| Konu: | SÖZLEŞMELİ ERBAŞ VE ER KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLİ YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE'NİN; TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İÇ HİZMET KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 139 |
| Tarih: | 13.07.2013 |
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının ikinci bölümü üzerinde şahsım adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu tasarı 43 maddeden ibaret; 41 maddesi yetersiz bulduğumuz ancak yapılması gereken, sorunların sadece küçük bir kısmını çözen düzenlemeler. Olsun, bir askerimizin bile sorununu çözüyor ise sorumlu muhalefet anlayışımız gereği yanındayız, itirazımız olmaz. Ancak, 17'nci ve 18'inci maddelerde Türk milleti adına itirazlarımız var. Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nda askerlik tanımı değiştirilerek içi boşaltılıyor; âdeta, Uzak Doğu dövüş sporlarının öğretilmesi gibi, "harp sanatını öğretmek" şekline indirgeniyor. AKP tarafından, vatan sevgisi imandandır, dini, devleti, milleti, bayrağı için hayatlarını feda edenler şehittir ve şehitlerin yeri peygamberler makamının yanıdır gibi inanç değerlerimiz, bu değişiklikle sulandırılıyor. Artık, peygamberlerin yanında, İslam'a bayraktarlık yapan yüce Türk milletine kendisini adayanlar değil, kendi canlarını bu uğurda feda edenler değil; harp ve dövüş sanatını iyi bilenler, siyah kuşak sahibi dövüşçüler oturacak. Peygamber'imizin ismini taşıyan Mehmetçikler, artık vatana, millete, bayrağa ve din-i İslam'a teslim olma ve sadakat gösterme yerine harp sanatını öğrenmek üzerine yetiştirilecek. Allah'a, vatana, millete, bayrağa iman etmiş neferlerin AKP'ye göre "teçhizatlı ordu"nun yanında iflas ettiğinin kabulü. Silah var, mermi var; inanç, iman ve adanmışlık yok. "Bana iman etmiş on asker verin bir ordu yerine." sözü yer ile yeksan.
Değerli AKP milletvekilleri, eserinizle övünebilirsiniz. On yıldır eğitimi dışlayan, sadece öğretim ile meşgul olan millî eğitim sistemimiz de böyle çökertildi. Milletine, milliyetine, vatanına sadakat ve bağlılığın içini boşaltırsanız sonuç mukadderdir. Peygamber Efendimiz, Türk milleti için, onun komutanı ve askeri için övücü cümleler kurarken herhâlde onların din, devlet ve millet için adanmışlık duygularını ifade ediyordu. Bu mübarek günde, bin kere yazıklar olsun demek istiyorum. Bu cümleleri kurmak durumundayız. Milliyetçi Hareket Partisi olarak 51 milletvekiliyle bu yasanın bu şekilde çıkmasını engelleyemedik.
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) - 30 kişiydiniz 30! Nerede 51 kişi?
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Hiç olmazsa yarın ilahî hesap gününde dilimizle söylediğimizi ve kalbimizle buğzettiğimizi yüce Yaradan önünde ifade edelim istedik.
Askerlik tarifinin değiştirilmesinin arkasına neden bu kadar düştünüz, bu rahatsızlığınızın nedeni nedir, hakikaten merak ediyorum. Bakın, tanım diyor ki: "Askerlik, Türk vatanını, istiklal ve cumhuriyetini korumak için harp sanatını öğrenmek ve yapmaktır." Neden rahatsız oldunuz? "Türk" kelimesinden mi, "Türk vatanı"ndan mı, "Türk istiklal" ve "Türk Cumhuriyeti"nden mi, yoksa hepsinden mi?
Dün, Millî Savunma Bakanı Sayın Yılmaz'a bir arkadaşımız soru sordu, Türkiye Cumhuriyeti'nin Millî Savunma Bakanı olduğunu unuttu, "Siz de herkesi Türk yapmaya çalışıyorsunuz." dedi. Bu milletin etnik ve dinî kökenine bakmadan herkesi kucakladığını unutarak ya da bilerek söyledi bu sözü çünkü arkasından çıkan bir milletvekili, Türk milletine, devletine, evet, on bir yıldır sizin yönettiğiniz devlete, tarihine ağız dolusu hakaretler etti. İmam-cemaat meselesi! Sen böyle yaparsan bunun için fırsat kollayanlar ne yapmaz? Nitekim yaptı da. Aşıkların birbirine yol vermesi gibi, söylediğinin nerelere gideceğini kestiremeyen -devlet adamı demiyorum- bir siyasetçinin sözleri bu ağır hakaret ve iftiralara dayanak teşkil etti. "Türk milleti" kelimesini ısrarlarımız sonucu ağzından cımbızla aldığımız Sayın Bakan, "Bu ülkede tek millet yoktur, bunu kabulleneceksiniz." diyen bir milletvekilinin sözleri öncesinde, mücadele edilmesi gereken PKK bölücü zihniyetinin bir sloganını milletin huzurunda ifade etmekten bir beis duymadı. "Siz de herkesi Türkleştirmeye çalışıyorsunuz." diyerek, PKK da bunu iddia ediyor kanlı eylemlerini haklı çıkarmak için. Millî Savunma Bakanı böyle derse, şu anda PKK terörüyle mücadele için bölgede, sınırda nöbet bekleyen, vatan görevini, pardon, sizin tabirinizle "harp sanatını" icra eden Mehmetçik ne düşünür, komutanlar ne düşünür? Sayın Bakan, peygamber ocağına zarar veriyorsunuz, ya doğru şeyler söyleyin ya da susun; emin olun, susmakla bu ülkeye ve temsil ettiğiniz şerefli orduya çok daha fazla hizmet edeceksiniz.
Değerli milletvekilleri, ikinci itirazımı da bir sonraki söz aldığımda ifade edeceğim. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)