| Konu: | YARGI HİZMETLERİ İLE İLGİLİ OLARAK BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI (S. SAYISI 475) |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 126 |
| Tarih: | 27.06.2013 |
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Yargı Hizmetleriyle İlgili Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı'nın 4'üncü maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini aktarmak için söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, yargıyla ilgili 2002 yılından itibaren çok değişik yasalar yaptık, çok farklı yasaları değiştirdiniz. Şimdi de bu maddede boşalan üyelikler konusunu düzenliyorsunuz. Ancak şunu söyleyeyim: Bu kadar değişikliğe, bu kadar yargı paketlerine, yargı hizmetleri üzerine yapılan bu kadar çok değişikliğe rağmen Türkiye'de yargının sorunları artarak devam ediyor. Hukuksuzluk devam ediyor ve bırakın hukuk devleti ilkesini devlet bile tartışılır hâle geliyor.
Şimdi, bu yargının sorunlarını tartışırken, mali kaynak, kadro, teknik araç sorunları tabii ki önemli sorunlar ve değiştirilmesi, iyileştirilmesi gerekliydi, dosya sayısının azaltılması gerekliydi ama esas sorun, değerli arkadaşlar, en önemli sorun olan yargı bağımsızlığı sorunu. Bunu, maalesef, AKP'nin çok değerli milletvekilleri başta olmak üzere, görmezden geldiğiniz, sayın bakanlar bilmeyebilir ama sizler, içinizde çok değerli hukukçu arkadaşlar görmezden geldiğiniz için bir türlü düzeltmiyorsunuz, düzeltmeye yanaşmıyorsunuz. Bu yüzden şöyle bir değişiklik getiriyorsunuz: Boşalan üyeliklerin idari hâkim, vergi hâkimi olmasına göre bunu Adalet Bakanlığına bildireceğiz.
Şimdi, neden? Neden böyle bir değişiklik yapıyorsunuz? Çünkü kadrolaşma konusunu, gelen hâkimler mutlaka bizden olsun konusunu o denli önemsediniz ki, o denli ihtisas, bilgi, liyakat, bilim ve bağımsızlığı o kadar göz ardı ettiniz ki bugün böyle bir değişiklik getirmekle kendinizi yükümlü hissediyorsunuz.
Demin çok kızdınız Sayın Gürkut Acar konuşurken ama Başbakan gerçekten de bunları söyledi, söylemedi değil, öyle şeyler söyledi ki Sayın Gürkut Acar bunları buradan söylediğinde "Başbakana hakaret ediyorsun." diyorsunuz. Şöyle demedi mi: "Yargıya gerekeni söyledik, gereğini yapacak." Aynen böyle söylemedi mi? "Bir malum kuruluş başvuruyor, bir malum mahkeme karar veriyor." diyerek buradan Danıştaya seslenmedi mi? "O kararı tanımıyorum, o yargının verdiği kararı tanımıyorum, oraya AKM'yi de yapacağım, camiyi de yapacağım, o kararı ben tanımam." demedi mi? Aynısını?
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Demedi, uydurma!
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) - Ben uydurmam, sen orada söylüyorsun, uydurmak senin görevindir. Kes.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sen uyduruyorsun.
BAŞKAN - Sayın Kacır, lütfen.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) - Referandumdan söz etti. "Neden referandumdan söz ediyorsun?" dediğimizde "Ne yani keyfinizi mi bekleyecektik, o yüzden polis saldırdı." demedi mi?
Sevgili arkadaşlar, bunları hep söylüyoruz. Bu yargı bağımsızlığının mantığı, sizin çok değerli bir bakanınız olarak kabul ettiğiniz Bülent Arınç'ın şu sözlerinde gizliydi: "Benim güzel arkadaşım, pırıl pırıl bir Anadolu delikanlısı. Çok şükür birinci turda seçildi. Danıştaya da blok oy kullandılar. Allah verdikçe veriyor, kurbanı olduğum Allah, verdikçe veriyor."
HARUN KARACA (İstanbul) - Yalan söylememiş ki sen niye gocunuyorsun? Hayır, bir şey dememiş ki.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) - Sevgili arkadaşlar, bunların hepsini yaptınız. Merak etmeyin kurbanı olduğum Allah'tan değil, o Allah sadece sizin Allah'ınız değil, hepimizin Allah'ı da "Kurbanı olduğum Allah verdikçe veriyor." deyip sizin AKP'li üyeleri seçmenizi hiçbir kimse kabul etmez, merak etmeyin.
Değerli arkadaşlar, bu değişiklikleri yaptınız. Bağımsızlık ortada hâlâ duruyor. Sorun burada sevgili arkadaşlar, sorun adalet saraylarında değil, sorun binaların etrafının çimlendirilmesinde, çiçeklendirilmesinde değil, sorun kurbanı olduğumuz Allah'ın sizlere verdikçe vermesinde değil, sorun sizlerde, sorun Bakanınızda, sorun yargı bağımsızlığına bakış açınızda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HARUN KARACA (İstanbul) - Hayır, sorun sizde.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Devamla) - Sakın bana şunu da söylemeyin: "Bak ne güzel söylüyorsun, gülüyoruz." demeyin. Bir gün bunlara gülmeyeceğiz beraber ama o gün sizler "Biz gülmüştük bunlara ya, ilgilenmemiştik." diyeceksiniz. İnşallah demezsiniz sevgili arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)