| Konu: | SÖZLEŞMELİ ERBAŞ VE ER KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLİ YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE'NİN; TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İÇ HİZMET KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 139 |
| Tarih: | 13.07.2013 |
SİNAN OĞAN (Iğdır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 479 sıra sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 25'inci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, öncelikle şunu ifade etmek lazım: Askerlik Kanunu'nu değiştiriyorsunuz; iyi, güzel, hoş; askerlikle ilgili birçok şey yapmak istiyorsunuz; bunların da hepsini anlamak mümkün ancak bizim anlamakta zorlandığımız hadise, Askerlik Kanunu'nu değiştirirken örneğin "Türk vatanı" kelimesinden niye rahatsız oluyorsunuz? Veya askerliğin tarifini yaparken oradaki "Türkiye için", "Türk vatanı için", "Türk için" bu sözlerden niye rahatsız oluyorsunuz? Bununla ilgili acaba -PKK'yla zaten uzun süreden beri görüşmeleriniz var- PKK'ya verdiğiniz sözler çerçevesinde mi bunu yapıyorsunuz? Doğrusu merak ediyoruz.
Tabii, hele "iç tehdit", "dış tehdit" konularına hiç girmiyorum. Zira, tehdidi iç tehdit olmaktan çıkarırsanız içerideki bölücü terör örgütünü de siz bir tehdit olarak görmekten çıkarmış olursunuz ve dolayısıyla, bunu sıradan bir hadise, sıradan bir vaka olarak görmüş ve polisiye bir hadise noktasına getirmiş olursunuz.
Bir de tabii, burada yeni birtakım eklemeler yapılıyor 25'inci maddede. Örneğin, belli bir yasak bölgenin ilan edilmesi, onun süresi vesair gibi. Burada bir sorunun da cevabının verilmesi gerekir, örneğin sınırımız yasak bölge midir veya yarın ilan edilecek sınırda bir yasak bölgede; çatışmanın sürdüğü, devam ettiği bir yasak bölgede, PKK'ya da belli oranda yüzde veren kaçakçılar o yasak bölgeden geçtiği takdirde ya çatışma sonucu ya bombalama sonucu veyahut da mayına basma sonucu hayatını kaybettiğinde bunlar ne sayılacak? Sizin yaptığınız gibi, Hükûmetinizin yaptığı gibi onlar şehit mi sayılacak, onlara belli bir tazminat mı ödenecek, yoksa bu "yasak bölge" kavramıyla siz buna da yeni bir düzenleme getiriyor musunuz? Aksi takdirde, zaten, terörist ile şehit, kaçakçı ile namuslu vatandaş ayrımını yapamamış olursunuz.
Sayın İçişleri Bakanımız da buradayken bir soruyu da sormak istiyorum Iğdır adına: Sayın İçişleri Bakanı, Iğdır'da Canderviş Karakolunu kapatırken vatandaşlara bunu sormak hiç aklınıza geldi mi? Bölgedeki vatandaşlar diyor ki: "Bu karakol bizim burada güvenliğimizi sağlayan bir karakol. Biz, PKK'nın geçiş güzergâhında 14 tane köyüz. Bu karakol buradan kalktığı takdirde bir sene içerisinde bizim bu köyleri terk etme gibi bir mecburiyetle karşı karşıya gelmemiz söz konusu." Bununla ilgili muhtarlar defalarca müracaat ettiler, bununla ilgili köylülerimizin müracaatı var ama siz ısrarla o karakolları oradan kaldırıyorsunuz. Bunun sebebini doğrusu merak ediyorum, bunun sebebini merak ediyoruz.
Karakol, devlet ne için vardır? Vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamak için değil mi Sayın Bakan? Peki, madem öyle, Iğdır'daki vatandaş diyor ki: "Benim can ve mal güvenliğim burada Allah'a emanet olmuş. Devlet burada belli bir saatten sonra yok." Peki, niye kaldırıyorsunuz hâlâ Sayın Bakan, niye kaldırıyorsunuz? Daha önce Sayın Millî Savunma Bakanına da söyledik, dedik ki vatandaş istemiyor, vatandaş istiyorsa "Buradan kaldırın." diyorsa kaldırırsınız ama vatandaş "Buradan bu karakolu kaldırmayın devletim, milletim." diyor ama siz "Hayır, olmaz! Sizin güvenliğiniz Allah'a emanet..." Bir de PKK terör örgütünün vicdanına bırakıyorsunuz oradaki vatandaşın can ve mal güvenliğini. Sayın Bakan, olur mu bu? Olmaz. Sizin mükellefiyetiniz oradaki vatandaşın can ve mal güvenliğini korumaktır. Vatandaş eğer "Benim buradaki can ve mal güvenliğim tehdit altında." diyorsa, o karakol orada duracak. Neymiş efendim? En yakın karakol bir saat mesafedeymiş. Neymiş efendim? Biz mobil karakol yapacakmışız. Oranın coğrafi şartları ne mobil karakola müsaittir ne de o saatte bir saat mesafedeki karakoldan o dağı, taşı aşarak oraya gelmek mümkün değildir. Onun bir maliyeti yoktur. Vatandaş "Orada karakol kalsın." diyorsa devletin görevi de o karakolu orada tutmaktır diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)