| Konu: | SÖZLEŞMELİ ERBAŞ VE ER KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLİ YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE'NİN; TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İÇ HİZMET KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 139 |
| Tarih: | 13.07.2013 |
OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmetler Kanunu'nda değişiklik yapan bu kanun tasarısı görüşmeleri sırasında maalesef bu kürsüden "Türk milleti" ibaresine yönelik hasmane tutumlar, özellikle Millî Savunma Bakanının "Türk" kelimesini kullanmamızı bir ırkçılığa indirgeyen yaklaşımlar, aslında bu milletin var oluşunu ve bu devletin kuruluş temellerini göz ardı eden bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Evet, insan olmanın bir yaradılış gayesi vardır. Burası bir coğrafyayken vatan yapmanın da aslında değerleri vardır. Kültürü, inanışı, acısı, ihtiyaçları, muhtaciyetlerimiz; bütün bunlarla birlikte bir birliğe mahrek olduk, öyle bir vatan oldu. O bakımdan, bu coğrafyayı vatan yapan ve bu coğrafyayı vatan olarak koruyan bu milletin var oluş gayesini de anlamak lazım. Evet, bu devletimizin, Selçuklu, Osmanlı nihayetinde Türk devletinin de kuruluşunun temel felsefeleri vardır. Eğer siz insan olmanın ya da millet olmanın, millet olarak yaşamanın ya da devletin temellerini göz ardı ederseniz o zaman bu coğrafyada varlığın anlamı ortadan kalkar.
"Türk" kelimesi sosyolojik bir varlıktır, kültürdür, kimliktir, tarihtir, gelecektir, geçmiştir. 11 Temmuz Srebrenitsa'da Boşnaklara yönelik katliam olduğu zaman, o zaman Boşnak kardeşlerimiz geldiği zaman "Biz Boşnak olduğumuz için değil, Türk olduğumuz için katledildik." demişlerdir. Dolayısıyla "Türklük" kelimesinin medeniyet anlayışı içerisinde anlamı vardır. Bunun bu şekilde 36 etnik grup içerisinde tadat edilmesi Türklüğü anlamamak demektir.
Öte yandan, bu kürsülerde "Türk" kelimesinin, "Türklük" kavramının 1924'te girdiği ifade edilmiştir, son derece yanlıştır. 1876 Anayasası'nda Osmanlı kimliğini esas aldığı zamanda bile "Devletin lisanı resmîsi olan Türkçeyi bilmek esastır, şarttır." denilmiştir ve açıkçası "Heyet-i Ayan ve Heyet-i Mebusan mensuplarının da Türkçe bilmesi gereklidir." denilmiştir.
Bir başka tarihî yalan 1924 Anayasası'na "Türklük" kavramının girdiğine ilişkindir. Hayır, 1922'de Türkiye Büyük Millet Meclisinin aldığı 308 no.lu Karar'da aynen şunları söylemektedir; bu, kurucu Anayasa hükmündedir. "Bir kaç asırdır Saray ve Babıâlinin cehalet ve sefaheti yüzünden Devlet azîm felâketler içinde müthiş surette çalkalandıktan sonra nihayet tarihe intikal etmiş bulunduğu bir anda Osmanlı İmparatorluğunun müessisi ve sahibi hakikisi olan Türk milleti Anadolu'da hem haricî düşmanlarına karşı kıyam etmiş, hem de o düşmanlarla birleşip millet aleyhine harekete gelmiş olan Saray ve Babıâli aleyhine mücahedeye atılarak Türkiye'de Büyük Millet Meclisi ve onun Hükümeti ve ordularını?" demek suretiyle "Türk milleti Saray ve Babıâli'nin hıyanetini gördüğü zaman Teşkilâtı Esasiye Kanununu ısdar ederek onun birinci maddesiyle hâkimiyeti Padişah'tan almıştır." diyor.
Dolayısıyla kurucu olan irade budur. 308 no.lu karar 1-2 Ocak 1922 tarihinde alınmıştır ve bu devleti kuran iradenin Türk milleti iradesi olduğunu ifade etmiştir. Bu bakımdan, bugün geldiğimiz bu noktada burada sürekli olarak, "Türk milleti", yok "'Türklük' kavramı çıkartılsın.", yok "Türklük" kavramını 36 etnik grupta saymak, bizatihi bu milletin var oluşunu ve bu devletin kurucu iradesi olan Türk milletini yok saymaktır. Kurucu olan irade budur. Bu bakımdan bu iradeye burada bulunan bütün siyasi partilerin sahip çıkması gerekmektedir.
Bizi burada var kılan Türk milletidir ve bu devleti kuran da Türk milletidir ve nitekim Mustafa Kemal Atatürk "Tarih-i cihanda bir Cengiz, bir Selçuk, bir Osmanlı Devleti tesis eden ve bunların hepsini hâdisat ile tecrübe eyleyen Türk Milleti, bu defa doğrudan doğruya kendi nam ve sıfatında bir devlet tesis ederek bütün felâketlerin karşısında meftur olduğu kabiliyet ve kudretle ahzi mevki etti." diyor ve şöyle bitiriyor: "Türk ve İslâm, Türkiye Devleti, bu iki saâdetin tecellî ve tezâhürüne memba ve menşe olmakla dünyanın en bahtiyar bir devleti olacaktır." diyor.
Dolayısıyla bu esasları yok sayan, Türklüğü etnik kimliğe indirgeyen ve bu şekilde Meclis kürsülerinde bu kavramı yok sayan zihniyetler, bizatihi bizi buraya getiren milletimizi yok saymaktadır. Bu bakımdan, ben, bu kurucu iradeye herkesin sahip çıkması gerektiğini ifade ediyorum. Evet, bu devleti kuran irade Türk milletidir. Herkes bunu böyle bilmelidir, dolayısıyla böyle de bilecektir.
Hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)