| Konu: | SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 09.05.2012 |
SIRRI SAKIK (Muş) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yani her yasa geldiğinde aslında alavere dalavere, Kürt Mehmet nöbete. Nasıl BDP'yi dışlarız, nasıl Kürtlerin önünü keseriz? Şimdi, bu mevcut Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu durduğu müddetçe siz demokrasiden bahsedebilir misiniz Allah aşkına? Siz, 2007 seçimlerinde BDP -o dönem Demokratik Toplum Partisi- seçimlere bağımsız katılacak, alelacele bir gece operasyon yaptınız, getirdiniz bağımsızları birleşik oy pusulasına dâhil ettiniz. Sorun neydi? "Kürtler kendisini Parlamentoda ifade etmesin." "Bizim dışımızda kimse gelmesin." Şimdi, bu maddede üç parti, diğer partiyi yok hükmünde sayan bir anlayışınız var.
Avrupa hukukundan bahsediyorsunuz, Avrupa'nın hiçbir yerinde yüzde 10'luk baraj var mı; böyle rezil rüsva bir Siyasi Partiler Yasası, bir Seçim Kanunu var mı? Hani övündüğümüz, bir yeni anayasa, yeni bir toplumsal sözleşmeden bahsediyoruz; 12 Eylül ve askerlerden, askerî anayasadan hesap soracağımızı söylüyorsunuz ama bir taraftan da askerlerin getirdiği bu Siyasi Partiler Yasası, Seçim Kanunu'nu, böyle, -herkes el ele vererek- "Bunu nasıl kollayabiliriz, koruyabiliriz?" anlayışı var, "Partimiz nasıl buradan nemalanabilir, nasıl oy sağlayabilir." anlayışı var. Buradan farklılıkların Parlamentoya yansıması, farklı renklerin gelip burada düşüncelerini ifade etmesi gibi bir derdiniz yok; "Onları nasıl yok edebiliriz?" diyorsunuz.
Türkiye'de aslında Seçim Yasası bir torba yasası gibi. Bir parti lideri çıkıyor, mesela AKP'den Sayın Başbakan çıkıyor -bir torba yasası hazırlamış- elini atıyor torbaya, diyor ki: "Ya, Bülent Arınç, sen Bursa'ya git.", "Faruk Çelik, sen Urfa'ya git.", diğeri, bilmem nereye git. Böyle bir demokrasi olur mu? Her seferinde çıkıp eleştirdiğiniz o tek parti dönemindeki uygulamaları? Mesela kendi ilimizde, yıllarca biz Muş'tan vekil görmedik. Kimi gördük? Ankara kimi tayin ettiyse onu gördük. Şimdi de aynı yöntemle, Sayın Başbakan kimi tayin ediyorsa o gözüküyor veyahut da CHP lideri veyahut da MHP lideri veyahut da BDP lideri? Bunun içinde halk yok, bunun içinde demokrasi yok, bunun içinde Avrupa hukuku da yok, kendi hukukumuz da yok.
Bakın, Avrupa'nın birçok ülkesinde baraj sıfır noktasında. Nerede? Fransa'da, Hollanda'da, İrlanda'da, İngiltere'de, İspanya'da, Portekiz'de, Finlandiya'da, Kıbrıs Rum kesiminde baraj sıfır noktada. Danimarka'da yüzde 2, Yunanistan'da yüzde 3 ve Almanya'da yüzde 5 ve bizim ülkemizde yüzde 10'luk bir baraj uygulanıyor ve bunu demokrasinin neresine yerleştirebiliriz? Nasıl bir demokrasiden bahsedebiliriz?
Şimdi, yüzde 10'luk barajı uyguluyorsunuz ve üç partiye sandıkta temsil hakkı sağlıyorsunuz, dördüncü partiyi yok sayıyorsunuz. Hazine barajında da üç parti bu hazine barajından nemalanıyor, pay alıyor, bizim verdiğimiz vergilerden üç parti alıyor ama dördüncü parti tek bir lira almıyor. Şimdi de getirip götürüp burada sandık kurulunu oluştururken "Ya, nasıl BDP'yi yok hükmünde sayabiliriz?"? Vallahi, zaten, bu yasanın A'dan Z'ye hepsi yanlış, yanlış düğmelenen bir gömlek gibi siz neresini düzeltirseniz düzeltin ilk düğme yanlış düğmelenmiş. Onun için, bu yasanın kökten değiştirilmesi gerekir. Bu Siyasi Partiler Yasası, bu Seçim Kanunu olduğu müddetçe, siz, Anayasa'yı da değiştirirseniz sonuç alamazsınız. Onun içindir ki biz ilk günden beri söylüyoruz: Gelin, bu "yol temizliği" dediğimiz yol temizliğine işte buradan başlayalım. Yeni bir siyasi partiler yasası yeni bir seçim kanunu ve uygun olan bir barajla seçimlere hep birlikte gidelim. Ama bunları yapmıyorsunuz. Yok Avrupa'dakileri nasıl dâhil edecek? Siz bağımsızları yok sayacaksınız, belli partileri yok sayacaksınız, kendinize uygun bir dizayn yapacaksınız, adına da "demokrasi" diyeceksiniz. Vallahi kusura bakmayın, 12 Eylül aktörü Kenan Evren'in demokrasisi neyse sizin de demokrasiniz odur çünkü oradan nemalanarak iktidar oluyorsunuz, iktidarınızı da ona göre dizayn ediyorsunuz.
Ben, önergemize oy istiyorum ama, yani verseniz de bir şey değişmeyecek vermeseniz de değişmeyecek çünkü adaletiniz yok.
Saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Sakık.