GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 8/7/2013 TARİHLİ 134'ÜNCÜ BİRLEŞİMDE YAPMIŞ OLDUĞU KONUŞMADAKİ BAZI İFADELERİNİN YANLIŞ ANLAŞILDIĞINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:135
Tarih:09.07.2013

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Sayın Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Dün gece 478 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin beşinci bölümü üzerinde yapmış olduğum konuşma sırasında iktidar partisi sıralarından yapılan sataşmaların arasında bazı milletvekillerinin şahsıma karşı hoş olmayan ifadelerde bulunduklarını tutanakları incelediğimde tespit ettim. Bu husustan dolayı söz aldım. Ancak, ne o milletvekillerinin kimler olduğunu ne de söylediklerini sizlere aktarmayacağım. Hatta "Bu sözleri iade ediyorum." da demeyeceğim çünkü bugün ramazanın birinci günü ve ben oruçluyum.

Dünkü konuşmamda "Bugün iktidarda bulunan parti ve Hükûmetin anlayışını, kadrolaşma politikasını, başka düşüncelere yaklaşımını, otoriter, baskıcı, hatta diktatörlük diye nitelendirilebilecek yönetimlerde görmek mümkündür." tespitini yaptım. Bu noktadan hareketle, tarihte ve özellikle Türk-İslam topluluklarında yaşanmış örneklerle ve nitelemelerle konuşmamı süsledim. Bu konuşmanın hiçbir cümlesi, yasa dışı örgütlere ve denetimsiz sokak hareketlerine olumlu, sıcak baktığım anlamında değerlendirilemez. Sokaktaki illegalite ve karanlık örgütler asla ve asla tasvibimizi alamaz ama elinde tencere, tava ve düdüklerle protesto edenleri görmek ve anlamak için çaba sarf etmeyenler, gözü kapalı olanlar, kalp gözü kapalı olanlar arasında hiç kimse olmamızı beklemesin.

Ben, bu salondaki herkes gibi Müslüman bir Türk olarak doğdum. Babam bana ve diğer 6 kardeşime İslam'ın ahlak ve faziletini, Türklüğün gurur ve şuurunu aşıladı. Bu yaşıma kadar kendimi Hira Dağı kadar Müslüman, Tanrı Dağı kadar Türk hissettim. Babam iyiyi güzeli, doğruyu ve hayırlıyı aramamızı, takip etmemizi öğretti. İyi, güzel, doğru ve hayırlı olmadığını fark ettiğimizde, o şey ne olursa olsun terk etmeyi, gerekirse af ve özür dilemeyi de öğretti. Her şeyi öğretti ama kula kul olmayı, köle olmayı öğretmedi. Haksızlık karşısında susmayı, dilsiz şeytan olmayı hiç öğretmedi. Sadece babam olduğu için değil, öğrettikleri ve öğretmedikleri için de onu rahmetle anıyorum.

Müslüman bir Türk olduğum için Cenab-ı Allah'a şükrediyorum. Ellerim niyaz için semaya açıldığında Yüce Allah'a "Son nefesimde şehadet kelimesini nasip et, ondan önce de `Ne mutlu Türk'üm.' demeyi nasip et Yarabbi." diye dua ediyorum.

Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)