden Zafer Havalimanı. Kütahya'yı çevre illere bağlayan bütün yollarımızın bölünmüş yolla donanması demir yollarındaki projeler ile büyük bir istihdam kaynağı bekliyoruz.
Gene, üniversiteler, Türkiye'nin bütün vilayetlerinde üniversitelerimiz var. "Üniversite ne olacak, her yerde kurulmasın." diyenlere inat Hakkâri'de bile üniversitemiz açıldı. Kütahya'daki üniversitemiz 2001 yılında toplam 21 bin öğrenci varken şu anda 43 bin öğrenciye ulaştı.
Bakın, özetle, değerli milletvekilleri, sadece Kütahya için vereceğim, Kütahya'da fazla söze gerek yok, istihdam anlamında 2001 yılında SGK'lı çalışan sayısı 28.300, bugün, 2013'te 80 bin SGK'lı çalışan var. Bunun üstüne de 24 bin tane BAĞ-KUR'lu ve tarım sigortalı çalışan var.
Baktığınızda Hükûmetimiz bununla ilişkili önlemleri almış, -kentlerimizi değişim, dönüşümle birlikte- kentsel dönüşümler uygulanmakta, her taraf insanlarımızın, hemşehrilerimizin daha iyi yaşayacağı mekânlar, parklar, bahçelerle donanıyor.
Sağlıkta çok önemli gelişmeler var. Çocuklarımız artık başka illere gitmiyor, yerinde okullarımız açılıyor. Köylerimiz güzelleşiyor, daha sağlıklı hâle geliyor ve bu millet 2001 yılında Başbakanın önüne atılan yazar kasayı unutmadı, yollara dökülen esnafı, köylüyü unutmadı.
Bu nedenle, Milliyetçi Hareket Partisinin araştırma önergesi aleyhinde oy vereceğimizi söylüyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)