GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:135
Tarih:09.07.2013

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında, siz değerli milletvekillerinin, aziz milletimizin ve İslam âleminin ramazan ayını tebrik ediyorum, hayırlara vesile olması için de Yüce Rabb'imizden niyaz ediyorum.

Değerli milletvekilleri, eğitim sistemini ilgilendiren önemli bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. On bir yıllık AKP iktidarında birçok hizmet alanı allak bullak edilmiştir. "Reform yapıyoruz", "ezberleri bozuyoruz" gibi koca koca sözlerle bu ülkenin en az yüz yıllık geçmişi olan kurum ve kuruluşları çökertilmiş, devlet sistemi deneme yanılma yolu ile hiçbir ciddi devlete yakışmayacak şekilde deneylere tabi tutulmuştur. Kaçıncı kez sağlık yasası çıkarılmış, Tam Gün Yasası yine bilmem kaçıncı kere değiştirilmiştir. Kamu ihale sistemi, devletin mali yapısı eleğe çevrilmiş, kamu personel rejimi içinden çıkılamaz bir hâl almıştır. Terörist ile pazarlık masasına oturularak güvenlik güçleri yapayalnız bırakılmıştır ama en büyük tahribat, değerli milletvekilleri, eğitim sistemimizde meydana gelmiştir. Göreve getirilen her bakan kendinden önceki birikim ve deneyimleri inkâr ederek Bakanlığı sanki babasının işletmesiymiş gibi düşlerini, fantezilerini gerçekleştirme yeri olarak görmüştür. Arada ezilen, âdeta her yıl değişen müfredat ve sınav sistemiyle pinpon topuna çevrilmiş milyonlarca öğrenci, veliler ve öğretmenler olmuştur ve bundan da en küçük bir pişmanlık duyulmamıştır. Hangi ülkede bakanların eğitim sistemiyle bu kadar oynamasına, bakanlığını oyun ve düş alanı hâline getirmesine müsaade edilir?

Üç dönemdir tek başına iktidar olan, Mecliste her türlü yasal düzenleme yapacak gücü bulunmasına rağmen eğitimi çağdaş normlarla kaliteli bir hâle getiremeyen iktidarın toplumdan özür dileme dışında söyleyecek ne sözü olabilir?

Her gelen Millî Eğitim Bakanı, âdeta kundakçı gibi, devraldığı yangına daha çok benzin dökerek ateşi harlamıştır.

Şimdi de dershaneler konusuna göz dikilmiştir. Dershanelerin ortaya çıkış gerekçesine kafa yormadan, bazı cemaat ve cemiyetlerle hesaplaşma politikasının bir argümanı noktasına indirgeme kolaycılığı seçilmektedir. Dershane gerçeği, AKP eğitim politikalarının bir sonucu, AKP'nin eğitimdeki yetersizliğinin bir tezahürüdür. Okullarda çocuklarımızı eğitmezsen, özellikle müspet ilimleri yeteri kadar öğretmezsen birileri çıkar bu boşluğu doldurur, nitekim, dershaneler de bunu yapmıştır. Düne kadar övgüye, takdire mazhar olduğunu ifade ettiğiniz dershanecilik sistemi ne olmuştur da tu kaka hâline gelmiştir?

2002'de 2 bin olan dershane sayısı on bir yıllık AKP İktidarının sonunda 5 binleri bulmuştur. Bu tavrınızın değişiklik nedenini herkes biliyor hatta sağır sultan dahi duymuştur. Kibirli politikalarınıza bazı çevrelerden yükselen ve sizleri aklıselime davet eden itirazlardır bu değişikliğin nedeni.

Değerli milletvekilleri, tasvip edersiniz ya da etmezsiniz ancak dershanelerin mevcudiyetini haklı kılan bazı unsurlar vardır ki bu unsurlar geçerliliğini korudukça dershanelerin ortadan kaldırılması da yanlış olacaktır. Merkezî sınav sistemi ortadayken bu dershaneleri kaldırmak doğru mudur? Hâlâ daha öğretmen yokluğundan kalabalık sınıflara kadar her türlü problemin cari olduğu yetersizlikler ve başarısızlıklarla dolu bir alanda bu eksiklikleri giderme görevine soyunmuş dershaneleri tasfiye etmek, hele hele yerine bir şey koymadan tasfiye etmek doğru mudur? Kendin eksiklikleri giderme, kendi üzerine düşeni yapma, eksik veya fazla ciddi bir şeyler yapmaya gayret gösterenlere de karşı çık. Yerine bir şey koymadan atacağınız bu adım yanlış olacaktır, çok boyutlu negatif sonuçlar doğuracaktır. 60 bin vasıflı öğretmen, 40 bin civarında -bilgi işlemci, kayıt memuru gibi- çalışan işsiz kalacaktır. Üniversite merkezî giriş sınavı kısa vadede ortadan kalkmayacağına göre özel ders sektörü ve kayıt dışı merdiven altı dershanecilikte evlerde patlamalar olacaktır. Bundan en fazla orta direk ve fakir öğrenciler zarar görecektir. Yine, devletin 2 milyar dolarlık vergi kaybı ve SGK sisteminde 100 bin mükellef kaybı olacaktır. Eğitimin niteliğinde karşılaşılacak sorunlar ise cabası.

Bu kararınızın objektif gerekçelere dayandığına inanmıyoruz. Aksine, söylediğim gibi "Ben sana gösteririm" tehdidinin siyasal hesaplaşma arzusunun bir tezahürüdür. Eğitimde siyasal ve kindar hareket etmeniz bu ülkeye büyük zarar verecektir diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)