| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ VE DEVLET MEMURLARI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 136 |
| Tarih: | 10.07.2013 |
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum.
Değişiklik önergemiz 73'üncü maddenin (t) bendinin (2) numaralı alt bendine ilişkin. Bu önergemizde, yapı denetimi hizmet bedeli olarak yatırılan tutarların yüzde 1'i ruhsatı veren idarenin, yüzde 1'i de Bakanlık bünyesinde bulunan döner sermaye işletmesinin hesabına aktırılmasını istiyoruz. Açıkçası, vatandaş lehine bir düzenleme. Şimdi, göreceğiz bakalım vereceğiniz oylarla vatandaş lehinde olup olmadığınızı.
Değerli milletvekilleri, daha önceden de bu kürsüden ifade etmiştim, yine aynı konuyu huzurlarınıza getirmek istiyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında her gelen Millî Eğitim Bakanının düş ve fantezilerini gerçekleştirme modasına son açıklamalarıyla Sayın Nabi Avcı Beyefendi de uymuştur. Önceki AKP'li Millî Eğitim Bakanlarının önce OKS'yi imha edip SBS'yi ihdas ettiği yetmezmiş gibi, şimdi de SBS'nin yeniden kaldırılacağı Sayın Avcı tarafından duyuruldu. Bu kadar kısa zaman içerisinde bu kadar çok makas değiştirmek ya cahillikten yapılır ya da kusura bakmayın, milletin evlatlarına eziyetten, düşmanlık hissinden yapılır. SBS kaldırılıyor, dershaneler kapatılıyor. Tesadüfün böylesine ne denir! Yıllarca methiyeler düzerek iktidara giden yolda bu gönüllerden koltuk değneği hizmeti talep edeceksin, büyüyüp kocaman olunca "Seni nerede gördüm?" diyeceksin. Yıllardır konuşulan dershaneler meselesi bir anda çözülmeye karar veriliyor. Nasıl bir çözümse! Herkes söylüyor, "Önce eğitim sistemini dershanelere ihtiyaç olmayacak bir biçimde yeniden tanzim et, alternatif bir öneri geliştir." Yok?
Hükûmet, daha doğrusu Sayın Başbakan -çünkü Hükûmet içerisinde de kendisi gibi düşünmeyenler olduğunu biliyoruz- Sayın Erdoğan, önce dershaneleri kapatıyor, ardından da meseleye bir çözüm bulmaya karar veriyor.
Bu, iki şekilde açıklanabilir değerli milletvekilleri: Ya niyeti üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek ya da sorun çözmesini bilmemek yani iş bilmezlik.
Değerli milletvekilleri, hepiniz biliyorsunuz, Türkiye'de bir öğrencinin temel eğitimini aldıktan sonra istekleri doğrultusunda eğitimini sürdürmesi, merkezî sınavlardan alacağı puana bağlı. Sınavsız bir şey olmuyor. Okullarda verilen eğitim öğrencileri bu sınavlara hazırlayamıyor. Önce bunu tespit etmemiz lazım. Okulda, Eğitim Bakanlığının belirlediği müfredatlara değinilip genel bilgiler aktarılıp ölçülüyor.
İyi okullarda okumak, kaliteli okullarda okumak ancak merkezî sınavı kazanmakla mümkün. Dershaneler, bu sistem devam ettiği ölçüde, aslında sınavı kazanmada destek işlevi görüyor. Okullarda verilen yüzeysel bilginin detayları dershanelerde veriliyor.
Dershanelerin kapatılması kararı, sektörün yetkili sözcüleriyle, STK'larla ve millî eğitim camiasıyla istişare edilmemiştir. Türkiye Yeni Eğitim Platformu bu karar karşısında, dershanelerin eğitimde fırsat eşitliğine hizmet ettiğini söylüyor.
Final Dershaneleri "Sınavlar kalksa bile, derse takviye olduğu için bu dershanelere ihtiyaç var. Dershaneler kalkarsa gayriresmî dershaneler ortaya çıkar." diyor.
Özel Okullar Birliği, onlar da "Türkiye'deki eğitim ile OECD ve Avrupa Birliği ülkelerindeki eğitim arasında ciddi bir kalite farkı var. Dershaneleri kaldırmaktan önce dershanelere olan ihtiyacı ortadan kaldırmak lazım." diyor.
Yine, FEM şirketi -bir eğitim şirketi- "Olan, gariban insanların çocuklarına olur." diyor.
Bu kadar uyarı varken değerli arkadaşlar, bu görüşleri dikkate almadan, onlarla bu konuyu görüşmeden dershaneleri kapatmanın objektif gerekçelere dayanan bir izahı, bir gerekçesi olamaz. Karar, sadece siyasi bir karar olarak kalır. Aslında bunun böyle olduğunu yani siyasi bir karar olduğunu da bilmiyor değiliz. Ancak dershanelerin ait olduğu zihniyetlere hesap sorulması adına, milyonlarca öğrencinin ve ailelerinin geleceğiyle oynamak zalimliktir, hakikaten kibirdir. "Ben yaptım, oldu." anlayışıdır.
Yamalı bohça hâline getirdiğiniz torba yasada bunları ifade etmek, yanlıştan dönmeniz, altyapısını hazırlamadan dershaneleri kapatmanın eğitim sistemimize zarar getireceği uyarısında bulunmak istedim.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)