| Konu: | SÖZLEŞMELİ ERBAŞ VE ER KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLİ YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE'NİN; TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İÇ HİZMET KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 138 |
| Tarih: | 12.07.2013 |
ENVER ERDEM (Elâzığ) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının 2'nci maddesi üzerinde verilen önerge nedeniyle söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, yapılan konuşmaları dikkatle izledim. Bizim canımız, gözümüzün nuru olan Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili yapılan olumsuz değerlendirmelere katılmadığımı buradan ifade etmek istiyorum. Darbeler de dâhil olmak üzere ülkemizin yönetimiyle ilgili geçmişte yapılan hataları ayırım yapmaksızın değerlendirmek gerektiğine inanıyorum.
Değerli milletvekilleri, AKP iktidarı olarak, Hükûmet olarak karşımıza getirdiğiniz bütün kanun teklifleri ve tasarılarında aslında birkaç tane maddenin, esas kanun tasarısının veya teklifinin amacını oluşturduğu ve bunların da bu tasarı veya teklif içerisinde gizlendiğini, dışı, paketi süslü ve güzel ama içinde çok olumsuz sonuçlar doğurabilecek düzenlemeler olduğuna şahit oluyoruz. Bu, geçmişte çıkarmış olduğumuz birçok kanunda olduğu gibi -Büyükşehir Kanunu gibi, bu açılım sürecinde olduğu gibi- şimdi de bu kanunda aynı sıkıntılarla karşı karşıyayız. Kanunun 16'ncı, 17'nci, 18'inci ve 19'uncu maddeleri ciddi riskler taşımaktadır.
Kanunun 16'ncı maddesi, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11/D maddesinde 2010 yılında yine darbelere gerekçe olabileceği endişesiyle kaldırmış olduğunuz EMASYA protokollerini 2012 yılında tekrar geri getirmenizle beraber şimdi bu kanun çerçevesinde bununla ilgili düzenleme yapıyorsunuz.
Şimdi, hepinizin -birçok hukukçu var içimizde- çok iyi, çok net bilebileceğiniz bir konu var: Bu yeni getirmiş olduğumuz düzenlemeyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin sadece dış tehdit algılamasıyla görev yapabileceğini düzenledikten sonra yani bu özel kanunda bunu getirdikten sonra, İl İdaresi Kanunu gibi genel bir kanunla, gerektiği zaman iç güvenlikle alakalı ordunun veyahut da askerin göreve davet edilmesinin mümkün olamayacağını ifade etmek istiyorum. Bunu, maalesef, hukukçu olmayanların buraya koymuş olduğu bir bilgi olarak değerlendiriyorum.
Yine, bu düzenlemenin, değerli milletvekilleri, 17'nci maddesinde askerlik tanımlanıyor. Askerlik "harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyeti" olarak değerlendiriliyor, "Türk vatanı istiklal ve cumhuriyetini korumak" cümleleri buradan çıkarılıyor. Yani "Türk" kelimesini bizim kanunlarımızdan çıkarmak sizin iktidarınız zamanında, devri iktidarınızda moda hâline geldi.
Yine, değerli milletvekilleri, düzenlemenin 18'inci maddesi silahlı kuvvetlerin vazifesini tanımlıyor. Yine, burada da yapmış olduğunuz düzenlemeyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin sadece dışarıdan gelebilecek tehdit ve tehlikelere karşı görevlendirileceğini söylüyorsunuz. Yani bunu söylerken, aslında, terörist örgütün bir şekilde sınırlarımızın içerisine girdiği andan itibaren silahlı kuvvetlerimizin bunlara müdahale edemeyeceğini söylüyorsunuz. Bunlara müdahale edebilmek için de zaten, yine, eğer 5442, 11/D'yi uygulasanız bile, ancak askerden önce yardım isteyip sonra, herhâlde, teröristleri göstermek suretiyle bunlara müdahale edilmesini isteyeceksiniz.
Esasında buradaki temel amacınızın, değerli milletvekilleri, son zamanlarda yapmış olduğunuz düzenlemelerle ve Türkiye'deki gelişmelerle terörist örgüte alan açmak olduğunu, Türk Silahlı Kuvvetlerini zaten bölgeden çektiğinizi, yerine PKK'nın asayiş timlerinin boy gösterisi yaptığı günleri de yaşadığımıza göre burada ciddi şüphelerimiz olduğunu da sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, bu düzenlemenin 2'nci maddesi sözleşmeyi yenileme zamanı geldiğinde sözleşmeli er veya erbaşlar terör örgütü tarafından kaçırılırsa bunların müracaatına gerek kalmadan bunların sözleşmelerinin yenileneceğine dair bir düzenleme. Yani bu düzenlemeyi buraya koymanız bile ayıp. Aslında, Türk ordusunun bir uzmanının, bir erbaşının terörist örgüt tarafından kaçırılacağını öngörmenizin bile, onu buraya koymanızın bile bir ayıp olduğunu düşünüyorum.
Yine 478 sayılı Yasa'yla sözleşmeliler kadroya geçirilirken hayati riskler taşıyan bu insanların tekrar sözleşmeyle çalıştırılması usulüne devam edilmesi veya bu konuda düzenlemeler getirilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)