GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SÖZLEŞMELİ ERBAŞ VE ER KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLİ YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE'NİN; TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İÇ HİZMET KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:139
Tarih:13.07.2013

BDP GRUBU ADINA PERVİN BULDAN (Iğdır) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yoğun bir çalışma temposu geçirdik doğrusu. Yaklaşık on gündür gece gündüz demeden, burada, yoğun bir mesai saatiyle birlikte bazı kanunları çıkarmaya çalıştık. Bu kanunların ardından, bugün, Danışma Kurulunda aslında Meclisin tatile girmesi yönünde bir karar alındı. Biz, Barış ve Demokrasi Partisi olarak, Meclisin tatile girmemesi yönünde bu Danışma Kurulu önerisine imzamızı atmadık. Çünkü, böylesi önemli bir süreçte, böylesi olağanüstü bir süreçte Meclisin tatile girmemesi gerektiğini, özellikle çözüm ve barış sürecinde Meclisin daha çok çalışması gerektiğini, demokratikleşme alanında bazı yasaların çıkması gerektiğini ifade etmeye çalıştık ama yine de 3 grubun, 3 siyasi partinin kararıyla Meclisin tatile girmesi kararı alındı ne yazık ki.

Şunu ifade etmek istiyoruz tabii ki: Meclis her ne kadar tatile girse bile, zamanı gelince, önemli yasalar hazırlanınca, Meclisi olağanüstü toplama yetkisinin de olması gerektiğini düşünüyoruz, bayramdan sonra da olabilir tabii. 1 Ekime kadar tatil olmasının doğru olmadığını ve Meclisin zaman zaman olağanüstü toplanarak bu sürece katkı sunması gerektiğini ve önemli yasaları, özellikle demokratikleşme alanında önemli yasaları da çıkarması gerektiğini ifade etmek istiyoruz.

Değerli arkadaşlar, başlatılan bu sürecin, özellikle Barış ve Demokrasi Partisi olarak, başlatılan çözüm ve barış sürecinin önemli olduğunu ve bu süreçten beklentilerimizin ve kaygılarımızın olduğunu da ifade etmek istiyoruz. Nedir bu beklentilerimiz değerli arkadaşlar? Özellikle Hükûmetin bir irade beyanında bulunması gerektiğini çok açıkça ifade etmek istiyoruz. Biz, aslında yaptığımız basın toplantılarında ve yine, burada, Genel Kurulda yaptığımız konuşmalarda, dışarıda bulunduğumuz her platformda, eğer bu sürece bir katkı sunulacaksa, bu barış süreci gerçek anlamda bir barış sürecine evrilecekse, Hükûmetin ne yaptığını kamuoyuyla paylaşması gerektiğini ve bir irade beyanında bulunması gerektiğini ifade ediyoruz.

Yine, bu süreçte, yapımları devam eden karakol inşaatlarının mutlaka durdurulması gerektiğini düşünüyoruz çünkü eğer bir çatışmasızlık sürecinden bahsediyorsak ve bu ülkede şu anda bir çatışmasızlık süreci varsa yeni karakol inşaatlarına, yeni karakol yapımlarına ihtiyaç duyulmamalıdır.

Koruculuk sistemi aslında Türkiye'nin önemli bir meselesidir. Koruculuk sisteminin lağvedilmesi gerektiği, bu süreçte korucu alımlarına, korucu kadrolarına ihtiyaç olmadığı düşüncesindeyiz. Ama, tabii ki koruculuk yapan insanların ellerindeki silahların alınarak bu insanların topluma kazandırılması yönündeki düşüncelerimizi de sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Değerli arkadaşlar, yeni yasama yılında mutlaka tutuklu milletvekilleri, 9 milletvekili görevine başlamalıdır. Şu anda tutuklu bulunan 9 milletvekilimiz  var, herkes 8 diye bahseder ama biz Sayın Hatip Dicle'yi de milletvekili sayıyoruz çünkü halkın iradesiyle milletvekili seçildi ama ne yazık ki mazbatası elinden alındı. 8 olarak ifade edilen, aslında 9 milletvekili arkadaşımız şu anda cezaevinde. Onların da yeni yasama yılında mutlaka görevleri başında olması gerektiğini ama aynı zamanda, KCK'li tutukluların da mutlaka serbest bırakılması gerektiğini ifade etmek istiyoruz.

Değerli arkadaşlar, hasta tutuklular önemli bir mesele. Şu anda yüzlerce insan ölüm sınırında ve cezaevlerinde hasta tutuklu olarak yaşamaktalar. Bu hasta tutukluların bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini, onların tahliyesinin aslında, bir anlamda yaşama bağlanmaları anlamına geleceğini, aileleriyle vedalaşma, aileleriyle helalleşme haklarının olduğunu buradan bir kez daha ifade ederek bu hasta tutukluların bir an önce serbest bırakılması gerektiğini düşünüyoruz.

Yine, dil ve üslup meselesi çok önemli bir mesele. Özellikle, Genel Kurulda bazı milletvekili arkadaşlarımızın, erkek milletvekili arkadaşlarımızın kadın bedeni üzerinden siyaset yapmalarını artık bırakmaları gerektiğini, yeni dönemde dilimize, üslubumuza hepimizin dikkat etmesi gerektiğini, buna da -önemli bir mesele olarak- yeni dönemde inşallah dikkat edeceğiz ve özellikle erkek milletvekili arkadaşlarımızın bu konuda biraz daha duyarlı olmaları, biraz daha dikkat etmeleri gerektiğini ifade etmek istiyoruz.

Değerli arkadaşlar, önemli bir süreçten bahsettik. Kırk yıllık çatışmalı sürecin bittiği, silahların sustuğu ama aynı zamanda, fikirlerin konuştuğu bir süreci yaşıyoruz. Silahların sustuğu diyoruz ama özellikle, dün burada, Genel Kurulda kürsüye çıkan birkaç milletvekili arkadaşımız "Yaşanan bu süreçten rahatsız olduğunu, akan kardeş kanının niçin durduğunu, hâlâ insanların ölmesi gerektiğini" ifade eden sözlerde bulundular.

KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) - Doğru, doğru.

PERVİN BULDAN (Devamla) - Ben, buradan bir kez daha bu açıklamayı yapan milletvekili arkadaşlarıma şunu ifade etmeye çalışacağım: Hiç kimse barıştan korkmasın arkadaşlar, hiç kimse demokrasiden korkmasın. Eğer altı aydır bu coğrafyaya cenazeler gelmiyorsa, eğer altı aydır bu coğrafyada analar ağlamıyorsa, eğer altı aydır bu coğrafyada çocuklar yetim kalmıyorsa hepimizin bu süreçten mutluluk duyması, hepimizin bu süreçten memnun olması gerekiyor. Oysa, insanlar ölürken, bu coğrafyaya asker cenazeleri gelirken "Niçin bu kanı durdurmuyorsunuz? Niçin silahları susturmuyorsunuz? Siz susturmazsanız, siz bu kanı durdurmazsanız biz durduracağız." diyenler, bugün, burada, çıkmışlar "Niçin bu kan akmıyor, bu savaş devam etmiyor?" diyerek? Gerçekten, bu yapılan açıklamaları anlamakta zorluk çekiyoruz değerli arkadaşlar.

Şimdi, özellikle, bu barış ve çözüm sürecinde MHP'nin tutumunu, yine CHP Grubunun tutumunu aslında kınamak istiyorum.

KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) - Ben de kınıyorum.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Bundan onur duyuyoruz, onur.

PERVİN BULDAN (Devamla) - CHP'nin Barış ve Çözüm Komisyonuna üye vermemesini? Çünkü, bu süreçte CHP'nin elini taşın altına koyarak bu sürece katkı sunması gerektiğini, sosyal demokrat bir partinin bu sürecin dışında kalmaması gerektiğini de ifade etmek istiyorum.

Her şey lafla değil arkadaşlar. Burada, bu kürsüde, çıkıp "Barışa katkı sunuyoruz, demokratikleşmeye katkı sunuyoruz." diyorsunuz ama pratik olarak bu sürecin içerisinde yer almıyorsunuz.

Yine, MHP'li arkadaşlar, bu sürece katkı sunmanız gerekiyor, akan kardeş kanından rahatsız olmanız gerekiyor.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - PKK'yla yapılan hiçbir müzakerede biz yokuz!

PERVİN BULDAN (Devamla) - Öldürülen insanlar bizim insanlarımız, öldürülen insanlar bu coğrafyanın insanları.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - PKK'yla yapılan hiçbir müzakerede biz yokuz!

PERVİN BULDAN (Devamla) - Bu kan durmalıdır.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Otuz senedir kan akıyor, biz mi akıtıyoruz!

PERVİN BULDAN (Devamla) - Savaş bitmelidir.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Bırakın silahları, çıkın hâkimin karşısına, hesabını verin.

PERVİN BULDAN (Devamla) - Bu ülkeye barış gelmelidir.

OKTAY VURAL (İzmir) - Adam öldürmekle siyaset olmaz!

PERVİN BULDAN (Devamla) - Bu ülkeye huzur gelmelidir. Silahlar susmalıdır.

OKTAY VURAL (İzmir) - Kanla siyaset olmaz!

PERVİN BULDAN (Devamla) - Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz arkadaşlar. (BDP sıralarından alkışlar)