| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 134 |
| Tarih: | 08.07.2013 |
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 478 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 73'üncü maddesinin "h" fıkrasının (2)'nci bendi için söz almış bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri, iktidarın, Meclisi baypas ederek çıkardığı kanun hükmündeki kararnamelerin Anayasa Mahkemesinden dönen maddelerini, iktidar, yasama yılının sonuna sıkıştırarak çıkarmaya çalışmaktadır. Bu insanlık dışı çalışma şartlarında sağlıklı kararlar beklenmektedir. Anlamını değiştirmeden küçük değişiklikler yaparak kurnazlık yapılmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararlarının ruhuna aykırı olarak, meslek odalarını paypas ederek Anayasa Mahkemesi kararlarını şöyle anlatıyorlar: "Bu hükümler kanun hükmünde kararnameyle olmaz, kanun yapın." Evet, şeklen bakınca da öyle görünüyor. Ancak, bu durumun tek başına yeterli sayıldığının anlaşılması yersizdir. Başka türlü söylersek, bu kanunların kanunla düzenlenmesi Anayasaya aykırılığın kaba boyutunu ortadan kaldırır ancak esasta aykırılıkları çözmez. Anayasa'nın 20'nci maddesindeki "kişisel verilerin korunması" hükmü ortadayken bu düzenlemenin, kanun hükmünde kararname yerine kanunla olması Anayasa'ya aykırılığı ortadan kaldırmaz.
Sağlık Meslek Kurulu tarafından meslekten geçici ve bütünüyle men cezalarının verilebilmesi de kurulun bileşiminin yanı sıra temel hak niteliğindeki çalışma hakkının ortadan kaldırılmasına ilişkin bir yaptırımın bu derece belirsiz, ölçütleri muğlak, belli olmayan şekilde düzenlenmesi, meslek mensuplarının hukuki güvenliğini ihlal etmektedir.
Türk Dişhekimleri Birliğinin meslek uygulamasına ilişkin ücretleri belirlemesine ilişkin bu düzenlemede tarifenin niteliğinin rehber olarak tanımlanması yerine asgari olarak tanımlanması, sağlık hizmetlerinin niteliğinin korunması bakımından önemlidir. Turist rehberliği ücretinden mimarlık ücretine, avukatlık ücretinden veterinerlik ücretine kadar pek çok alanda hizmetin asgari bedelinin belirlemesi ilgili meslek kuruluşları tarafından yapılmaktadır. Buna karşın, ücret üzerinden rekabetin yaratacağı ağır ve geri dönüşü olmayan sonuçlar göz ardı edilerek ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin ücretinin serbest bırakılması, meslek kuruluşuna ise sadece rehber niteliğinde bir tarife belirleme yetkisinin verilmesi kesinlikle yanlıştır.
Anayasa'nın yaşam hakkıyla sağlık hakkını düzenleyen 17 ve 56'ncı maddelerinin yanı sıra 135'inci maddesi bu düzenlemeyle ihlal edilmektedir. Hasta-hekim ilişkisi zorlu bir ilişkidir. Bir tarafta korkmuş, ağrılı, telaşlı, sıkıntıda bir kişi, diğer tarafta yorgun, bıkkın bile olsa her zaman hatasız bir görev yaparken hastaya kötü haber vermesi, acı ilaç önermesi, yasaklar koyması gerekebilen bir hekim. Bütün bu zorluklara rağmen bu ilişki büyük çoğunlukla çok iyi gider. Neden, biliyor musunuz? Güven ve saygı. Sağlık sistemi için en büyük tehlike hasta-hekim arasındaki bu esas değerlerin zayıflaması ve bozulmasıdır.
Hastalara ait tıbbi kayıtlar SGK ve Sağlık Bakanlığı veri tabanlarında toplanmaktadır. Bu veri toplanmasında kişinin ve muayenehanenin özellikleri, hastanın onamı dikkate alınmamakta, cinsel sorunlar, psikiyatrik durumlar ve hastanede olan her şeyin detaylı olarak bildirilmesi istenmektedir. Ayrıca, bu verilerin satılması, başka kurumlarla paylaşılması söz konusudur. Şimdi, torba yasayla muayenehanelerden de detaylı ve istisnasız veri gönderilmesi mecburi hâle getirilmek, bunun için kurumların ve hekimlerin ödeme yapması istenmektedir. İstisnasız, her türlü verginin hastanın onamı ve durum hassasiyeti dikkate alınmadan, resmî ve özel sağlık hizmeti ayrımı yapılmadan toplanması, hekimin buna memur edilmesi, bir de üzerine ücret ödemesi istenmesi kabul edilemez.
Sağlık hizmetlerine darbe vurulması kaçınılmazdır. Hastaların sisteme veya hekime güvenmemelerine, sağlık hizmetlerine başvurmamalarına, hasta ve hekimin resmiyeti olmayan kayıt dışı yollarla çözüm aramalarına neden olacaktır. Hekimi meslekten menetme yetkisi Sağlık Bakanlığına verilmek istenmektedir. Hekimin ruhsatsız verdiği her tıbbi hizmet, hapis ve ağır para cezalarıyla cezalandırılmak istenmektedir. Bu yetkinin odaların dışına çıkarılması olumsuz yaralar açacaktır. Bakanlık bürokrasisi kendinden bu kadar emindir ki kendini Meclisin üstünde görüp rehber tarifeler ve rehber personel listesi bile hazırlamıştır.
Mutsuz ve tedirgin hekimlerin bu ülkeye hiçbir yararı yoktur. Bu maddede görülen, denetçi şartları aranıyor. Bu denetçi şartlarını herhangi bir şekilde koymanızın bir gereği yok. AKP il başkanlıklarına gidildiği zaman zaten bu şartlar yerine getirilmiş olmakta. Onun için, bu maddenin iade edilmesini istiyorum, retlerinizi istiyorum.
Saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)